Her dil ulusal ve dolayısıyla ülküsel (ideolojik) bir alandır. Şiir ise dilin en arınmış, damıtılmış yetkin durumudur. Usta ozanlar bu nedenle çok etkilidir; ulusal kültür birikimi içinde öncü konumdadır.
Temelde bir kültür devrimine dayanan Türk Devriminin en bilinçli ozanlarından biri içinde bulunduğumuz 100. yaşında andığımız Ceyhun Atuf Kansu’dur. O yalnızca usta ozan-yazar değildir; tutarlı bir düşünürdür. Türk Devrimi üzerine, devrimin toplumcu işlevi üzerine en gerçekçi çözümlemeler Kansu’nun yapıtlarındadır.
Ceyhun Atuf Kansu Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz önderliğinde Bağımsızlık Savaşımızın başladığı yılda, 1919’da doğdu. 2019 yılı Bağımsızlık Savaşımızın başlayışının da 100. yılıdır.
Ceyhun Atuf Kansu çok küçük yaştayken, annesi Müfdale Hanım yaşamını yitirir. Müfdale Hanım eğitimcidir. Eşi Nafi Atuf Kansu (ki gelecekte Cumhuriyetin eğitim dizgesi ve kurumlarını kuracak öncülerden olacaktır,) 1921 yılının ilk günü, Ankara’ya, Mustafa Kemal’e ulaşmak üzere, İnebolu’ya doğru yola çıkar. Ankara’ya gitmek için eşinden heyecanla haber bekleyen Müfdale Hanımın, ne acıdır ki Ocak 1921 sonunda apandisiti patlar ve kurtarılamaz. Kuvayımilliyeciler Müfdale Hanımı, yağan kar altında toprağa verirler. İnebolu’da tanıştığı Nâzım Hikmet’le ve öbür yoldaşlarıyla birlikte, Mart 1921’de acı haberi aldığında, Nafi Atuf Ankara’dadır. Nâzım Hikmet, Müfdale Hanım için ağıt yazar…
Bunlar önemli ayrıntılardır; modern Türk şiirini kuranların ulusçu, yurtsever akrabalığını, özverisinin boyutunu gösteren ayrıntılar.
Bir bütün olarak yazında en güç iş içtenlikle, denetimli bir duygu yoğunluğuyla ve yalın yazmaktır. Ceyhun Atuf Kansu, devrimin halka, halkın gönencine dönüşmesi özlemini yansıttığı şiirlerinde, denemelerinde, Atatürk’ün devrim sürecine ve “Söylev”ine ilişkin çözümlemelerinde özgün ve arı bir Türkçeyle, Türk yazınında kalıcı bir yer edinir.
Ceyhun Atuf Kansu’nun yaşamıyla sanatını ayırmak olanaksızdır; anlamlı bir bütün oluşturur. Örnek aydındır. Halkına, ulusuna hizmet etmeyi görev sayar; Turhal’a göçer ve Turhal Şeker Fabrikasında 11 yıl çocuk hekimliği yapar. Kuşkusuz Turhal’daki, yoğunlukla acılarla dolu insan tanıklığı, eklenen başka deneyimler ve birikim şiirine, yazısına kaynaktır.
İlk anda anımsanan şiirleri, yapıtları bile bu candan duyarlığı açıklar: “Kızamık Ağıdı”, ““Köy Öğretmenine Mektuplar”, “Dünyanın Bütün Çiçekleri”, “Bağımsızlık Gülü”, “Sakarya Meydan Savaşı”, “Balım Kız Dalım Oğul”… “Kızamık Ağıdı”ndaki “Gamlı, donuk kış güneşi” aslında Kansu’dur, Kansu’nun özüdür, duyuncudur.
Ankara Radyosunda “Anadolu Albümü” başlığıyla yaptığı konuşmalar öyle beğenilir ki “Balım Kız Dalım Oğul” adıyla kitaplaşır. Bağımsızlık tutkusuyla, halk sevgisiyle, yurt bilinciyle Türkiye, Anadolu bu kitaplardadır.
Ceyhun Atuf Kansu’nun Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarında da emeği büyüktür. Yapıtlarının tümüne arı, ışıl ışıl bir Türkçe egemendir. Dil Devrimini en yalın açıklayan yazarlardandır.
Kansu halk öğretmenidir. Yapıtları günümüzde her zamankinden daha öğretici, yol gösterici.
2019 yılında, Ceyhun Atuf Kansu’nun 100. yaşında yapılan güzel işlerden biri de kitaplarına girmemiş bazı denemelerinin kitaplaştırılması oldu: “Bağımsızlık Devrimcisi – Katıksız Bir Başkaldırıcı Olarak Atatürk”, (Telgrafhane Yayınları, 2019).
Dergi sayfalarında kalmış öykülerinin de kitaplaşmasını, gün ışığına çıkmasını bekliyoruz. Öykülerinin okunmasını da yazınımıza çok önemli katkı sağlayacak.
Türk ulusu Ceyhun Atuf Kansu’yu 17 Mart 1978’de, daha 59 yaşındayken acıyla uğurladı. Ardından yazınımızın ustası dostları ağıtlar yazdılar. Bir gün önce, 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi önünde, öğrenciler bombalı saldırıyla öldürüldüler. O gençlerle birlikte, aynı acıyla uğurlanmış gibidir Kansu.
Türkçenin bilge ozanı Ceyhun Atuf Kansu’yu doğumunun 100. yılında, ölüm yıldönümünde sonsuz saygıyla, sevgiyle anıyorum.
GÜNAY GÜNER
24 Mart 2019