Ülkemizin büyük değerleri ve geleceğimizin ümitlerini yüklediğimiz her biri birbirinden yetenekli pırıl pırıl gençlerimiz 13 Ocak 2020 akşamı İstanbul'da sahnedeydi. Çağdaş Eğitim Vakfı bünyesindeki ÇEV Sanat’ın yürüttüğü ‘Genç Yetenekler’ projesi kapsamında desteklenen genç müzisyenleri, Zorlu PSM'de 11’incisi gerçekleştirilen bu konserde izleme şansı bulduk.
Duayen keman virtüözü Ayla Erduran onur konuğu olarak katıldığı gecede anlamlı ve mesajlar içeren bir konuşma yaptı. Genç yetenekleri bulup yetiştirmenin, onları dünya çapında birer solist olabilmeleri için yeterli olmadığına değindi. Bu gençler arasından virtüozler çıkması ve onlara sanatlarını çok daha mükemmel icra edebilmeleri için en iyi enstrümanların da verilmesi gerektiğinin önemini vurguladı. Konuşmasında bazı sebepler yüzünden, dünyada sayılı olan, satmak zorunda kaldığı "Stradivarius" kemanının yurtiçinde bir prestij olarak kalması için Türkiye'nin önde gelen kişilerle içinde sanat vakıflarının da bulunduğu kurumlara satın almaları için girişimlerde bulunduğunu, maalesef kimsenin ilgilenmediğinin hüzünlü hikayesini bir ders gibi seyircilere aktardı. Duayen sanatçı konuşmasını " Dünya döndükçe müzik ölmez" diyerek seyircilerin içten alkışlarıyla sonlandırdı.
Daha bundan 15 gün önce genç sanatçılara, özellikle keman sanatçılarına neden özel enstrümanlar verilmesi gerektiğini Elvin Hoxha Ganiyev'in solist olduğu konserle ilgilii "Cem Mansur ile Kader Nasıl Kapıyı Çalmıyor? ” başlıklı köşe yazımda değinmiştim. (http://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/osman-enfiyecizade/cem-mansur-ile-kader-nasil-kapiyi-calmiyor/2188/ )
Bu geleceğe dair umut dolu gecenin sunuculuğunu, gözleri gözleri parlayarak ve onları yürekten takdir eden ifadeleriyle, projenin daimi destekçisi Halit Ergenç yaptı.
Bu güzel konserde gelecekte isimlerini çok duyacağınız ve hatta şimdilerde bile isimlerini duymaya başladığınız Cemal (Jemal) Aliyev (Viyolonsel - d.1993), Arda Karakaya (Keman - d.1991), Ezgi Sarıkçıoğlu (Keman -d.1994 ), Gizem Sözeri (Kontrbas - d.1996 ), Gülin Ataklı (Obua - d.1998 ), Kazım Kaan Alıcıoğlu (Keman - d. 1999 ), Beren Gürcüoğlu (Piyano - d.2006 ), Cansu Naz Eriş (Piyano - d. 2000 ), Arya Su Gülenç (Piyano - d. 2009 ) ve Adil Kerem Ünal (Piyano d. 2009 ) dinleyenlere kendilerini hayran bırakan ve neden onlara "genç yetenek " denildiğini ispatlayan müthiş birer performans sundular.
Gecenin gerçek kahramanları gençlerden kısa kısa bahsetmemek olmaz ...
Arya Su Gülenç (Piyano) : 2009 Bursa doğumlu. Daha 4 senedir piyano eğitimi alan bu küçük yıldızın bu kadar kısa sürede kaydetmiş olduğu ilerlemeyi takdir etmemek mümkün değil. "Say Nazım Balad"ını tertemiz bir icra ile seslendirdi. Bu 4 seneye birçok uluslararası birincilkler sığdırmış, nerede ise her sene bir tane birinciliği var. Arya eğitimine Yıldız Aslanova ile devam ediyor.
Kazım Kaan Alıcıoğlu (Keman) : Genç sanatçı gecede "Bruch Keman Konçertosu 3.Bölüm"ü harika seslendirdi. Kaan'ı dinlerken "neden iyi keman verilmeli" yi düşünmeden edemedim. 21 yaşındaki genç sanatçı müzisyen olan bir aileden gelmekte. Babası Şafak Alıcıoğlu Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'nda keman sanatçısı. Eğitimine "Hochschule für Musik und Theater Hamburg"da devam ediyor. 13 senedir sürdürdüğü keman eğitiminin yanı sıra hem bir çok yarışmaya katılıp birincilikler almış hem de solist olarak önemli orkestralarla birlikte çalmış bir yetenek.
Cansu Naz Eriş (Piyano) : 2004 doğumlu Cansu hem bir piyanist hem de bir besteci. Viyana Uluslararası Goldenkey Beste Yarışmasında “İnşaat” isimli piyano trio bestesiyle 2.lik ödülü almış. Gecede bir virtüöz gibi seslendirdiği "Prokofiev Piyano Konçertosu" performansına hayran kaldım. 2010 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında başladığı piyano eğitimini halen sürdürmekte.
Gülin Ataklı (Obua) : 22 yaşındaki sanatçı Obua dalında yetişen nadir yeteneklerden biri. 2016 İş Sanat "Parlayan Yıldızlar" konseri ile tanıdığım bir genç sanatçı . Dinleyicilere gecede Mozart Obua Konçertosunu seslendiren sanatçı inanılmaz bir gelişme kaydetmiş ve harika bir solist olmuş. Eğitimine "Hochschule für Musik und Theater Münih" te devam etmekte.
Ezgi Sarıkçıoğlu (Keman) : Bence gecenin yıldızı Ezgi idi. 25 yaşındaki sanatçı "virtüoz" ünvanını hak eden bir "Sarasate, Introduction & Tarantella " performansı sergiledi. Hem sahnedeki duruşuyla hem çalışıyla dünya çapında çalabilecek bir sanatçı. Eğitimine “Royal College of Music” okulunun Master of Performance programında devam etmekte.
Gizem Sözeri (Kontrbas): 24 yaşındaki Gizem benim yakından takip etme şansı bulduğum genç ve profesyonel bir sanatçı. İş sanat "Parlayan Yıldızlar" dan, oda müziği performanslarından ve profesyonel orkestralarda grup üyesi olarak çalarken
defalarca izlediğim bir genç yetenek. Solistin zor yetiştiği kontrbas dalında aldığı ustalık eğitimleri ile kendini sürekli geliştirmekte. Gösterdiği gelişimi de aldığı birinciliklerle süslemekte. Gecede "Koussevitzky Kontrbas Konçertosu 3. Bölümü"nü harika bir performansla seslendirdi.
Adil Kerem Ünal (Piyano) : Tüm salon bu küçük adama bayıldık. Çünkü daha 10 yaşında olmasına rağmen sanatçı olmanın sorumluluğunu ve azmini son 2 günü hastanede geçirmesine, 39 derece ateşi olmasına rağmen sahneye çıkarak bizlere gösterdi. Hata olmasına rağmen sahneye çıktı ama öyle bir "Haydn Piyano Konçertosu , Son Bölüm" performansı sergiledi ki "hastayken böyle çalıyorsa, sağlamken nasıl çalar" dedirtecek müthiş bir icra gerçekleştirdi. Ve tüm salon bu küçük dev adamı ayakta alkışladı. İbrahim Yazıcı'yı Kerem & Arya gibi iki harika sanatçının yetiştirmesine katkısından dolayı ayrıca kutlamak gerek.
Arda Karakaya (Keman) : 28 yaşındaki sanatçı, müthiş bir eğitim kariyerine sahip. Londra Kraliyet Müzik Okulu'nda, bu kurum tarafından verilen en yüksek burs olan, İngiliz Kraliyet Müzik Okulları Birleşik Kurulu ABRSM tam bursu ile eğitimini sürdürmekte. Çalış tekniği ve duruşuyla ülkemizi gururlandıracak tam bir keman sanatçısı. Lakin bu gecede kendisini "Paganini Keman Konçertosu No.2" ile değilde daha başka bir eserde dinlemek isterdim.
Beren Gürcüoğlu (Piyano) : Beren 14 yaşında ve ve 2016 yılından beri eğitimine Rus ekolünün Türkiye'deki 1 numaralı icracısı Doç. Dr. Gökhan Aybulus ile Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarında devam etti. Artık eğitimine Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvar'nın ilk öğretim kısmı olan Merkez Müzik Okulu'nda Prof. Nina Makarova ile devam ediyor. Gökhan hoca harika bir öğrenci yetiştirdi. Genç piyanist konserde "Mendelssohn, Piyano Konçertosu No. 1" kusursuz güzellikte icra etti.
Cemal (Jemal) Aliyev (Viyolonsel) : Cemal'i dinlediyseniz, onun tarif etmek için "kelimeler kifayetsiz kalır" dersem, eminim ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Cemal artık viyolonsel alanında dünya çapında bir virtüoz. Bunu da kazandığı yarışmlarla, solist olarak aldığı davetlerlerle ve çıkacağı turnelerle kanıtlıyor,adını tüm dünyaya duyuruyor. . Tabii ki bunda Cemal'in müzisyen bir aileden gelmesinin etkisi büyük . Cemal'in annesi Sevinç Aliyev viyolonsel, babası Davut Aliyev keman sanatçısı ve çok küçük yaşta dedesi Gara Aliyev'le müzik çalışmaya başladı. Ama hayatının dönüm noktası 13 yaşında iken dünyaca ünlü Mstislav Rostropoviç tarafından vefatından hemen önce keşfedilip "Londra Yehudi Menuhin Okulu"na tam bursla davet alması olmuş. Sanatçı hali hazırda lisans eğitimini Londra Kraliyet Müzik Okulu'nda sürdürüyor.
Cemal'in başka bir şansı ise virtüoz bir sanatçıya yakışan "Londra Beares Uluslararası Keman Cemiyeti"ne ait 1756 yapımı "Giovanni Battista Gabrielli" gibi özel bir çellonun kullanımına tahsis etmiş olması. Ayrıca sanatçı Çev Sanat dışında "Londra Albert Cooper Müzik Yardım Fonu" gibi büyük bir hayır kurumu tarafından da destekleniyor.
8 Ekim'de New York'ta gerçekleştirilen "Concert Artists Guild’ yarışmasını 1.cilikle kazanarak bu başarısı sayesinde, dünyanın dört bir yanında konserler verme olanağı elde etmesi, onun dünya starı olması yolunda büyük bir adım.
Cemal, artık konuk sanatçı statüsüyle sahneye çıktığı bu gecede toplam beş eser seslendirdi.
Genç çellocu dünyaca ünlü keman virtüözü Charlie Siem ile birlikte "Handel - Halvorsen, Passacaglia"yı seslendirdiler. İki virtüozü aynı sahnede harika bir eserle dinlemek tarifsiz bir keyifti. Sonrasında şef/piyanist İbrahim Yazıcı ile birlikte Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun hapisteki Nazım Hikmet için yazdığı şiirin Zülfü Livaneli tarafından 1990'da türküleştirilen "Yiğidim Aslanım" eserinin piyano& çello düzenlemesini icra ettiler. Sonrasında genç virtüoz orkestra eşliğinde sırasıyla " Popper, Concert Polonaise" ," Piazola, Oblivion" ve "Popper, Hungarian Rhapsody" eserlerini seslendirdi. Cemal (Jemal) Aliyev gibi dünya çapında bir virtüozü dinlemek büyük keyifti.
Ve sıra geldi sevgili dostum keman virtüözü Charlie Siem ve performansından bahsetmeye. Öncelikle Charlie ile yaptığım röportajı okumanızı öneririm:http://www.sanattanyansimalar.com/kendi-sesimi-aradim-ve-buldum/4926/
Disiplinli ve kurallarına sadık bir sanatçı olması sebebiyle konser öncesi ve sonrasında ortalarda olmamak gibi prensipleri var. Ama doğum günü olması sebebiyle bu geceye özel, kurallarını bir kenara bıraktı. Konser öncesi fuayede bol bol gezinip fotoğraf çektiren sanatçı, sempatik tavırlarıyla ve sahnedeki muhteşem performansıyla Türk hayranlarının kalplerini fethetti.
Sanatçı sırasıyla " Monti Csardas" , " Kreisler Tambourin Chinois" ve Cemal (Jemal) Aliyev ile birlikte "Handel - Halvorsen, Passacaglia"yı seslendirdi.
Charlie'ye sürpriz olarak küçük bir doğum günü kutlaması gerçekleştirdik. Kısa süreliğine konser sonrası partiye katılan sanatçı kendisi için kesilen 2. pasta ve kutlama seremonisi sonrası partiden ayrıldı.
Bu güzel ve özel geceye ÇEV Sanat Başkanı Berrin Yoleri ev sahipliği yaparken, Vakfın sanat kurulunun temel taşı keman ustası Cihat Aşkın'ın geceye katılmamış olması gözlerden kaçmadı. Özellikle Ayla Erduran'ın olduğu hiçbir yerde onu yalnız bırakmamasıyla bilinen Aşkın'ı açıkçası gözler aradı.
Tüm İstanbul orkestralarının ana çatısını kuran İDOB ve İDSO orkestraları karmasından kurulan "Avrasya Orkestrası" her nedense bu konserde biraz zayıf kaldı. Bir türlü çözülemeyen Zorlu Psm akustik ve ses problemi de doruk noktasındaydı.Karşımızda canlı çalan orkestranın sesi sanki kayıttan çalınıyormuş gibi ulaştı dinleyiciye.
Osman Enfiyecizade
16 Ocak 2020, İstanbul