Orkestra Akademik Başkent, 18 Aralık 2014 akşamı, aylık Denizbank Konserleri çerçevesinde İsrailli ünlü şef Lior Shambadal (d.1950), besteci Anna Segal (d.1974) ve Polonyalı kemancı Marta Magdalena Lelek’i ağırladı. Konserde bir Türkiye ve bir Dünya prömiyeri yapıldı.
İlk eser, orkestranın iyi tanıdığı Amerikalı besteci Samuel Barber’ın Yaylılar İçin Adagio’suydu.
Ardından merakla beklediğimiz Polonyalı olarak doğup, İngiliz vatandaşı olarak ölen Andrzej Panufnik’in (1914-1991) keman konçertosu geldi.
Andrzej Panufnik Chopin Müzik Akademisi mezunu, 20. yüzyıl Polonya müziğinin önde gelen bestecilerinden biri. 1954’te İngiliz vatandaşı olan ve Birmingham Senfoni Orkestrası’nın şefliğini yapan Panufnik’e İngiltere Kraliçesi tarafından "Sir" unvanı da verilmiş. 10 Senfonisi, çok sayıda orkestra parçası, piyano, keman, fagot, timpani, flüt ve çello için birer konçertosu bulunuyor.
1971’de yazdığı keman konçertosu "Rubato / Adagio/ Vivace" başlıklı üç bölümden oluşuyor. İlk iki bölüm "attaca" yâni susmaksızın çalınıyor. Konçerto kemanın solosuyla başlıyor, yaylılar daha sonra pizzicato’larla (tel çekme) esere giriyor. Bestecinin kemanın kadanslarında da arka fonda pizzicato tekniğini bol bol kullandığını görüyoruz. Vivace bölümde ise, eşlikte bu kez arşeyle tele vurma ön planda ama gene tel çekmeler de var.
Alışılmış klasik konçertolara göre daha kısa olan, bu çağdaş eser ülkemizde ilk kez çalındı. Polonyalı iyi kemancı Marta Magdalena Lelek’in sürekli repertuarında bulunan, değişik yaylı topluluklarla seslendirdiği bir eser.
Lelek, Katowice’de müziğe başlamış, lisans ve solistlik diplomalarını Londra’daki Guildhall Müzik Okulu’ndan almış, sağlam bir kemancı. Shambadal yönetimindeki Orkestra Akademik Başkent, zamanlama hatalarını hemen gösterecek pizzicatolarla bezeli eserde bütüncül bir eşlik çıkardı. Üç iyi biraraya gelince, bu çağdaş eseri keyifle dinledik.
Konserin ikinci yarısında, Ukrayna doğumlu, Rubin Müzik Akademisi mezunu, Berlin'de yaşayan İsrailli besteci Anna Segal'in "Bir Türk Teması Üzerine Çeşitlemeler" başlıklı eseri yer alıyordu. Acaba hangi Türk temasını seçip çeşitlemişti diye merakla beklerken, şef Shambadal, eserin özellikleri hakkında bilgi verip, dinleyiciye Mozart’ı duyacaklarını, yer yer caz yaklaşımlarına tanık olacaklarını söyleyince işin rengi de belli oldu. Shambadal, bestecinin bu eseri Orkestra Akademik Başkent ve kendisi için yazdığını da açıkladı.
Anna Segal, Mozart’ın "Türk Marşı" diye bilinen "Rondo Alla Turca"sını alıp çeşitlendirmişti. Tek bölümlük eserde, caz çağrışımları için yaylı orkestraya süpürge bagetle çalınan bir trampet eklenmişti. Fazıl Say, Arkadi Volodos gibi piyanist-bestecilerin Türk Marşı üzerine çeşitlemeleri gibi, Anna Segal de, malzemeyi yaylı orkestra için kullanmıştı. Ezgi çok iyi tanındığı için, bu düzenleme sempatiyle karşılandı. Besteci belli ki bu tür çalışmaları seviyor. Geçen yıl da gene Shambadal yönetiminde“ Bir Haydn Konçertosuna Saygı” başlıklı , Veda Senfonisi’ni tersinden yorumlandığı yapıtının Türkiye prömiyeri yapılmıştı.
Konserin son eseri, İngiliz besteci Edward Elgar’ın Yaylılar İçin Serenad’ıydı. Oda orkestralarının repertuarlarının vazgeçilmezlerinden biri olan eseri, usta şef Lior Shambadal iyi hazırlamıştı. Genel arzu üzerine bis olarak hangi bölümün istendiğini dinleyiciye sordu, ortadaki ağır bölüm ağır basınca bunu yineledi.
İki eseri ilk kez dinlememiz, Türkiye’ye ilk kez gelen yetenekli bir kemancıyı tanımamız ve bilinen eserlerin iyi birer icrasına tanıklık etmemiz bakımından verimli bir konserdi.