Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı'nın çalışma ofisinin bulunduğu binaya ilk kez girdim, anıtsal piyanistimiz TC. Devlet sanatçısı İdil Biret'in sayesinde... Aradaki ilgiyi merak edenler olabilir. Anlatayım:
2021 yılının Aralık ayının 21. günü, Saat 14.00'te Külliye'de Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri töreni vardı. Ödül sunulacak 6 kişiden biri de İdil Biret'di. Ödül sahiplerine yakınlarını törene davet edebilecekleri söylenince, Biret de benim adımı bildirmişti. Ödüllerin 1995'te Süleyman Demirel tarafından başlatılan ilk döneminde bir kez seçici kurulunda bile yer aldığım ödülün törenine, böylece sonraki döneminde ilk kez tanıklık etme fırsatı buldum.
YİRMİ DAKİKALIK GECİKME
Ödül sahipleri ile temsilcilerini önce Cumhurbaşkanı ile buluşturmak üzere ayırdılar ve bizleri salona aldılar. Tören saat 14.00'de başlayacaktı ancak 20 dakikalık bir gecikme oldu. Büyük ihtimalle gecikmenin nedeni Cumhurbaşkanı'nın aynı saatte dövize endeksli mevduat konusunu açıklayacak olan Maliye Bakanı Nebatî'iyi A Haber Kanalında izlemekti.
14.20'de Cumhurbaşkanı ödül sahipleri ve temsilcileriyle salona geldi. İdil Biret'i ödülünü almak üzere emekli başkonsolos olan, kuzeni Beyza Üntuna Koparal temsil ediyordu. Önce ödül sahipleri ile hazırlanmış kısa belgesel filmler gösterildi. İdil'le ilgili film güzel hazırlanmıştı, çocukluğundan, Paris yıllarından ve konser yaşamından parçalar alınmıştı. Erhan Karaesmen ile Çetin Işıközlü'nün İdil'le ilgili kısa birer değerlendirmesi de filmde yer alıyordu.
Filmlerin gösteriminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kişilere ayrı ayrı yer verdiği konuşmasını yaptı. İdil Biret'in henüz iki yaşında kabiliyetini ortaya koymuş bir sanatçı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendisi neredeyse 80 yıllık hayatıyla özdeş olan müzik kariyerini yurt içinde ve yurt dışında verdiği sayısız konserle taçlandırmıştır. İdil Hanım'ın eğitiminden icrasına kadar müzik hayatının her bir safhası hayranlık verici başarılarla doludur. Dünyanın en iyi piyano sanatçısı kabul edilen İdil Biret aldığı ödüllerle bu unvanı ziyadesiyle hak ettiğini göstermiştir. Kendisini bir kez daha tebrik ediyoruz." dedi.
Önceden ödül sahiplerine bildirilen programa göre, kendileri ya da temsilcileri birer konuşma yapacaklardı törende. Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması bittikten ve kendisi kısa bir ara için kulise geçmesinden sonra, ödül sahipleri sahneye davet edildi. Cumhurbaşkanı'ndan sırasıyla ödülleri şu kişiler aldı:
Ödüller 9 Kasım'da açıklandıktan sonra 6 Aralık'ta vefat eden felsefeci Prof. Dr. Teoman Duralı adına oğlu Deniz Duralı, piyanist İdil Biret adına kuzeni Beyza Üntuna Koparal, seramikçi Alev Ebuzziya adına kardeşi Talha Ebuzziya, aktör Cüneyt Arkın adına eşi Betül Cüreklibatır, yazar-çizer Gürbüz Azak, hattat Etem Çalışkan, sahaf İbrahim Manav adına kızı Ayşegül Bardakçı ve Kemal Tahir adına, Kemal Tahir Vakfı başkanı Cengiz Yazoğlu.
Cumhurbaşkanı, ödül madalyası ile beratını tek tek sunduktan sonra, bir toplu resim alındı, ardından dileyen yakınların da sahneye gelerek Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektirebilecekleri duyuruldu. Tören bitmişti.
İDİL BİRET'İN OKUNAMAYAN KONUŞMASI
Ödül sahipleri veya temsilcilerinin yapacakları konuşma gündemden kalkmıştı. Diğer ödül sahipleri adına neler söylenecekti bilemem ama İdil Biret adına yapılacak olan konuşmayı sizlerle paylaşmak isterim. Bu yıl 80. yaşını kutlayan İdil Biret'in konuşması şöyleydi:
“1948 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün teşviki ile TBMM’nin çıkardığı kanun sayesinde Fransa’da eğitime gidebildim. 1958 yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın daveti üzerine, Batı Berlin’e yaptığı resmi ziyarette, Belediye Başkanı Willy Brandt’ın da hazır bulunduğu bir orkestralı konser verdim. 1977 yılında Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün daveti üzerine, yaptığı resmi ziyaret esnasında, Helsinki’de Finlandiya Cumhurbaşkanı Urho Kekkonen’in huzurunda resital verdim. Devletimiz Fransa’da tahsilde olduğum yıllarda bana bir Steinway piyano hediye etti. Bir kaç yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın solist sanatçısı oldum. 1971 yılında Devlet Sanatçısı olma onuruna eriştim. 1997'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in daveti üzerine Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkünde bir resital verdim. Yaşantım boyunca Türkiye Cumhuriyeti Devleti yanımda oldu. Gittiğim ülkelerdeki Büyükelçilerimiz, Başkonsoloslarımız ve dış temsilciliklerimizin tüm mensupları bana her zaman yardımcı oldular. Yurt içinde ve dışında verdiğim konserlerde Devleti hep arkamda hissettim. Şimdi de, ilk olarak 1995 yılında verilen, Cumhurbaşkanlığı 2021 Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne layık görüldüğümü memnuniyetle öğrendim. Yaşantım boyunca çeşitli ülkelerde bir Türk sanatçı olarak Türkiye Cumhuriyetini temsil etmekten, Devletimizin takdirlerine ve verebileceği en büyük onurlara layık görülmüş olmaktan dolayı kıvançlıyım ve müteşekkiririm.”
İdil Biret'in pek çok devlet görevine bir kuruş para istemeden koşarak gittiğini bilenlerden olduğum için, bu hayli geç verilmiş “devlet ödülü”ne kıvanmasını ve müteşekkir olmasını hiç yadırgamadım.
ÖDÜLLERİN GEÇMİŞİ
Bu ödüllerin geçmişini şöyle bir anımsatmakta yarar var:
Cumhurbaşkanlığı'nda ilk kez bir “kültür-sanat danışmanı” görevlendiren 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’dir. Devlet tiyatroları sanatçısı, oyun yazarı ve rejisör rahmetli Dinçer Sümer’in danışmanlığında yönetmeliği hazırlanarak “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri” oluşturulmuştu.
“Kültür ve sanat adamı olmadan uygar dünyayla yarışamayız” diyen Demirel, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü olarak kendi deyimiyle “alanı mahçup, vereni mağrur etmeyecek” bir miktarda para ile, Mengü Ertel’in tasarımı bir madalyayı , Cumhuriyet Haftası’nda törenle veriyordu. İlki 1995 yılında verildi. Demirel'in kendi yakın çevresine, güvendiği bürokratlarına karşı büyük vefa duygusu vardı. 1995'de ilk ödüller verilirken, müzik alanında seçimi kendisi yapıp ödülün çok sevdiği bir eski bürokratının kızına verilmesini sağladı. Ama gelen eleştirileri dikkate alarak sonraki yıllarda seçimi her yıl ayrı kişilerden oluşan bir kurula bıraktı, kurul tercihlerine saygı gösterdi. 1999 yılında seçici kurulda ben de yer aldım. Yıllar itibariyle ödülün kimlere verildiğine bakarsak, genellikle isabetli sayılabilecek seçim ve ödüllendirme yapıldığı görülecektir:
Kişiye değil kuruma ait olan, Cumhurbaşkanlığı adına oluşturulan bu ödül, Ahmet Necdet Sezer’in 10. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladığı 2000 yılından sonra verilmedi. Tasarrufa önem veren Sezer, Köşk’te personel azaltımına giderken, Kültür-Sanat Danışmanlığına da gerek görmedi. Çıkarılmış yönetmelik ve oluşmaya başlamış teamüle karşın, ödülü dört yıl boyunca vermedi, sadece görevden ayrılmadan önceki yıl uyguladı. Sorasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül pek denge gözetmeden İslam-Osmanlı referansını öne çıkararak ödülü devam ettirdi.
1995'te çıkartılan yönetmelik 2015'te yenilendi ve ödül tanımı şöyle yapıldı:
“Hizmet ve eserleri ile Türk kültür ve sanat hayatına önemli katkılarda bulunan, ülkemizin kültür ve sanatının yücelmesine çalışan, özgün eserleri veya hizmetleriyle üstün kabiliyet gösteren Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu kişileri veya kurumları, Devlet adına onurlandırmak ve özendirmek üzere, Cumhurbaşkanlığınca verilecek ödüller.”
Anayasa değişikliğiyle “Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ne geçildikten sonra ödüle adayları Kültür ve Sanat politikaları Üst Kurulu belirledi. Kurul üyelerinden İskender Pala ile Orhan Gencebay, ödül sahipleri arasındadır.
ANLAMLI BİR ARMAĞAN
Demirel dönemindeki “alanı mahcup, vereni mağrur etmeyecek para ödülü” ne kadardı bilmiyorum ama Cumhurbaşkanlığı'nın ödül sahiplerine şimdi de birer “armağan” sunduğunu tesadüfen öğrendim.
Geçtiğimiz Kasım ayında Moda'da İdil'in arkalıklı yeni bir piyano sandalyesinde çalıştığını görünce, “Hayrola yeni mi aldın?” diye adaşıma sorunca, “Cumhurbaşkanlığının hediyesi” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanlığı, İdil Biret'e ödül armağanı olarak iki tane arkalıklı-ayarlı piyano taburesi göndermişti ki, arkalık olunca buna sandalye demek daha doğru. Şimdi İdil Biret, Moda'da hem eski babayadigârı evinde, hem de fizik tedavisini de sürdürdüğü düzayak yeni evde bu sandalyelere oturarak klavye başında çalışmalarını sürdürüyor.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
21 Aralık 2021, Ankara