Başta sözümüzü söyleyelim, vurgumuzu açıklayalım:
Fazıl Say, fırıldak uzmanı siyasi değildir; piyano sanatçısıdır. (Bu siyasi sözcüğünün kapsamına, doğallıkla “muhalefet” de girer.)
Fazıl Say’ın hiçbir ek desteğe, deyim yerindeyse kayırmaya gereksinimi yoktur. Gölge edilmesin yeter. Bugüne kadar da kişiliğini de sanat gücünü de kanıtlamıştır. Ulus olarak da Say’ın ulusa değil, ulusun Say’a gereksinimi vardır. Ne için mi? En azından insanlık ailesinin içine çıkabilmek için. Giderek, Fazıl Saylar son şanstır, demek de yanlış olmaz. Bugün “sıradan”lar bile kapağı yurtdışına atmanın ardına düşmüşken, Fazıl Say istese elli ülkede olanak bulur, yerleşir, buralara da hiç uğramasa bir kaybı olmaz. Siz böyle bir eğilim gördünüz mü Sevgili Fazıl’da?..
Fazıl Say, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı dinletisiyle, yeni bestesi Truva Sonatı’nı, 18 Ocak 2019’da ilk kez seslendirdi. Tüm hükümet üyeleri, tümüyle dolu salondaydı.
Bu önemli dinletinin hemen ardından Fazıl Say’a, Cumhurbaşkanının dinletiye katılımıyla ilgili eleştiriler havada uçuştu. Kendine aydınlanmacı süsü vermiş bir kesim var ki tuhafiyeci dükkânından farkı yok. Çok tuhaflar çok… Gericiler, troller nasıl saldırır, dediğimiz Fazıl Say’a şimdi “nasıl saldırır” diyenler saldırıyor.
Fazıl Say’ın annesinin yaşamını yitirmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fazıl Say’a telefon açarak başsağlığı diler. Say da teşekkür ederken, incelik göstererek Ankara’da sunacağı söz konusu dinletiye davet eder. Sonrası biliniyor…
Toplum sağlıklı düşünmek, soğukkanlı, nesnel yaklaşmak yeteneğini bir türlü kazanamadı. Değer, emek, yaşamın toplamı hiçe sayılıyor. Minik bir bölüme kakıp kalarak, değerin üzerinin çizilmesi hak görülüyor. Biraz karikatürize ederek yeniden anlatalım: İncelik gösterilip Fazıl Say’a başsağlığı dilenmesi karşısında Fazıl Say demek istedi ki “Ben böyle bir iş yapıyorum, işimi yapıyorum, iyi yaptığımı da dünyada söylüyorlar, dilerseniz gelin dinleyin.
Evet, Say klasik Türk ve dünya müziğinin ustası, piyano sanatçısı. Türk ekininin yüz akı insanlardan. Cumhurbaşkanı da herkes “seçim” yoğunluğunu dillendirerek gelmeyebilir diye düşünürken, tam kadro katıldı, dinledi ve ayakta alkışladı. Ne yapacağını ona bakarak belirleyen hükümet üyeleri de ayakta alkışladılar. (Unutmadan bir de Amerikalı vardı, niye Türkiye’deydi sahi?..)
Sayın Erdoğan neyi tasarlayarak, planlayarak dinletiye gelirse gelsin, olay da sonuç da şudur:
Devlet Opera ve Balesi’nde bile arabesk çalmaya çabalayarak misilleme yaptığını sananlar, bugüne kadar senfonik müzik, caz… yayımlandığı herkesçe bilinen Radyo 3’te ilahi çalanlar, TÜSAK’larla, benzeri düzenlemelerle, nasıl ederiz de tiyatroya, kültüre beş kör kuruş ayırmayız derdine düşenler geldiler, Fazıl Say dinlediler ve ayakta alkışladılar. Her sanatçı gibi Fazıl Say da incelikli insandır; her sanatçı gibi dinleyicileri eğilerek selamladı, sevgisini, saygısını sunmuş oldu. Biraz sahne tozu yutmuşlar bilirler: Sunumunu tamamlamanın hemen ardındaki o birkaç dakikada, salondaki dinleyicilerin coşkusunu duyumsamak eşsizdir.
Aydınlanmacı sanılan, kerameti kendinden menkul bir kesim var ki elinde bir yağlı kara, sürecek yer arıyor. Çok öfkeli olmakla da ilişkili bu durum. Öfkenizi yenin lütfen. Artık yoga mı yaparsınız, dersinize biraz daha fazla mı çalışırsınız… Ortada bir sorun varsa (ki devasa sorun vardır) bundan herkes, ama az ama çok sorumludur. Öyle “Ben çok temizim” ayakları yok. (Argo için bağışlayın, bazen cuk oturuyor.)
Başımıza ne gelirse tekçilikten geliyor. Oysa gerçek ayrıntıdadır, diye binlerce kez söylenmiş, yazılmıştır. Nedense o bölüm hep atlanır. Ya şusun ya busun. Başka olasılık yok!
Ayrıca Truva Sonatı’nın ilk seslendirilişinde anasıyla, yavrusuyla muhalefeti göremedim. Benim göz sinirlerim zayıf, “fiziksel” görme alanım dardır. Ondan olmalı.
Yineleyelim, Fazıl Say çocukluğundan başlayarak, sürekli çalışarak üstün duruma getirdiği yeteneğiyle “işini yapıyor.” Dinletisine gelenlerin tümü birdir. Bir önemi yoktur.
Çok sağ olun, var olun Sevgili Fazıl Say.
Saygı, sevgi sunuyor, esenlik diliyorum.
Say soyadı dik kayalık anlamı da taşır. Fazıl Say zoru başardı, başarıyor.
Say soyadının bir diğer anlamı ise emektir. Fazıl Say büyük emek verdi, veriyor.
Günay Güner
22 Ocak 2019