Toplam yedi kişinin yer aldığı bu fotoğraftan sadece bir kişi hayatta. Bu fotoğraf 6 Aralık 1996'da Hilton Oteli'nde SCAMV Onur Ödülü Altın Madalyası töreninde çekilmişti. Ortada 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel eşi Nazmiye Hanımla. En sağ başta Sevgi Başman, sol başta Erdoğan Okyay ve yanında SCAMV Başkanı Mehmet Başman. Aradan geçen 27 yılda teker teker yitirdik, sağdan ikinci sırada yer alan Suna Kan'ı yeni uğurladık. Hemen yanındaki İdil Biret'e uzun ömürler diliyoruz.
Ankara dışında bulunduğum için Suna Kan'ı uğurlama törenine yetişemedim. Çekilmiş kimi fotoğraflara ve kısa videolara baktım. Törene Devletten Güzel Sanatlar Genel Müdürü Ömer Faruk Belviranlı katılmış, Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy camiye çelenk göndermiş. CSO cami olarak Karşıyaka'yı açıklamıştı ama sonra Kocatepe'ye alınmış, sanırım Kemal Kılıçdaroğlu'nun cenaze namazına katılacak olmasının etkisi.
İdil ve Suna'nın adları 1948'den bu yana genellikle birlikte zikredilmiştir. SCAMV'nın 1996'da ilkesinden bir kereliğe ayrılarak Onur Ödülü Altın Madalyası'nı aynı yıl iki kişiye birlikte sunması da bu birliktelikten kaynaklanır. İdil Biret'in henüz 5 yaşındayken dâhi çocuk olarak yurtdışına gönderilmesi için hazırlanan kanun komisyondayken, benzer özelliklere sahip 10 yaşındaki Suna Kan da yasaya eklenmiş, bu yasa halk arasında İdil-Suna Kanunu diye anılmıştı. 1988'de yayımlanan ve mevcudu tükenen İsmet İnönü ve Hârika Çocuklar kitabımda o dönemin tam ayrıntıları zabıtlarıyla birlikte vardır.
Suna Kan'ın ölümü üzerine yazılanları, söylenenleri okudum. Sanırım kimsenin aklına İdil Biret ne düşünüyor diye sormak gelmemişti. İdil Biret'e ben sorduğumda aldığım yanıt 75 senenin bir özeti gibiydi:
“Yaşamımda TBMM’nin 1948 yılında çıkardığı kanun ile Paris'e birlikte gittiğimizden beri hep yeri olan Suna ile aramızda bir kardeşlik hep devam etmiştir. Birlikte müzik yaptığımız zaman da müzik cümlelerini âdeta oyun oynarmış gibi birbirimize geçirip çok keyifli anlar yaşamışızdır, özellikle bir çok defa çaldığımız Beethoven’in Üçlü Konçertosunda... Müziğin derinleştirdiği uzun yıllar süren bir dostluk ne yazık sona erdi. Suna’nın hayatımda bıraktığı büyük boşluk doldurulamaz.”
Ya Suna Kan'ın keman çalışı?
“Çocukluğumda uzun yıllar Mozart’ın La Majör keman konçertosu ile Suna Kan’ı aklımda birleştirmiştim. Konçertonun son kısmındaki canlı ritmler, diğer iki kısımdaki lirik parlak karakter Suna’nın kişiliğini iyi aksettirip, çalışına çok yakışıyordu. Bir kaç yıl sonra aynı duyguları Mendelssohn’un keman konçertosunun icrasında bulacaktım. Suna bu eseri olağanüstü bir rahatlıkla, zarif olduğu kadar müzikal bir şekilde çalıyor, Mendelssohn Konçertoda âdeta kendini buluyordu.”
İdil'le Suna'nın birlikte çaldıkları Beethoven'in İlkbahar Sonatı'nı da dün gibi anımsıyorum, oysa madalya töreninin üzerinden 27 yıl geçmiş.
Ankara'da son kez aynı sahneyi paylaşmaları ise Özden İnönü Toker'in 80. yaşgününe özel bir sürpriz konserdeydi, DTCF Farabî Salonu'nda. Onun da üzerinden 13 yıl geçmiş. Beethoven'in Re majör 1. Keman-Piyano Sonatını Özden Ablalarına 80. yaşgünü armağanı olarak seslendirmişlerdi. İdil Biret, gece İzmir'de bir konser verip ertesi gün havaalanından doğru DTCF Farabi salonuna gelmişti. Suna Kan, geçirdiği bir rahatsızlığın nekahat dönemindeydi, bu nedenle kemanını oturarak çalmıştı. Sadece minik bir ses provasıyla çıkıp sonatı pırıl pırıl seslendirmişlerdi. Böylece SCAMV onur ödülü altın madalyasını aldıkları 1996'dan sonra ilk kez birlikte çalmışlardı. Bu adları cumhuriyetimizle özdeşleşmiş iki sanatçı, Kadıköy Süreyya'da da 22/23 Nisan 2012'de Beethoven Sonatlar Nr.1 ve Nr.5 (Ìlkbahar) ile Brahms Sonat Nr.3'ü çaldılar, sonrasında koşullar ne yazık ki elvermedi.
Anılar çok, üzüntümüz büyük. Kafamdaki soru işareti daha büyük: Suna'nın 70 yıllık arşivi, belgeleri, notaları, kitapları, ödülleri ne olacak? Umuyorum oğlu Ömer Üstel bunların korunması için gerekli çabayı gösterir, gerekli ilişkileri kurar.
İdil Biret'in arşivi ve belgelerine gelince, eşi Şefik Büyükyüksel'in İdil Biret Vakfı'nın kuruluşu için girişimlerine başladığını, mütevazi de olsa bir İdil Biret Müzesi'nin kurulması için kendi olanaklarıyla çalışmalar yürüttüğünü biliyorum.
Ne yazık ki bizde Devlet'i elinde tutanlar, bu konularda yeterli bir duyarlılık içinde değiller.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
13 Haziran 2023, Ankara