28 Mayıs-12 Haziran 2022 tarihleri arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamındaki etkinliklerden biri Giovanni Antonini yönetimindeki Almanya Senfoni Orkestrası-Berlin’in konseriydi. Konserin solisti özellikle Avrupa’da çok ünlenen, Berlin Devlet Operası (Berlin Staatsoper Unter den Linden) solo sanatçısı, soprano Anna Prohaska idi. Anna Prohaska çok eski, müzisyen bir aileye ( büyük büyük babası besteci Karl Prokhaska, büyükbabası orkestra şefi Felix Prohaska; ebeveyni ve kardeşi de müzisyen) mensup. Zamanımızın önde gelen şeflerinin yönetiminde çok sayıda farklı dönem operalarında sahneye çıkmış; konserler vermiş. Lirik soprano olan Anna Prohaska’nın klâsik repertuvardan, çağdaş ve antik müziğe uzanan bir repertuvarının olduğunu öğrendik.
Ankara CSO büyük salonundaki konserin ilk yarısında; Beethoven’in Prometheus’un Yaratıkları Uvertürü ile Haydn’ın Issız Ada Uvertürü aralarında Prohaska, Mozart’ın La Clemenza di Tito - Titus’un Merhameti operası başkarakterlerinden Vitellia’nın “Ecco il punto, oh Vitellia” “Non più di fiori” ile başlayan, eşlikli resitatif ve aryasını ve Haydn’ın Scena di Berenice (Berenice’nin Hezeyanı) olarak bilinen, 18. yüzyıl büyük konser aryalarından sayılan “Berenice che fai?” aryasını söyledi. Her iki yapıtı dört yıl ayırıyor; Mozart’ın operası 1791’de Prag’da, Berenice konser aryası ise 1795’de Londra’da ilk kez bir konserde seslendirilmiş. Aralarındaki benzerlik büyük.
Prohaska’nın sesi belki çok güçlü değil, bize göre çok müzikal de değil ama çok sağlam bir tekniğe dayanıyor; baştan sona çok temiz; parlak; metnin anlamını yorumuyla çok güzel yansıtıyor; özellikle Berenice’de tiz ve pes sesler arasındaki iniş çıkışları tereddütsüz; çok sağlam; tizler çok temiz. Berenice aryasında, Berenice’nin hezeyan dolu ruh halini güzel verdi. Mozart aryasında da koyu seslerdeki sağlamlığı dikkat çekici.
Aryaya baştan sona eşlik eden, şarkıcıyla diyaloglar kuran, solo partisi olan basset sanatçısı (adını ne yazık ki saptayamadık), Prohaska ile güzel bir birliktelik oluşturdular.
Giovanni Antonini barok ve klâsik evre repertuvarıyla tanınmış bir İtalyan orkestra şefi. Dünyanın birçok yerinde yönettiği konserler, operalar ile ünlenmiş. Büyük besteci Haydn’ın doğumunun 300. yılına kadar 107 senfonisinin kaydının tamamlanmasından oluşan Haydn 2032 Projesinin de sorumlusu. Ünlü Il Giardino Armonico Orkestrası’nın kurucusu ve daimi şefi. Anna Prohaska, bir söyleşide, ünlü Şef ile çok iyi anlaştıklarını açıklamış. Nitekim bu konserde Giovanni Antonini iki aryadaki eşliğiyle sopranonun niteliklerinin ön plana çıkmasına, parlamasına büyük destek verdi.
İkinci yarıda Beethoven’in 2. Senfonisi vardı. Barok dünyadan gelen Şef orkestrayı (Deutsches Symphonie Orchester Berlin) hayli enerjik bir ritimle, neşeli bir havayla, kontrastları belirginleştirerek, eserdeki renkleri, vurguları güzel biçimde ön plana çıkartarak, nesnel bir yorum sergiledi. Tüm çalgıların güçlü olduğu, unison seslerin hiç dağılmadığı, virtüoz müzisyenlerin kendilerini hissettirdikleri bir orkestrayı dinledik.
Yoğun alkışlar karşısında soprano Anna Prohaska’nın küçük de olsa, ilave bir parçayı Ankaralılardan esirgemeyeceğini umardık. İstanbul dinleyicilerine o hediyeyi vermiş. Prohaska ilk yarıda, her ne kadar çok zorlu parçalar olsa da, biri yaklaşık 8-9, diğeri 12-13 dakikalık olan resitatif ve aryalar dışında programa bir küçük Mozart konser aryası da ekleseydi, sanırım herkesi çok daha sevindirirdi.
Orkestra üyeleri arasında iki Türk gencini (Emre Erşahin, kontrbas ve Bora Demir, korno) görmek ise bizi sevindirdi.
AYŞE ÖKTEM
13 Haziran 2022, Ankara