Dünya şiirinin devlerinden biridir Dante Alighieri (1265-1321). 2021 yılı, Dante’nin ölümünün 700. yılıdır. Dante, İlahi Komedya’da öyle bir cehennem anlatır ki ölmeden ölmüş gibidir. Zift, katran içinde kaynayanlar, buza başları gömülü titreyenler, sürekli yara kabukları soyulanlar, kıvrananlar, gömütlerden sarkanlar, zebanilerce durmaksızın mızraklananlar, inleyenler, haykıranlar, ağlayanlar… Daha neler neler…
Dante orta durumda bir aileden gelir. Floransalıdır. Asıl adı Durante’dir. Annesini küçük yaşta yitirir. 1285’te Gemma Donati’yle nikâhlanır. Giovanni, Jacopo, ve Pietro adlı üç oğlu, Antonia ve Beatrice adlı iki kızı olur. Bir söylentiye göre ise Antonia ile Beatrice aynı kişidir; rahibe olunca Beatrice adını almıştır. Dante eğitimlidir. Brunetto latini ile Guido Guintelli, Dante’nin ilk öğreticileridir. Ozan Guido Cavalcanti, Ressam Giotto’yla dostluk içinde yaşadı. Bologna ve Padova üniversitelerinde öğrenim gördü. Vergilius’tan, Aristoteles’ten, Aquinolu San Tommaso’dan etkilendi.
Dante’nin önemli bölümü sürgünde geçen yaşamı, toplumsal dönüşüm dönemine denk düşer. Bir yanda imparator yanlıları, diğer tarafta papa yanlıları vardır. Derebeylikler çökmüş, cumhuriyetler, krallıklar, senyörlükler, küçük egemenlik alanları belirmiştir. Guelf’ler papalığın yönetimini isterler (ki Dante’nin ailesi ve Dante de de Guelf taraftarıdır); Ghibellin’ler ise imparator yönetimini isterler. Guelf’ler bir de Aklar-Karalar diye ayrılmışlardır; Dante Aklar öbeğindendir. Bundan dolayı Dante’nin kesin papa yanlısı olduğu da sanılmasın. Kısacası tam toz duman durumu… Çatışmalar, kıyımlar… Ne ki çok basit de değildir. Dante’nin tanınan bir kişilik oluşu siyasal, diplomatik sorumluluklar üstlenmesini de gerektirdiğinden, savruluşlar içinde sürgünlerde acılar çekmiş, ölüm cezalarına hedef olmuştur. İlkeli insandır. Boyun eğmez. Siyasal düşüncesinin günümüzden bakınca din ve devlet işlerinin ayrılması diyebileceğimiz, tam olmasa da çağrıştıran ilginç bir yanı vardır. Papanın öbür dünyayla ilgili işleri, imparatorun ise yeryüzünün, dünyasal işlerini yönetmesini savunur.
Çok verimli, çalışkan bir yazar olan Dante ilk kitabı Vita nuova’yı o dönemde ortaya çıkan Yeni Biçem (stilnova) şiir anlayışına uygun biçimde yazar. Bu yapıtında çocukluk ve ömrünün sevgilisi Beatrice’i yüceltir; “kimsenin kimse için söylemediği şeyler söylemeye” söz verir. Bu sözünü yerine getireceği kitap, başyapıtı İlahi Komedya’dır.
Dante, Beatrice’i ilk gördüğünde Beatrice sekiz, kendisi dokuz yaşındadır, çocukturlar. Dokuz yıl sonra ikinci kez karşılaşırlar; Dante’nin yaşamını tümüyle Beatrice kaplar. Belli ki büyük ölçüde Platoniktir bu sevda. Ne ki 1288 yılında başkasıyla evlenen Beatrice’in ömrü çok kısa olacaktır; 8 Haziran 1290’da yaşamını yitirecektir. Dante çok sarsılır… Uzun zaman kendine gelemez.
Beatrice, Dante’nin sözünü yerine getireceği İlahi Komedya’nın Âraf bölümünün 30. kantosunun, 73. dizesinde, kantonun tam ortasında yapıta girer. Bu aşamadan sonra Dante’ye Beatrice eşlik eder. O ana kadar eşlik eden ise Vergilius’tur. Dante İlahi Komedya’da Tanrı’ya sığınışını, erdem arayışını, Beatrice’e olan sonsuz sevdasını yansıtır, işler.
İlahi Komedya’nın bir başka yönden de değeri büyüktür. Bir diğer yapıtında Latinceye karşı halk dillerini savunan Dante, İlahi Komedya’yı İtalyanca (Toscana lehçesi) yazar. Bu seçim güçlü anadili bilincini gösterir. 7 Nisan 1300’de, perşembe gecesi başlayan öte dünya düşsel gezisi, 14 Nisan 1300’de sona erer.
Dante’nin başyapıtına, izleyen yıllarda araştırmalar yapan, yorumlayan, incelemek ve sunmakla görevlendirilen Boccaccio (1313-1375) İlahi adını eklemiştir. Bilindiği gibi Boccaccio, Decameron adlı klasik kitabın da yazarıdır.
Günümüzde birçok sanat yapıtına esin sağlayan İlahi Komedya’da Dante, birçok gerçek kişiyle; din sömürücüsüyle, zorbayla, hilebazla, çıkarcıyla, cimriyle, savurganla, tecavüzcüyle, bencille… bu günahkârlarla, olağanüstü görsellik niteliğinin yarattığı atmosfer içinde hesaplaşır. Günümüzde güncelliğini koruması sözkonusu özelliğine de bağlanabilir. 21 yüzyılı yaşarken, Dante’nin Cehennem’ini andırır koşullar içindeyiz. Savaşlar, sömürü, açlık, hastalıklar, kıyımlar, insan haklarının çiğnenişi, yok olan, “salya”yla kaplanan denizler, yaşamı tümüyle sonlandırılan hayvan, bitki türleri… Ahlaksal çürümüşlük…
Türkçede birçok İlahi Komedya çeviri çalışması yapılsa da Rekin Teksoy’un İlahi Komedya çevirisinin (Oğlak Yayınları) yayımlanışına kadar sorunların sürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Sorunlar temel olarak, yapıtın dayandığı yoğun tarihsel, mitolojik, dinsel ayrıntılara ilişkin bilgilerin sunulması, sunulamayışı ve Türkçeye özen yönlerinden yaşanmıştır. Bu yazının yazılmasında da (önsözüyle birlikte) kaynak alınan Rekin Teksoy çevirisi gerçekten de çok güzeldir, görkemlidir. Türkçenin güzelliğini yaşayarak okuma olanağını Rekin Teksoy sağladı; tıpkı Decameron’u çevirdiği gibi.
Dante ile Yunus Emre’nin aynı dönemde yaşamaları da ilginç değil mi?
Günay Güner
19 Haziran 2021, Ankara