Öteden beri Mersin Uluslararası Müzik Festivali'ne ayrı bir sempati duyarım. Nedeni, tam bir "imece" örneği düzenlenmesidir. 16 yıldır, hangi partilerin elinde olursa olsun, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyelerinin bir bölümü, meslek odaları aynî ya da nakdî katkılarla festivali destekliyor ve bununla da gurur duyuyorlar. Festivalin arkasında Sanat Etkinliklerini Destekleme Derneği var.
Tümüne olmasa da, çoğuna açılışına ya da belirli konserlerine katıldığım Merfest'ten yine davet gelince, bu özverili insanların büyük emekle düzenledikleri festivalin açılışını izlemek üzere bir geceliğine Mersin'e geldim. Eski dostlarla sıcak bir kucaklaşma oldu. Değerli büyüğümüz, besteci Nevit Kodallı'nın yeğeni, gerçek bir sanatsever olan Selma Yağcı bir süredir işin başında. Sanat yönetmenliğini de Mersin ve Samsun DOB'larda müdürlük yaptığı dönemlerdeki başarısıyla tanınan Erdoğan Şanal yapıyor. Açılış için, hem sanatsal, hem diplomatik açıdan çokyönlü bir konser hazırlamışlardı.
Ben hiç denk gelmedim ama Mersin'den iyi havalarda bakıldığında Kıbrıs'ın hayâl meyâl gözüktüğü rivâyet olunur. Açılışın konuk orkestrası KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ydı. Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki son müzakerelerin de Rumların uzlaşmaz tutumu yüzünden başarısızlıkla ulaştığı anımsandığında, KKTC'ye sahip çıkmak açısından önemli bir seçim yapılmıştı.
KKTC CSO, henüz gelişim aşamasında, yeni kadrolara gereksinimi bulunan bir orkestra. Şimdilik şef dahil 19 kişiler. Üç önemli postta Kıbrıs Türklerinden Ankara Devlet Konservatuvarı mezunu sanatçılarımız bulunuyor. Koordinatör CSO'dan gelme kornocu Mustafa Kofalı, şef İzmirDOB'dan emekliye ayrılan besteci Ali Hoca, başkemancı da gene CSO'dan gelme Nihat Ağdaç.
Merfest açılışında, solistleri daha önce gidip Lefkoşa'da söylemiş olan uluslararası tenorumuz Murat Karahan (d.1977) ile Mariinsky Tiyatrosu'nun genç yıldızı Teona Tvali'ydi (d.1994).
Konser öncesi sahneye çıkan Selma Yağcı'nın yıllardır Mersin korolarında söylüyor olmasının etkisiyle, söze "Uzun ince bir yoldayız" dizesini seslendirmesiyle başlaması, şimdi adı kültür merkezi olan efsanevî vali Tevfik Sırrı Gür'ün erken cumhuriyet döneminde kente kazandırdığı eski Halkevi binasının salonunda sıcak bir hava estirdi. KKTC - CSO Koordinatörü Mustafa Kofalı'ya teşekkür plaketini Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz verdi. Kofalı da, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın armağanı Lefkara ve Lapta elişlerinin bir ipek kozasıyla birlikte çerçevelendiği armağanı sundu. Selma Akıncı, başkanı överek büyük destek verdiğini söyleyip, "Gelecek yıl da elini taşın altına koyacağına bana söz verdi" deyince Kocamaz hazırcevaplığını gösterdi: "Ne eli yahu, gövdemiz taşın altında!".
Bu yılki kent ödülünün sahibi mimar-yazar Semihi Vural'a ödülü sahnede Vali Özdemir Çakacak tarafından sunulduktan sonra, konsere geçildi. Mascagni'nin Cavelleria Rusticana operasının duygulu intermezzosuyla başlayan konserin ilk yarısı çeşitli operalardan arya ve düetlere ayrılmış, bir de müzikal düeti konulmuştu. Ali Hoca, düzenlemeleri ve şefliğinin yanısıra, orkestranın sesini zenginleştirmek için bazı eserlerde piyano partilerini de çaldı.
İkinci yarı ise salonun sahneye gönüllü katıldığı, makamsal ağırlıklı Türkçe eserlerden oluşuyordu. Yâni "yerli ve millî"lik dozu daha yüksekti! Yusuf Yalçın'ın düzenlemesini yaptığı Münir Nureddin Selçuk'un "Kalamış"ıyla dinleyici tatlı huzuru alır ve şarkıya katılırken, Murat Karahan da "gazelhan" özelliğini göstermiş oldu. Salon esas "Nazende Sevgilim"le coştu. Sözleri İslam Seferli'ye, bestesi Azeri Andrey Babayev'e ait olan ve Azerbaycan'ın yetiştirdiği büyük seslerden Reşid Behbudov'un ünlü kıldığı bu şarkı, son yıllarda âdeta Murat Karahan'ın simgesi haline geldi.
Ali Hoca'nın düzenlemesi Kıbrıs türküsü Dillirga'yı Karahan ve Tvali birlikte söylediler. Orkestra da bir başka şevkle seslendirdi partilerini. İkili son parça olarak anlamlı ve hafif "Time to say Goodby-Hoşçakal deme vakti"ni koymuştu. Ama salon o denli coşkuluydu ki, bis olarak tam iki kez "O Solomio"yu söylemek durumunda kaldılar. Tizlere çıkışlarda salondan büyük alkış aldılar.
İyi ve sempatik Gürcü soprano Teona Tvali, bu tür sahne etkinlikleri için Murat Karahan'ın birlikte söylemeyi istediği bir isim. Şöyle bir belleğimi zorlayınca 2015 yılbaşı konserinde de ikilinin birlikte sahnede olduğunu anımsadım. Konser sonunda Gürcistan temsilcisinin de sanatçılara birer buket çiçekle teşekkür etmesi, sanatsal işbirliklerinin nasıl işe yaradığını gösteriyordu.
Evet, salon çok çoşkuluydu, ama en büyük alkışı kim aldı diye sorarsanız, Selma Yağcı'nın konuşması sırasında "Mustafa Kemal Atatürk" aldı.
Portakal bahçeleri betona dönüşmüş olsa da, daha nice festivallere, halâ güzel Mersin...
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Mayıs 2017