Ölümünün 43. yılında CSO'nun İnönü'yü Anma Konseri'nde umuyorum ki bilinçli olarak öz-biçim ilişkisi gözetilmişti. Solistler, İnönü'nün çok önem verdiği evrensel alanda başarı gösteren Türk icracıları Ayşegül Sarıca (d.1935) ile Hüseyin Sermet'ti (d.1956). Konser programına İnönü'nün en sevdiği yabancı besteci olan Ludwig van Beethoven'in 4. Senfoni'si de yerleştirilmişti.
Özellikle gençler için biraz bilgi vereyim: Atatürk'ten sonraki ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü 1940’lı yıllarda Cumhurbaşkanlığı görevindeki yoğunluğuna karşın, etkinliklerin tamamına gidiyordu. Örneğin Figaro’nun Düğünü operasını 6 kez izlemişti.. Alman şef Hermann Scherchen yönetiminde CSO’nun DTCF Farabi Salonunda Beethoven’in bütün senfonilerini icra ettiği “izahlı” dört konserin de tamamında hazır bulunmuştu. Beethoven, en sevdiği bestecilerin başında geliyordu.
Bir konser sonrası sohbetinde söz Beethoven’den açılmıştı. Acaba bu büyük besteci kimdi, kimin malıydı? Birisi “Almandır, Almanya’nın malıdır” deyince İsmet Paşa “Hayır” diye söze giriyor ve küçük bir evrensellik dersi veriyordu:
“- Beethoven bütün dünyanın malıdır. Ben onu Alman olarak kabul etmiyorum. Tanrı onu hususi olarak bütün insanlığa hizmet etsin diye yaratmış. Dolayisiyle aynı zamanda bizim malımızdır.”
SARICA VE SERMET'TEN MOZART
İnönü'yü Anma Konserleri'nin ilki 21 aralık 2017 akşamı, CSO'nun 1. Şefi Rengim Gökmen yönetiminde W. A. Mozart'ın Don Giovanni operasının uvertürüyle açıldı. Hemen ardından seslendirilecek Mozart'ın İki Piyano İçin Op. 10 Mi bemol majör konçertosuna hazırlık olarak iki piyano sahneye yerleştirilmiş, yaylılar ve öteki gruplar sahne üzerinde geriye kaydırılmıştı. İkibuçuk metre kadar orkestranın içeriye alınması, sesin kulaklarımıza daha iyi ulaşmasını sağladı. Belki kalabalık kadrosu olmayan eserlerde tekrar denenebilecek bir düzen bu.
Önde Ayşegül Sarıca, arkada Hüseyin Sermet sahneye çıktıklarında salon çoşkulu bir alkış verdi.
Mozart'ın piyano ikililerinin repertuarlarında önemli yer tutan bu eserini seslendirirlerken, Sarıca her zamanki ciddiyet ve dikkati içindeydi. Hüseyin Sermet ise bu seslendirmeden ne denli keyif aldığını gösteren bir yüz ifadesiyle çalıyordu. Ayşegül Sarıca, eserdeki temaları öncelikle seslendiren 1. piyano partilerini, Sermet ise bu temaları birkaç ölçü sonra tekrarlamaya başlayan 2. piyano partilerini çalıyordu. Pamuk gibi iki tuşe ustası bir araya gelince, ortaya nasıl bir sonuç çıktığını anlatmama bilmem gerek var mı?
BİR RASTLANTI
Dinleyicinin çoğunluğu eserleri tanımıyor, el programına da bakmıyor olmalıydı ki, her bölüm arasında alkışladılar! Eserin o güzelim rondosu, son bölümü tamamlanınca daha çok alkışladılar. Bu denli alkış da şef Rengim Gökmen'in önerisiyle kısa bir tekrarla ödüllendirildi.
Bu konçertonun aslında ilginç bir yanı da, Sarıca'nın Paris Konservatuvarı'nı birincilikle bitirdiği 1953 yılında, henüz 11 yaşında bulunan dönemin hârika çocuğu İdil Biret'in aynı eseri, sonra uzun yıllar öğretmeni olacak büyük Alman piyanist Wilhelm Kemmpf'le birlikte çalmış olmasıdır. Bu konser 7 ve 8 Şubat 1953 'te ünlü Champs- Elysees (Şanzelize) Tiyatrosu'nda verilmişti. Afişlerde İdil Biret adının yanında (11 yaşında) ibaresi yeralıyordu.
BELLEKTEN BEETHOVEN
Konserin ikinci yarısında şef Rengim Gökmen'in, partitür kullanmadan bellekten yönettiği Beethoven'in 4. Senfoni'sini dinledik.
Gökmen'in bu konudaki çalışkanlığını, pek çok büyük senfoniyi ezberleyerek yönettiğini biliyoruz. Böylece esere ve orkestraya yoğunlaşma artıyor, eserdeki duygu ve nüanslar daha iyi ortaya konuluyor.
Başkemancı sandalyesinde Menevşe Aydoğdu'nun oturduğu CSO, senfonide de ilk yarıdaki yerleşme biçimini korudu. Özellikle İtalyan ve Alman bestecilerin müziklerinde, Rus bestecilere göre daha verimli konserler çıkaran Gökmen'in, sonuçtan tatmin olduğu yüzünden okunuyordu. Sanıyorum ki, Limak Filarmoni Orkestrası ve tenor Murat Karahan'la çıktığı Zeki Müren Şarkıları Anadolu turnesi sonrası, bu konser ona da iyi gelmiş olmalıydı.
YILBAŞI KONSERİNDE DURUM
Gelelim, dün yazdığım ( http://www.sanattanyansimalar.com/cso-nun-yeni-yil-konseri-ne-zaman-nerede/3394/) CSO'nun yılbaşı konseriyle ilgili son gelişmeye... Binaya girdiğimde yeni yıl konserleriyle ilgili afişin bastırılıp asılmış olduğunu gördüm. Tahmin ettiğimiz gibi iki opera solistiyle şef Rengim Gökmen yönetiminde yapılacaktı konser. Adı gibi görkemli bir ses ve tekniğe sahip Soprano Görkem Ezgi Yıldırım ile İzmir Operası'ndan son zamanlarda adından hayli söz ettiren tenor Erdem Erdoğan, 28 ve 29 Aralık'ta, afişin asılmasıyla birlikte üzerine “biletler tükenmiştir” ibaresinin de bilgisayar çıktısı olarak eklendiği yeni yıl konserlerinin solistleri. Program ise bu satırlar kaleme alınırken henüz ilan edilmiş değildi
Esas sürpriz ise, 27 Aralık Çarşamba akşamı için CSO Salonu'nun, CSO yönetiminden habersiz biçimde Limak Filarmoni Orkestrası'na tahsis edilmiş olması! Öğrendiğim, CSO'ya bu konser ve tahsisle ilgili Bakanlık ve ilgili kuruluşu Döner Sermaye'den herhangi bir yazı gelmemiş olması.
Biletix'te şöyle yazıyor:
“Tenor Murat Karahan, Soprano Teona Dvali, Mezzo Soprano Nino Surguladze ile Alessandro Cedrone yönetimindeki Limak Filarmoni Orkestrası, 27 Aralık'ta CSO Konser Salonu'nda yeni yıl konseriyle sizlerle...”
Ve de biletler satışta...
Haydi herkese iyi yıllar!
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
21 Aralık 2017