Radyo-3'te dinlediğim bir program anılarımı canlandırıverdi. 3 Nisan 2021 Cumartesi günü, Bahar Aktalay'ın hazırladığı, üflemeli çalgılar için yapılmış bestelerin ağırlıklı olarak sunulduğu “Nefesten Sese” programını dinlerken, 20- 21 yıl öncesine gidiverdim. Aktalay'ın programında Amerikalı besteci Bruce Reiprich'in yapıtları dinletildi. Neden Türkiye'de çok dar bir çevre dışında hiç tanınmayan Bruce Reiprich seçilmişti? Sorunun yanıtı bestecinin resmi web sitesindeki “ Reiprich'in müziğinin çoğu, Oğuz Tansel'in Türk şiirinde ve klasik Çin ve Japon şiirinde bulunan doğa imgeleri üzerine bir yansımadır” tümcesinde kendisi tarafından veriliyor. Benim de anılarımın canlanmasına yol açan, bestecinin Oğuz Tansel şiirinden etkilenerek, kimi şiir sözlerini de kullanarak yaptığı bestelerden oluşan bir CD albümünü “Salkım Söğüt / Weeping Willow” başlığı altında 2001 yılında yayımlamış olmamdı.
O dönemde beni böyle bir proje ile uğraşmaya iten, hem Oğuz Tansel ve ailesini tanıyor olmam, hem de kendisini anmak amacıyla İstemihan Talay'ın Kültür Bakanlığı sırasında düzenlenen anma programında, bizim sanatçılarımız tarafından seslendirilen “Salkım Söğüt” başlıklı eseriydi. Anma programında değerli sopranomuz Feryal Türkoğlu ve Tayfun Bozok, Derya Bozok(keman), Ercan Gören (viyola), Erdoğan Davran (viyolansel) ve Hüseyin Menekşe'den (kontrbas) oluşan Ankara Opera Beşlisi ile Opera Orkestrası'nın flüt sanatçısı Ata Aytuğ Oral ile piyanisti Fügen (Serbest) Yiğitgil yer almışlardı. Reiprich'in seslendirilen yapıtları o denli etkileyiciydi ki, salondan çıktığımızda çoktan CD projesi üzerinde düşünmeye başlamıştım.
Besteci, Tansel'in şiirlerinde üzerinde durduğu insan-doğa ilişkisine yaklaşımıyla, kendi ilgi alanı içindeki Zen-Budizm arasında bir paralellik de kurmuştu. İnsan-doğa ortak paydasında dünyanın iki ayrı coğrafyasından, Batı ve Doğu'dan iki insanın, evrensel değerleri ve insani duyguları paylaşımı söz konusuydu. .
Acaba, Reipcih'in Amerika'da yaptığı Oğuz Tansel kaynaklı seslendirmelerle, bizim sanatçılarımızın yaptıklarını bir araya getiren, böylece zengin bir içerik sunacak bir programı toparlayabilir miydim? Ozanımızın kızı, ODTÜ ekonomi profesörü Aysıt Tansel, projeyi duyar duymaz kolları hemen sıvayarak besteciyle temas kurmuştu.
Peki, besteci ile ozan, birbirlerini nasıl bulmuşlardı? Yanıtını albümün kitapçığı için istediğim metinde Bruce Reiprich şöyle veriyordu:
“Kısa bir açıklayıcı konuşmayla sunduğum 'Meşe' adlı üflemeli çalgılar için bestemin 1984 yılında, Wilkes College’da ilk çalınışının sonunda, yaşamımda derin etkileri olacak iki insan benimle tanışmak istedi: Oğuz Tansel ile çevirmenliğini yapan Aysıt, yaratma felsefeme ve müziğime ilgi gösterdiler. Aramızdaki dostluk ve karşılıklı saygı o an başlamış oldu. Oğuz’da, yapıtları paylaştığım ülkülerden beslenen bir sanatçı bulmuştum. Karşılaşmamızı izleyen yıllarda Oğuz’un şiirlerinden en son çevirileri sabırsızlıkla bekledim: Doğadan mecazlarla derin gerçekliği çağrıştıran; sevgiyi, umudu, sabrı, alçakgönüllülüğü, mutluluğu, acıyı; ve insanın, özellikle de “çalışan insanın” özündeki iyiliğe olan inancını onca güzellikle aktaran sözcüklerini... Oğuz Tansel -şiiri kadar kişiliğiyle de- yalnız müziğimi etkilemekle kalmadı; yaşama bakışımı değiştirdi.”
Salkım Söğüt' ve Nisan Yağmuru ile Kavak Ağacı'nın kaydını Ankara Operası ekibiyle CSO salonunda 2000 yılı Aralık ayında, sevgili Yalçın Tuğsavul'la yaptık. Ardından Amerika'dan gelen kayıtlarla Ankara'da yapılanları Tuğsavul özenle biraraya getirecek, Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle albüm ortaya çıkacaktı. Bu, sayıları şimdi 40'ı bulan, bugüne kadarki CD yapım çalışmalarımın içinde dördüncüsüydü.
***
İşte Radyo-3'te Nefesten Sese programını dinlerken canlanan anılarımın özeti böyle. Yapımcı Aktalay'ı kutlarım. Hem bizim bu 20 yıllık albümden yararlanmış, hem bestecinin resmi web sitesindeki “Old Pond” başlıklı müziğini almış. Programı Hafize Okan'ın sesinden Oğuz Tansel'in şiirleriyle de süsleyen Aktalay, hem ozan, hem besteciyi tanıtan yararlı bir program hazırlamış. Radyodan kaçıranlar internet üzerinden bu programı dinleyebilirler:
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
4 Nisan 2021, Ankara