“Ummadık taş, baş yarar” derler. 32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin açılışında da öyle oldu. Konser öncesi “Eskiden açılışa yabancı orkestralar getirirlerdi, şimdi 1.5 saatlik yoldan orkestra gelmiş” gibi istihza ile konuşanlar vardı. Ama sahnede öyle bir orkestra ve öyle bir kemancı vardı ki, sanırım küçümsemeyle salona girenler, konser sonunda biraz mahcubiyet hissetmişlerdir. Şef Ender Sakpınar (d.1956) yönetimindeki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası çok başarılı bir etkinlik göstererek “Orkestranın nereden geldiğine değil, yaptığı müziğe bak” mesajını verdi.
Bu açılış konserinde, geçen yıl 91 yaşındayken yitirdiğimiz çok yönlü sanat adamı, otodidakt besteci Ertuğrul Oğuz Fırat'ın bir parçasının da seslendirilmesi isteniyordu. Şef Sakpınar, bestecinin terekesinden “Üç Kırın” adını verip Fransızca olarak “Üç Dans” notunu düştüğü eserden ilk dansı seçti. EOF, “Altın Kartal” başlığını verdiği bu parçayı, İspanyol besteci Manuel de Falla'ya adamıştı. Sakpınar da konserin programını bu bağlamda düşünmüş, E. Lalo'nun İspanyol Senfonisi ile M. de Falla'nın Büyücünün Aşkı süitini seçerek araya da M. Ravel'in “Couperin'in Anıt Mezarı” süitini yerleştirmişti.
EOF'un girişte dünya prömiyeri yapılan Altın Kartal'ı beklendiği gibi dizisel bir yapıda değildi. Tonal ama armonik bakımdan uyumsuz, iki yerde foklorik yaklaşımı bulunan yedi dakika kadar süren bir parçaydı. Orkestra bunu bir “görev” olarak seslendirdi.
İspanyol asıllı Fransız besteci Eduard Lalo'nun keman ve orkestra için yapıtı İspanyol Senfonisi'nin solisti, şef Sakpınar'ın seçtiği Alman kemancı Nicolas Koeckert (d.1979), uzun boyu, düzgün fiziğiyle sahneye yakıştı. Ama esas müziğiyle devleşti. Uluslararası Çaykovski Yarışması'nda ödül kazanan ilk Alman kemancı olan Koeckert, 18. yüzyılın önde gelen keman yapımcılarından Giovanni Battista Guadagnini'nin imzasını taşıyan bir kemanla çalıyor ve yaklaşık 260 yaşındaki bu iyi enstrümanın hakkını veriyor. Koeckert sağlam bir tekniğe sahip ve çok iyi, olgun bir tını elde ediyor. Yayının tellerle temasını çok duyarlı biçimde ayarlıyor. Daha büyük ses çıkarmak yerine en temiz tınıyı elde etme gayretinde başarılı oluyor. Özellikle eserin andante (yörük) bölümünde kulaklarımıza ulaştırdığı tını pürüzsüz ve tatlı bir tondaydı. Dinleyicinin yoğun alkışına karşılık J. Massenet'nin “Meditasyon”unu da içindeki hüzünlü lirizmi duyarlı biçimde yansıtarak seslendirdi. Hayli geniş konçerto repertuarına sahip olan bu kemancıyı, önümüzdeki sezon için öteki senfoni orkestralarımız da dikkate almalı.
Konserin ikinci yarısında, şefin ve orkestranın maharetlerini gösterdiği iki eser dinledik. M. Ravel'in “Couperin'in Anıt Mezarı'nda” başlıklı eserini âdeta bir Fransız orkestrasının plak kaydından dinledik. Ravel, kendisinin de cephede yer aldığı 1. Dünya Savaşı'nda yitirdiği dostlarının anısına bestelediği 6 piyano parçasının 4'ünü daha sonra orkestraya uyarlamış. Parçalar Barok dönem Fransız üslubunu çağrıştırdığından François Couperin’e ( 1668- 1733) olan saygısını dile getirmek için de adını "Le Tombeau de Couperin / Couperin'in Anıt Mezarı" koymuş. Bu eseri kimileri sadece mezar, kimileri anıt olarak çevirerek kullanıyor ama burada kastedilen anıt mezar olduğu için, bu Türkçeleştirmeyi tercih ediyorum.
Sakpınar yönetimindeki orkestra, eseri kederli yapısına uygun, bestecinin bölümlerdeki süslemelerini iyi vurgulayarak, gayet bütüncül biçimde seslendirdi. Gruplar arasındaki denge iyi sağlanırken, eserin armonisindeki zerafet çok iyi ortaya çıkarıldı.
Konserin son eseri, Ateş Dansı bölümüyle ünlü, M. de Falla'nın El Amor Brujo özgün adlı Büyücünün Aşkı başlıklı orkestra süitiydi. Orkestra Ravel'deki başarısını bu eserde de tekrarladı. Şef Sakpınar ve orkestrayı, bu düzeyli seslendirmeden ötürü kutlarken, iki üyeyi özellikle belirtmek istiyorum. Obuada Serkan Altınok, deyim yerindeyse “şerbet” gibi tonuyla dikkati çekerken, piyanoda orkestraya konuk olarak katılan Elif Akar Büyücünün Aşkı'nda seslendirmenin başarısına önemli katkıda bulundu.
Gelelim müzik dışı konulara.. 32. Festivalin açılışına 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, her zamanki alçakgönüllü tavrıyla eşiyle birlikte katılırken, aldıkları davete icabet edenler arasında ABD'nun Ankara Büyükelçisi John R. Bass, eski kültür bakanlarından Fikri Sağlar, besteci Muammer Sun ve besteci-şef Ertuğ Korkmaz, şef Gürer Aykal, İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, Ankara milletvekili Gülsün Bilgehan vardı. SCAMV Başkanı Mehmet Başman'ın müzikseverlere hitaben yaptığı kısa bir konuşmayla başlayan 32. Festival, 30 Nisan'da bu kez genç iki Türk bestecisinin eserlerinin prömiyerinin de yapılacağı konserle kapanacak.
Fotoğraflar: Şefik Kahramankaptan