Orkestra Akademik Başkent'in 8 Ocak 2016 akşamı Bağlıca yerleşkesindeki çok amaçlı konferans salonunda verdiği konsere özellikle Poyraz Baltacıgil'i (d.1994) dinlemek için gittim. Poyraz, İstanbul'un müzisyen ailesi Baltacıgil'lerin en küçüğü, Mimar Sinan DK'nda çok sayıda iyi çellist yetiştiren Dilbağ Tokay'ın tezgâhından çıkma, bu yıl Freiburg Müzik Yüksek Okulu'nda yüksek lisans çalışmalarına başladı. Daha önce hiç dinleme fırsatım olmamıştı Poyraz'ı.
Özgeçmişini okuduğumuz zaman, bugüne kadar çeşitli orkestralarla Haydn, Çaykovski,, Elgar, Bruch, Schumann'ın konçerto ya da çello için solistik eserlerini seslendirdiğini görüyoruz. Listede Beethoven Üçlü Konçerto da var. Poyraz Baltacıgil bu kez, şef Ertuğ Korkmaz yönetimindeki OAB eşliğinde Avusturyalı besteci Georg Matthias Monn'un (1717 - 1750) Sol minör Viyolonsel Konçertosu'nu seslendirdi. J. Haydn'ın, Mozart'ın babası Leopold Mozart'ın dönemdaşı bir besteci olan Monn'un eseri, klasik dönem ürünü olmasına karşın Barok esintiler de taşır.
Baltacıgil'lerle ve Poyraz'la ilgili bugüne kadar okuduklarım ve duyduklarım bende o denli büyük bir beklenti yaratmış ki, konçertoyu başarıyla icra etmesine karşın beklediğim tınıyı bulamadım. İcrayı dinlerken kafamda sorular dolaşıp durdu.
Acaba, finans önceliği tıp yatırımlarına yöneltildiği için kabası tamamlanıp beklemeye alınan yeni konser salonu bitmiş olsaydı, bu icra orada nasıl tınlardı?
Solist, yaklaşık 17 dakikalık eseri notadan çalmak yerine belleğine almış olsaydı, esere daha mı rahat yoğunlaşırdı?
Poyraz Baltacıgil, gelişkin bir tekniğe sahip. Eserdeki Barok havayı, özellikle solist ile çello grup şefinin yer yer girdikleri diyalog yansıtır. Hem Baltacıgil'in, hem grup şefi Ediz Şekercioğlu'nun dikkatli seslendirmesiyle, konçertodaki bu diyaloglar kulağımıza temiz biçimde ulaştı. Dinleyicinin alkışlarına ödül olarak Baltacıgil'den bir solo parça beklerken, konçertonun üçüncü bölümü yinelendi.
Yanılmıyorsan bu konser, Baltacıgil'in Fethiye'de düzenlenen Benyamin Sönmez Çello Yarışması'nda kazandığı birinciliğin ödülleri arasındaydı. Yarışmalara verdiği destekten ötürü, şef Korkmaz ve orkestrayı ayrıca kutlamak gerek. Bu genç yeteneklerimiz, konser yaptıkça sahne deneyimlerini arttırabiliyor, algılarını genişletebiliyorlar.
Konserin açılış eseri İngiliz besteci Edward Elgar'ın ( 1857-1934) Yaylılar için “Sospiri” başlıklı Adagiosu, ikinci yarının açılış eseri de gene Elgar'ın Yaylılar için Mi minör Serenad'ıydı.
Ralp Vaughan Williams'ın (1872-1956) Thomas Tallis'in Bir Temi Üzerine Fantasia başlıklı eseriyle konsere tam “İngiliz Gecesi” damgası vurulmuş oldu. Thomas Tallis, 16. yüzyıl İngilteresinin önde gelen bestecisiydi.
Williams'ın, Tallis'den aldığı temayı bir fantaziye dönüştürürken, eserin ortasına yerleştirdiği, viyolayla başlayıp birinci kemanla devam eden, çellodan sonra ikinci kemanın da girişiyle tamamlanan yaylı dörtlü, Ezgi Irmak (viyola), Gönenç Sazer (Başkemancı), Ediz Şekercioğlu (çello) ve Senem Akgöl (2. Keman) tarafından başarıyla seslendirildi.
Bir de gözlem aktarmak istiyorum. Bu yıl Orkestra Akademik Başkent'in dinleyici sayısında hatırı sayılır bir artış var. Başkent Üniversitesi öğrencileri artan biçimde ilgi gösteriyorlar konserlere. Bu ilgi öğrenciler tarafından kendiliğinden gösteriliyorsa, bravo onlara... Yok, üniversite yönetimi değişik yöntemlerle özendiriyorsa, o zaman yönetime bravo.