İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası İsrailli şef Lior Shambadal yönetiminde Alman kemancı Rebekka Hartmann'ın konuk solist olduğu 7 Şubat Cuma akşamı CRR Konser Salonundaki konserinde, salonun tamamını dolduran seyircilerine soğuk bir İstanbul gecesinde sıcacık bir klasik müzik gecesi yaşattı.
Şef Lior Shambadal 'ın İDSO'ya çok iyi geldiği yadsınamaz bir gerçek. Dünya çapında bir şefle 2 hafta çalışma imkanı bulan İDSO'nun üstünde nasıl olumlu ve kaliteyi yükselten bir etkisi olduğu çok net gözlemleniyordu. İDSO'nun Lior Shambadal gibi bir daimi şefi olsa, kadro eksikleri tamamlansa sadece İstanbul'un değil Türkiye'nin en iyi orkestrası olacağı iddia edilebilir. Hali hazırda İstanbul'daki bir çok toplama orkestranın ana çatısını İDSO sanatçılarının oluşturması buna delil olarak gösterilebilir.
Konserin birinci bölümünde ödüllü usta kemancı Rebekka Hartmann CRR salonunu dolduran dinleyicilere kendine has tarzıyla, performansını tüm salonun ayakta alkışladığ J. Brahms'ın Keman Konçertosunu seslendirdi.
Brahms Keman Konçertosu romantik dönemi ifade eden tüm duyguları harekete geçiren bir eser. Bu dönemi temsil eden eserlerin en güzel örneği olmasının yanı sıra zorluğu sebebiyle "Kemana Karşı Bir Konçerto" diye de nitelendiriliyor. Brahms her ne kadar Joseph Joachim'e danışarak yazmış olsa da, onu pek dinlemediği eserin çalınması güç bir konçerto olmasından anlaşılır. Eser ilk defa 1879'da Leipzig'de, bestecinin yönetimindeki Gewandhaus Orkestrası eşliğinde Joseph Joachim tarafından seslendirilir. Bestecinin keman konçertosu türünde yazdığı tek eseridir. Lirik, romantik duygulara klasik biçimde ses veren bir yapıdadır. Esere dair önemli nokta ise, keman konçertosu olmasına rağmen en güzel partinin obua için yazılmış olmasıdır. Besteci ve keman virtüözü Pablo de Sarasate "Elimde keman, en güzel melodiyi obuanın mı çalmasını bekleyeyim yani ?" diyerek bu durumu hicvetmiştir.
Rebekka Hartmann iyi bir müzisyen olmasının yanı sıra, içten, pozitif ve kabına sığmayan enerjik bir insan. Sanatçı Brahms Keman Konçertosunu kendine has üslubu ve güçlü tekniği ile kulaklarımızın duymaya alıştığının dışında kendine has sesiyle yorumladı. Bu yorumunda kullandığı, kendine ait 1675 yapımı Stradivari'sinin diğer Stradivari'lerden farklı tınlayan sesinin de katkısı büyüktü. Sohbetimizde sanatçı kemanının diğerlerine göre "daha derin, gövdeli ve davudi tınladığını ve bunun onun performansına çok büyük bir fark kattığı ifade etti. Hartmann Brahms'ın notalara yüklediği duyguları o kadar başarılı bir şekilde yansıttı ki eser bitiminde seyirci sanatçıyı aralıksız alkışlarla 4-5 kez sahneye davet etti. Hartmann'dan oluk oluk yayılan sıcaklığı seyirci de alkışlarıyla kucakladı. Aralıksız alkışlara sanatçı Fritz Kreisler'in "Recitativo und Scherzo -Caprice" ve J. S. Bach'ın “Partita No.2 - Saranbande" başlıklı parçalarıyla 2 bis yaparak teşekkür etti. Ayrıca İDSO sanatçın kendine has yorumuna harika uyum gösterip, senkronize bir şekilde eşlik ederek Hartmann'ın icrasını taçlandırdı.
Konserin ikinci yarısında ise Shambadal yönetimindeki İDSO F. Schubert'in "Trajik" başlıklı 4. Senfonisiyle dinleyicilerinin karşısına çıktı.
Bestecinin 1816 yılında 19 yaşında yazarak "Trajik " başlığı attığı eser döneminde hak ettiği değeri maalesef bulamamıştır. Eser bestecisi öldükten sonra, ancak bestelenmesinin üzerinden tam 30 sene geçtikten sonra çalınmıştır. "Trajik" başlığının eserinin makus kaderine dair bir öngörü niteliği taşımaktadır.
Genelde bestecinin diğer eserlerinde kendisinden önce gelen bestecilerden etkilendiğinin izleri görülmektedir. Lakin Senfoni No.4 tamamen bu etkilerden arınmış, bağımsız kendi başına çok etkileyici bir eserdir. Schubert'in olağanüstü yaratıcılığının dinleyiciye yapısal ve formal yaratımın yardımı olsun ya da olmasın ses bulan müzikal armağanlarının tümünü barındıran en güzel senfonisidir.
Bu eserin icrasında seyirci Şef Shambadal'ın orkestra üstündeki olumlu etkisini çok daha net duyabiliyordu. Eserin genel melankolik yapısının barındırdığı ağır duygu yoğunluğunun yanı sıra içindeki zıtlıkları yansıtan farklı bölümlerindeki tempoları mükemmel şekilde icrasında maestronun nokta dokunuşlarının katkısı hissediliyordu. Eserin "Allegro" başlıklı 3. bölümündeki İDSO performansı tek kelimeyle mükemmeldi.
Salonu dolduran değerli dinleyicilerden önemli bir ricam olacak. Sadece 2 TL 'ye satılan konser kitapçıklarından mutlaka satın almalarını ve konser öncesi lütfen hızlıca göz atmalarını rica edeceğim. Özellikle bu bölüm aralarında alkış meselesine çözüm olması için, İDSO "NEREDE ALKIŞLANACAK", göstermek için alkışlanacak yer olarak eser sonlarında "alkış ikonu " koymuş. Bu kitapçığa sahip olurlar ise bölüm aralarında eserin akışını bölen, orkestranın ya da sanatçının konsantrasyonunu bozan alkış meselesinin çözüleceğine inanıyorum. Bu konserde, Rebekka Hartmann'ın bölüm aralarında gelen alkışlara elini kaldırarak 3 kere "alkışlamayın" diye müdahale etmek zorunda kalması açıkçası hoş olmadı.
İDSO'yu CRR 'de böyle yüksek performansta izleminin keyfi gerçekten bir başka oluyor. Umarız İDSO performans grafiğini her hafta katlanarak arttırır ve seyircisinin bu 2 haftada oluşan memnuniyetini daimi kılar.
Osman Enfiyecizade
10 Şubat 2020, İstanbul