Herkesin pek çok dostu, arkadaşı vardır ama bunların bazıları sıkça anılır. Benim de yitirdiğimizden bu yana sıkça andığım dostlarımdan biri, pek çok konuyu paylaştığımız, açıksözle fikir alışverişinde bulunduğumuz, gereğinde tatlı tatlı tartıştığımız Mehmet Başman'dı. Başman'ı geniş topluluklarla birarada andığımız günler ise, onun yaşamında çok önem verdiği bazı etkinliklerdi. Onlardan bir tanesi 30 yıl önce başlattığı bağbozumu ve Fransa'yla rekabet edercesine yaşattığı premier, o yılın mübarek meyvesinin suyunun tahammür (fermente) ettirilmesiyle erkence elde edilen sıvının tadım töreniydi.
Başmansız ikinci bağbozumuna ve o mübarek sıvının tadım etkinliğine her Kasım ayının üçüncü perşembesinde olduğu gibi, 16 Kasım Perşembe günü Ankara Hilton'un büyük salonunda tanıklık ettik.
Nedir Kasım ayının üçüncü perşembesi? Fransa’da her yıl kasım ayının üçüncü perşembesi, vitrinlere küçük afişler asılarak, “Bojole çıktı” denir. Bojole (Beaujolais)bir üzüm türünün adıdır ve o yılın ürününden özel bir teknikle üretilen genç (taze) şarap tadılır, âdeta bir şarap bayramı kutlanır. Bojoleyi tatmayan kendinde bir eksiklik hisseder!
Bu gelenek tam 30 yıldır, önemli bir üzüm üreticisi olan ülkemizde de Kavaklıdere tarafından sürdürülüyor. Fransa’da genç şarap (premier) sadece kırmızıdır. Kavaklıdere ise bu tekniği hem beyaz, hem de kırmızı üzümle günümüze kadar getirdi. Üstelik beyazını da yaptı. Başlangıçta Emir üzümlerini kullanırken, ardından Ege'nin çekirdeksiz Sultaniyesi'nden bu kutsal sıvıyı üretme başarısını gösteren ilk firma oldu.
İşte, bağlarda bozumun yeni bittiği bu günlerde, daha bu yılın sofralıkları tezgâhtayken, 2017 ürününden yapılan genç Anadolu şarabını tattık.
Bu mübarek, kutsanmış sıvı, üzerine tüketilmesin, üretenler batsın diye vergi üzerine vergi bindirildikçe, neredeyse adı bile yasaklandıkça, âdeta inadına direniyor, güzelleştikçe güzelleşiyor!
Genç şaraplarda her zaman cıvıltı, neşe, taze aromalar vardır. 2017 Beyaz Premier meyvemsi, çiçeksi, diri, çarpıcı aromalarıyla aperatif olarak günün her saatinde tüketilebilecek özellikte.
KırmızıPremier, her yıl olduğu gibi Elazığ-Diyarbakır yöresinin Öküzgözü üzümünden yapılmış. Bu yaz yaşanan sıcakların etkisiyle,Primeur 2017 Kırmızı, genç özellikler taşımakla birlikte yoğunluk olarak da Öküzgözü’nün doğal rengini vişne ve kırmızı tonlarıyla gövdesine güçlü ve yansıtmış. Orman meyveleri, kuru erik, kuru kayısı benzeri aromaların hissedildiği, geçen yıldan daha dengeli bir şarap. Yaşamsallığını, Fransız Bojelesi gibi 6 ay-1 yıl arasında yitirmek yerine, şişede bile gelişim gösterip üç-beş yıllık ömre sahip olmaya aday gibi.
Bağbozumunun kutlanmasına Kavaklıdere Grubu’nun üst yöneticileri Ali ve Murat Başman ev sahipliği yaptılar. İki kardeş 6 Aralık'ta da, gene babalarının kanıtı bir başka etkinliğe daha evsahipliği yapacaklar. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası töreni...
Bu altın madalya, her yıl Türk çoksesli müziğine önemli katkıda bulunmuş besteci, icracı, eğitimcilere veriliyor. Bu yıl ise mum dibine ışık verdi ve madalyanın “postportem” olarak Türk müzik yaşamına yaptıklarıyla büyük hizmetlerde bulunmuş olan Mehmet Başman'a verilmesi kararlaştırıldı.
Ödül kütüğüne yazılan gerekçe aynen şöyle:
“Türkiye’de Batı tarzı klasik müzik sanatının gelişmesi yönündeki gayretlere, bir yandan uzun süreyle başkanlığını yürüttüğü Sevda-Cenap And Müzik Vakfı vasıtasıyla, bir yandan da kişisel olarak doğrudan desteği; bu alanda her düzeydeki sanatçılara ve onların sanatlarını daha iyi koşullarda icra etmelerine yönelik çabaları; bunlar arasında doruklara çıkmış olanların adlarının ulusal belleğe kazınması için önayak olduğu yayınlar; Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin uzun yıllar boyunca aksatılmaksızın sürdürülmesindeki payı ve bu yolla geniş halk kitlesine müzik sanatının ender ve üstün eserlerini sunmaktaki başarılı ve örnek girişimleri; kısaca müzik sanatı alanında ender rastlanan sanat koruyuculuğu nedeniyle, ölümünün ardından 2017 yılı Vakıf Onur Ödülü Altın Madalyası’na layık görülmüştür.”
Başman, “ Baki kalan bu kubbede bir hoş sada”nın çok ötesinde bir kişilik olarak, kuşaklar boyu anılacak, idealleri, hayalleri uygulanacak bir insandı. Daha nice yıllar Anadolu'nun mübarek sıvısını onu anarak tadmak dileğiyle...