Tarihimiz irili-ufaklı kahramanlıklarla dolu. Bunların pek çoğu bilinmez, ders kitaplarında da yazmaz ama, filmi çekilecek, üzerine eser yazılacak niteliktedir. Hiç halk tarafından “Gazi” ünvanı verilen gemi duydunuz mu?
Bu gemi, Kurtuluş Savaşımız sırasında Karadeniz'de silah ve mühimmat taşıyarak büyük yararlılık gösterilen, bir keresinde düşmana yakalanmamak için kaptan ve mürettebat tarafından Ordu limanında batırılıp, sonra yeniden yüzdürülen, ama daha sonra Yunan gemileri tarafından Eynesil açıklarında kıstırılan, kaptanınca karaya oturtulan ancak açılan ateş sonucu devrilip kullanılamaz hale gelen,kalıntısı da şu ünlü “Karadeniz Sahil Yolu” taş dolgusu altında bırakılan Rüsûmat-4 gemisidir.
2021, Ordu halkının gönlünde önemli yeri olan, öyküsü yeni kuşaklara aktarılan Rüsûmat-4 gemisinin 100. yılı. Anı ve öyküsünün yaşatılması için Ordu'nun bilge insanlarından oluşan sivil girişim “Ordu Fikir Bandosu” oluşumu, kalıcı bir sanat eseri yaratılmasına önderlik etti. Ankara Operası solist sanatçısı bariton Tuncer Tercan'ın girişimiyle besteci-şef-kemancı Hasan Niyazi Tura, bir dönem Ordu'da edebiyat öğretmenliği yapmış olan edebiyatçı-yazar İbrahim Dizman'ın hazırladığı metin üzerine bir oratoryo yazdı. Soprano ve bariton birer solist ile bir anlatıcının yeraldığı eser, 20 kişilik bir orkestra ve küçük bir koro tarafından icra edilecek. Rüsûmat Oratoryosu için Samsun Devlet Opera ve Balesi görevlendirildi ve repertuara alındı. Eserin bestelenmesiyle ilgili finansmanı da Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı üstlenme sözü verdi.
Düşünülen takvimde bazı zorunlu değişiklikler olmaz ise eserin prömiyeri 3 Eylül 2021'de Ordu'da yapılacak, SamDOB orkestrasını da şef Rengim Gökmen'in yönetmesi bekleniyor. Eser, 2021-22 sezonunda SamDOB tarafından seslendirilmeye devam edecek.
Gelelim Rüsûmat'ın öyküsüne. 1891'de İngiltere’de balıkçı gemisi olarak yapılan Rüsûmat- 4, 1913 yılında Osmanlı Gümrük İdaresi’nce satın alınarak İstanbul’a getirilmişti. Günümüzde trol adı verilen “trawl” tipi bu İngiliz balıkçı teknelerinden toplamda 5 tane satın alınarak çeşitli hizmetlerde kullanılmıştı. Bu gemilere ‘vergi’ anlamına gelen Rüsum adı veriliyor ve geliş sırasına göre numaralandırılıyorlardı..
85 ton ağırlığında, 32 metre boyundaki buharlı (istimli) tekneye Rüsûmat-4 adı verilmiş, Marmara'daki limanlar arasında hem vergi kaçakçılığıyla mücadele için, hem de posta vapuru olarak hizmete alınmıştı. Ağustos 1914’te Osmanlı Bahriyesi’ne devredilerek mayın ve karakol gemisi olarak kullanıldı. Genişçe bir ön güvertesi, dümen ve baş altında iki kapalı ambarı bulunan gemi, Birinci Dünya Savaşı boyunca Marmara Denizi’nde yolcu, asker ve cephane taşıyacaktı.
Şansa bakın ki, Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada görev gereği Karadeniz’deydi ve böylece düşman eline geçmeyerek Anadolu'da kalacak, Kurtuluş Savaşı’nda TBMM tarafından 10 Temmuz 1920'de kurulan “Umûr-ı Bahriye Müdürlüğü” (Deniz İşleri Müdürlüğü) emrine verilecekti.
Karadeniz’deki taşıma harekatı, Akçakoca’dan Hopa’ya kadar 32 Liman Reisliği ve 1921 sonrasında oluşturulan 9 Gözetleme -Yardımcı Nakliyat İstasyonları ile eşgüdüm içinde yürütülüyordu.
Yunan ve İngiliz savaş gemileri, Mondros Mütarekesi’nin sonucu olarak Karadeniz’de devriye gezerek Kurtuluş Savaşı için cepheye Sovyetler Birliği'nden sağlanan silah ve cephaneyi taşıyan gemileri yakalamaya çalışıyordu. Ön güvertesine iki top monte edilmiş ancak saatte sadece 6 mil hız yapabilen Rüsûmat, 15 Ağustos 1921’de iki top ve 350 sandık cephaneyi Batum’dan yükleyerek İnebolu’ya yetiştirmeye çalışıyordu. Aralarda limanlara uğrayarak düşman gemilerinin seyri hakkında karadan yapılan gözlemlerin bilgilerini alıyorlardı.
Gemi, 17 Ağustos 1921 günü Ordu’ya vardı. Eksikleri gidermek ve düşman gemileri hakkında bilgi almak için kıyıya yaklaştı. Ancak düşman gemilerinin hem batıdan hem doğudan ilerlediği , yakalanma tehlikesinin fazla olduğu öğrenilince, gemi komutanı Yüzbaşı Galatalı İsmail Mahmud (Gökbora) gemiyi batırmaya karar verdi. İki top ve cephane sandıkları kayıkçıların kurduğu zincirle elden ele kıyıya çıkarıldı ve Ordu halkı tarafından kent içindeki güvenli binalara yerleştirildi. Yunan torpidobotunun yaklaşmakta olduğu gözlenince, komutan ön güvertede bir de küçük yangın çıkarttırdı. Rüsûmat'ın yanmakta ve batmakta olduğunu gören Yunan gemisi kurusıkı bir top atışı yapıp uzaklaştı. Bu kez Ordu kayıkçıları ve halk geminin yeniden yüzdürülmesi için seferber olacak, gerekli tamirat yapıldıktan sonra Rüsûmat Sakarya Savaşı öncesi taşıdığı cephaneyi İnebolu'ya yetiştirecekti.
Batırılıp tekrar yüzdürülerek savaşa devam ettiği için “Gazi” ünvanı verilen, halkın “ölüp de dirilen gemi” diye de nitelendirdiği Rüsûmat, ne yazık ki 1921 Eylülünde Giresun Eynesil açıklarında düşman gemilerince görülecek, komutanın gemiyi Eynesil sahilinde karaya oturtması bu kez işe yaramayacak ve açılan ateşle kullanılmaz hale gelecekti.
10 seferde 1070 tüfek, 7459 sandık fişek, 993 kasatura, 8 top ve 2244 sandık top mermisi taşıyan Gazi Rüsûmat-4'ün öyküsü kısaca böyle.
Ordu Büyükşehir Belediyesi, geminin birebir replikasını yaptırıp yerleştireceği Rüsûmat Müze ve Anıt-Parkı Projesi'ni sürdürüyor.
Biz de Rüsûmat Oratoryosu'nun 3 Eylül 2021'de Ordu'da seslendirilmesini merakla bekliyoruz.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
1 Ağustos 2021, Kaş