Müzikle ilgili veya içinden müzik geçen kitaplar, diğer alanlarla karşılaştırıldığında daha az sayıda yayımlanıyor. Bunların tamamı da kişinin eline ulaşamayabiliyor, ya da yeterince duyuralamadığı için haberdar olunamıyor. Ayrıca az da olsa bazı kitapların sadece sanal olarak yayımlandığını belirtmek gerek.
Bu ayki yazımda elime ulaşan, diğer yazılar ve işler nedeniyle bir süredir masamın bir köşesinde beklemekte olan kitaplardan kısaca söz etmek istiyorum:
BİR GÖNÜL HİKÅYESİ
Gençler Gönül Gökdoğan’ı bilmeyebilir ama, kendisi bir dönem İstanbul’un önde gelen, acar keman solisti ve eğitimcisidir. Seçkin bir ailenin kızı olarak 1940 yılında İstanbul’da doğmuş, 5,5 yaşında gene dönemin en ünlü keman pedagogu Karl Berger’le başlamış, normal eğitimini ise bir özel ilkokuldan sonra High Scholl ve Amerikan Kız Kolejinde yapmıştır. 1956’da ise Ankara’da girdiği özel yetenek sınavını kazanarak “dövizli öğrenci” olarak Fransa’ya gitmiş, 1957’de Paris Ulusal Konservatuvarı’nın giriş sınavını kazanarak G. Bouillon’un öğrencisi olmuştur. Ardından Ecole Normale’dan Jacques Dumont ile çalışıp aldığı lisans ve solistlik diplomasıyla birlikte önünde geniş bir ufuk açılmış, CSO ile Anadolu turnesinde 18 konser vermiş ve İstanbul’da çalmış, Fransa’da çeşitli orkestraların daimi solisti olarak Amerika ve Avrupa ülkelerindeki turnelerde yer almıştır.
Gönül Gökdoğan’ı 1968’de İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda hoca, üç yıl sonra ise İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın yaylı sazlar bölümünün kurucusu olarak görürüz. Konserler, jüri üyelikleri birbirini kovalarken keman alanında Türkiye’nin ilk profesörü ünvanını da alan Gönül Gökdoğan 32 yıl keman ve oda müziği dersleri vermiş, ardından köşesine çekilmiştir. Onu öğrencileri hiç unutmamışlardır.
Gelelim, okumakta hayli geciktiğim kitaba… Bu bir “komşuluk hukuku ve sevgisi” ürünü… Zeynep Keten aslında işletmecilik öğrenimi görmüş, eski Tarım,Orman ve Köyişleri Bakanlığı müsteşarlarından Mustafa Keten’in kızıdır. Oturdukları apartmanda belki de en çok saygı duyduğu, sevdiği komşu “Gönül Teyze”siydi. Uzun pandemi döneminde, Gönül Teyze’siyle sohbetleri sayesinde bu kitap ortaya çıktı.
Gönül Gökdoğan doğrusu , tüm yaşamını, ailesini, müzik eğitimi ve meslek yaşamı boyunca karşılaştıklarını büyük bir içtenlikle anlatmıştı. Gökdoğan’ın anlattıkları , günümüzün geniş olanakları içinde eğitim alıp, ardından değişik müzik kurumlarında kadrolu, 4B ya da kaşeli olarak çalışan genç müzisyenlere ders niteliğinde. Aynı zamanda 50’li, 60’lı yılların ve sonrasının ekonomik durumu, iletişim ve yolculuk olanaklarıyla ilgili tarihsel bilgiler içeriyor.
Kimse korkmasın, bu kupkuru bir anlatı değil, Gönül Gökdoğan her şeyi o denli içtenlikli, yalın ama aynı zamanda tüm renkleriyle anlatmış ki, bir roman gibi okuyabilirsiniz. Müzikseverler de kitabın içinde pek çok tanıdık, bildik ada rastlayacaklar, kimlerin birbirleriyle yolları nasıl kesişmiş, göreceklerdir.
Bir Gönül Hikayesi, Zeynep Keten, Sözcükler Yayınevi ( Turgay Fişekçi), 268 sayfa, Liste fiyatı 160 Tl, internette 125 TL.
***
MÜZİK BEĞENİLERİ ÜZERİNE SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ
Müziği dinlemek, sevmek başka, dünyayla, toplumla ilişkisini, yarattığı etkinin tememlerinde neler yattığını merak edip incelemek, en azından bu konuda yazılanları okumak başka.
Eğer dinlemenin ötesindeki konuları merak ediyorsanız, okuyabileceğiniz bir kitap yayımlandı. Toplumbilimsel açıdan konuya ilişkin çözümlemeler, saptamalar içeren bu kitabın yazarı, kapakta kullanmasa da Prof.Dr. unvanlı sosyolog Uğur Zeynep Güven.
Müzik Beğenileri Üzerine Sosyolojik Bir Bakış adını taşıyan kitapta Uğur Zeynep Güven konuyu şu ana başlıklar altında inceliyor:
-İnsan, Kültür ve Toplum Bileşkesinde Müzik
-Kültür Tabakaları Çerçevesinde Müzik Beğenileri
-Müzik Beğenilerinin Peşinde: Kim, Neyi, Neden, Nasıl Dinler?
Bu ana başlıkların altında yer alan altbaşlıklarda yazar, klasik müzikten halk müziğine, caz ve rock’tan pop’a kadar farklı müzik türleriyle toplum katmanları arasındaki ilişkiyi inceliyor. Yaş, eğitim düzeyi, toplumsal statü ve roller, aile yapısı, yaşanılan mekân gibi etmenleri dikkate alarak, mevcut kuramlar, saha araştırma sonuçları ile veriler eşliğinde konuyu değerlendiriyor.
Galatasaray Üniversitesi ile Medeniyet Üniversitesi’nde sosyoloji alanında lisans ve lisansüstü dersleri veren Zeynep Uğur Güven, Sanattan Yansımalar portalinin de sürekli yazarları arasında bulunuyor.
Kitabın sonunda hatırı sayılır bir kaynakça ile kavramsal bir dizinin yer alması, hem meraklı okuyucu, hem de akademik çalışma yapanlar açısından son derece yararlı görünüyor.
Müzik Beğenileri Üzerine Sosyolojik Bir Bakış, Zeynep Uğur Güven, Lâkin Yayınları, 200 sayfa, Liste fiyatı 120 TL, internette indirimli 96 TL.
***
FIRAT KUTLUK’TAN İKİ KİTAP:
TRT RADYO-3 yayınlarını dinleyenler, Fırat Kutluk adını bir programcı olarak bilirler. İzmir Radyosu’nda yaptığı ve Radyo-3’te antene çıkan iki programı vardır. Bunlar "Müzik Neyi Anlatır" ve "Müziğin Saklı Tarihi" adlarını taşır. Radyom açık olduğu zaman benim de dinleyicileri arasında olduğum programlardır. Yapımcı, programlarının sunumunu da radyo spikerlerine bırakmaz, stüdyoya girerek kendi sesiyle yapar.
Bilmem dinleyicilerinin ne kadarı Fırat Kutluk’un bir müzikolog ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Prof. Dr. Unvanıyla çalışan bir “üniversite yorgunu” olduğunu bilir?
Bizde müzikoloji, ne yazık ki biraz fazla tekrara dayanıyor. Müzikologların toplumla paylaşacakları yeterli araştırmaya, görüşe rastlayamıyoruz ya da bunlar akademinin kapalı kapıları ardında kalıyor.
Fırat Kutluk ise alanında dış yayınları sürekli izleyen, kendisi de araştırma yapan, danışmanı olduğu yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin araştırma önerilerine olumlu bakan, orları doğru yönlendiren bir akademisyen.
İki yıl içinde yayımlanan son iki kitabıyla, elde ettiği sonuçları, bunlardan hareketle yaptığı fikir jimnastiklerini toplumla paylaştı.
NEDEN MÜZİK DİNLERİZ?
Kitapta, müzikoloji öğrencilerinin yaptığı küçük çaplı da olsa toplumsal ölçme çalışmalarının sonuçlarının yorumlanması, hem müzisyenler, hem de müzikseverler arasında tartışılan pek çok konuya ışık tutacak nitelikte.
Sekiz ana başlık şöyle sıralanıyor:
- Bir Bilişsel Alan Olarak Müzik
- Tonalite ve Atonalitede Kültürel ve Fiziksel Etkenler; Akustik Yasalar mı, 500 Yıl Öncesine Dayanan Dinleme Alışkanlığı mı?
- Müziği Dinlemek
- Müzik Beğenisinin Kültürel ve Sınıfsal Yapısı
- Müzik Tercihini/Tüketimini Kültür Omnivorluğu Üzerinden Yorumlamak
- Müzik Yapıtına Entelektüel Bakış
- Müzik Yapıtını Tanımlamak: Bach Neden İyidir?
- Müziği Anlatmak, Müziği Anlamlandırmak.
En ilgimi çeken, tonalite ve atonileteyle ilgili araştırma sonuçlarının da yer aldığı bölüm oldu. “Atonal Müzikten Tom ve Jerry’ye Nasıl Gelindi?” başlıklı bölümün altında, fMRI ve EEG teknikleriyle yapılmış iki araştırmanın sonuçları ilgi çekici ve gerçekçi. Bu teknikler üniversitede tıp fakültesinin de bulunması sayesinde yapılabilmiş belli ki.
fMRI, “fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme”yi ifade ediyor ve beyin aktivitesi sonucunda oluşan kan akışındaki küçük değişikliklerin ölçülmesini sağlıyor. EEG’de, ise beyin dalgaları kaydedilirken vücut hareketleri de bir video kamera ile kaydediliyor.
Deneklere Bach İki Keman İçin Re Minör Konçerto ile Schönberg’in Orkestra İçin Beş Parçası dinletilmiş. Verdikleri tepki ve tanımlanışı şöyle:
Bach: Zevk, mutluluk, huzur, mükemmellik, ihtişam, yumuşak, güzel, keyifli, hoş.
Schönberg: Rahatsız edici, iğrenç, endişe verici, merak, dikkat, gerginlik, huzursuz, kulak tırmalayıcı, yorucu, ürkütücü v.s.
EEG araştırmasında ise atonal ve tonal akorlar ezgili-ezgisiz ayrımıyla ölçülmüş. Deneklerin bir kısmı müzisyen, bir kısmı ise sıradan dinleyiciden seçilmiş. Sonuç üç aşağı-beş yukarı aynı! Yazar “Her dört çalışmanın sonucu da oldukça açıktır. Tonalite, her durumda (kurgu ezgi, kurgu akor, tonal yapıt, atonal yapıt) atonileteye yeğlenir” diyor ve ekliyor: “ Müzik deneyimi, müzik beğenisi katılımcının kültürel alt yapısı gibi etkenlerin varlığı yadsınamaz ama yine de bu tip çalışmalarda elde edilen nöral ve kültürel verilerin, bir şeyleri tek başına açıklamak için yeterli olmadığı kesin.”
Öncelikle müzikoloji öğrencilerinin okumasında yarar gördüğüm bir kitap.
Neden Müzik Dinleriz, Fırat Kutluk, H2o Kitap, 11 sayfa, Liste fiyatı 129 TL, internette indirimli 95 TL
MÜZİK KENDİNİ ANLATIR
Fırat Kutluk’un en yeni kitabı “Müzik Kendini Anlatır” ise müzikolojik-akademik olmaktan ziyade, edinilmiş bir kültürel birikimin ve yaşanmışlıkların, eleştirel ve yarı mizahi bir dille yazılmış deneme türünde yazılardan oluşuyor. Bu yazıların bazıları aynı zamanda edebiyatın objesi olarak da algılanabilir. Ama müzik temelinde…
“Beethoven’in Kapı Numarası” başlıklı yazıyla başlayan kitapta “Çikolata Soslu ‘Take Bach’ Üzerine Varyasyonlar”, “Caiz Şarkılar”, “Arabeskle Dansetmek”, “Tarlaya Ektim Aziz Martin” türü başlıklar, kitabı tanımlarken kullandığım cümlelerin kaynakları arasında. Böyle tam 23 yazı yer alıyor kitapta.
Kutluk’un yazarken keyif aldığı, bazı durumların acısını çıkardığını düşünmüş olabileceği yazıları okurken ben de keyif aldım. Bunun yanında insanı düşünceye de yöneltiyor bazı saptamalar. Önyargılardan kurtulma kılavuzu gibi ama yeni yargıların ne denli tartışılır olduğu da hissediliyor.
Gerek önsözünde, gerekse bazı yazılardaki saptamalarında Kutluk’un öz eleştiriye de hayli açık bir tavır koyduğu görülüyor. Eleştiriye açık olmayan bir toplum ve camiada, yazarın bu tavrı da değerli.
Müzik Kendini Anlatır, Fırat Kutluk, H2o Kitap, 111 sayfa, Liste fiyatı 139 TL, internette indirimli 115 TL
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
12 Nisan 2024, Ankara
Bu yazı Konser Arkası dijital dergisinin Nisan 2024 sayısında yayımlanmıştır.