İyi besteci, çalgıcı, oyuncu olmak, kişinin iyi yönetici olmasını da beraberinde getirmiyor.
İyi yönetici olmak için, sık sık karar değiştirmemek, ilkeli olmak, kendi veya başkasının daha önce koyduğu kurallara kendisi uymak, altında çalışan yöneticileri sık sık değiştirmemek, keyfi kararlar almamak, âdil olmak gerekiyor.
Selman Ada (d. 1953) 6660 sayılı Üstün Yetenekli Çocukların Yurtdışında Eğitilmesi’yle ilgili yasa uygulamada iken piyano dalında Paris’e gönderilerek yetişmiş, yetenekli ve bestecilik alanında verimli bir müzik insanımız. Operalarının librettolarını yazan Tarık Günersel’e (d.1953) göre bir “dâhi”...
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sonuçta devlet operalarıyla senfoni orkestralarının yok edilmesiyle sonuçlanabilecek, son zamanlarda unutulan TÜSAK tasarı taslağının yolaçtığı tartışma ortamında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü, şef Prof. Rengim Gökmen’in görevden alınmasından sonra Selman Ada “vekâleten” bu göreve atandı. Atamacıların “DOBGM’ne atanan aynı zamanda CSO 1.Şefi olur” gibi yanlış sanısının da etkisiyle olsa gerek, Ada, CSO 1. Şefliğine de vekâleten getirildi. Ama gerek altı opera-bale müdürlüğünün repertuarlarındaki gerileme, gerekse yönetim anlayışının sonuçları, âdeta “TÜSAK’a gerek yokmuş” dedirtti.
Üzerine titrediğimiz bu kurumların kamuoyunda fazlaca hedef haline getirilmemesi, trollerin ve kimi tetikçi gazetelerin diline düşmemesi için ne kadar özenli davrandığımızı bilenler bilir! Ama bu özen, artık bazı gerçekleri dillendirmeyi engellemiyor, çünkü “açık istihbarat”la yâni kurumun web sayfasını izlemekle elde edilen bilgiler bile dumanın boşuna çıkmadığını gösteriyor.
Ada, Genel Müdürlük’te işlerin belirli kurallara göre yürümesini sağlamak amacıyla Rengim Gökmen döneminde oluşturulan Telif Kurulu’na da kendi başkanlık ediyor. Yâni kurula, eserinin sahnelenmesi için başvuran bestecilerin değerlendirilmesinde son sözü söylüyor. Bu kurulda, sahnelenmesi için başvuran operaların belirli bir dönem için gösterim hakkının satın alınması ya da hasılat üzerinden telif ödenmesi karara bağlanıyor.
Böylece bir bakıma repertuarın zenginleşmesine de katkıda bulunuluyor, Türk bestecilerinin yeni eser yazması özendirilmiş oluyor.(du)
O dönemde de bazı değerlendirmeler tartışma konusu olmuş, örneğin bir eserin oratoryo mu, yoksa opera mı olduğu konusu yargıya kadar taşınmıştı, ama sistem işliyordu.
Şimdi DOBGM web sitesinde ilan edilmiş olan 2015-16 sezonuna bir göz atalım, hangi “Türk bestecileri”nin operaları repertuara alınmış, kimler teliflerle özendiriliyor:
Ankara Devlet Opera ve Balesi:
Selman Ada : Ali Baba§40 (14 Temsil)
Libretto:Tarık Günersel
İstanbul Devlet Opera ve Balesi:
Selman Ada : Başka Dünya ( 11 Temsil)
Libretto:Tarık Günersel
İzmir Devlet Opera ve Balesi:
Selman Ada: Mavi Nokta ( 4 Temsil)
Libretto:Tarık Günersel
Mersin Devlet Opera ve Balesi:
Selman Ada : Ali Baba§40 (12 Temsil)
Mavi Nokta (3 Temsil)
Libretto:Tarık Günersel
Antalya Devlet Opera ve Balesi:
Selman Ada : Ali Baba§40 (8 Temsil)
Libretto:Tarık Günersel
Samsun Devlet Opera ve Balesi:
Selman Ada : Aşk-ı Memnu ( 8 Temsil)
Libretto:Tarık Günersel
Demek ki, soruyu “kimler?” diye çoğul sormamak, “kim?” diye tekil sormak gerekiyormuş! Çünkü repertuarda Selman Ada’dan başka bestecinin operası yok. “Müzikal” alanında ise iki bestecimizin geçen sezondan devam iki eseri yer alıyor, o kadar...Üstelik Ada’nın eskiden “oratoryo” olarak sınıflandırılan Mavi Nokta’sı da “poetik opera” nitelendirmesiyle yer alıyor.
Rengim Gökmen döneminde saptanan hasılattan ödenecek yüzdenin “tavan”ı besteci için yüzde 60, librettist için yüzde 30.
Ankara’daki bilet fiyatları salonda yerine göre 20, 30, 40.-TL, Balkon 15 TL, Loca 80.-TL. Salon 596 kişilik.
Ortada internetten yapılan bilet satışlarında sadece “Türk bestecilerinin” eserlerinde öğrenci ve yaşlı indirimiyle, toplu alım indiriminin kaldırıldığı yolunda bir tevatür de dolaşıyor!
Selman Ada’nın “asıl” kadrosu, genel müdür vekilliği görevine geldikten sonra atandığı Mersin Devlet Opera ve Balesi Müzik Yönetmenliği... Yâni genel müdür vekilliği görevi sona ererse, gideceği yer garantiye alınmış durumda.
Yorumu siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
*Türk Dil Kurumu Sözlüğü: "Yaptığı işlerde hep kendi çıkarını düşünmek" anlamındaki nalıncı keseri gibi kendine yontmak deyiminde geçen bir söz