Yakın müzik tarihimizde 1955’den bu yana pek çok önemli olaya ev sahipliği yapmış, yaşama veda etmiş ya da yaşayan pek çok müzisyenimiz ve müzik dostunun anılarında eşsiz yere sahip, koruma altında bir yapıdır And Evi… Mimar Hikmet Onat’ın mal sahibi Cenap And’ın isteklerini dikkate alarak çizdiği planda, giriş katındaki T biçimindeki salon, oda müziği dinletilerinin verileceği dikkate alınarak tasarlanmıştır.
6 Aralık 2024 akşamı, And Evi’nde Sevda-Cenap And Müzik Vakfı’nın 38. Onur Ödülü Altın Madalya sunum törenine tanıklık ettik. Eskiden bu tören ya büyük otel salonlarında, Vakıf önderliğinde yenilendikten sonra ise MEB. Şura Salonu’nda yapılırdı. Üç yıl önce madalyayı alacak olan şef Rengim Gökmen, sunumun büyük salonda değil, tarihî And Evi’nde yapılarak, sağlanacak tasarrufun bir öğrenciye yurtdışı için burs olarak değerlendirilmesi önerisi getirmiş, Vakıf da bu öneriyi benimseyerek uygulamıştı. Gökmen’den sonra geçen yıl da Filiz Ali’ye madalya bu evde sunuldu.
38. Madalyanın sahibi ise verimli bestecimiz Hasan Uçarsu’ydu (d. 1965). Danışma Kurulu’nun saptadığı üç isim arasından Vakıf yönetim kurulunca seçilmişti. Ödülün gerekçesi, “Ulusal bestecilik ekolüne yaptığı büyük katkılar ile ulusal müziğimizi uluslararası düzeye taşıyan kompozisyon anlayışı ve eğitimci kişiliği” saptamasıyla ödül kütüğüne kaydedildi.
Hasan Uçarsu, konuşkan, coşkulu bir kişiliğe sahiptir. Bu özelliklerini altın madalya Vakıf Başkanı Ali Başman tarafından boynuna takıldıktan sonra yaptığı konuşmada da ortaya koydu.
Bence, Uçarsu’nun heyecanlanması için önemli bir neden de, kendisinin bu madalyanın ikinci sahibi olan Ahmet Adnan Saygun’un son öğrencilerinden biri olmasıydı. Nitekim konuşmasında kurucuları Cenap And ve Saygun olan Ses ve Tel Birliği’nin Vakfın öncülüğü olduğunu vurgulamayı ihmal etmedi. Bir beste planlar ve yaparken nasıl yoğunlaştığını, kulağında seslerle dolaştığını anlattı. ( Uçarsu’nun geniş müzik yaşamöyküsü için: https://www.sanattanyansimalar.com/besteci-ve-egitimci-hasan-ucarsu-nun/8054/ )
Törene katılanlar arasında Uçarsu’nun yapıtlarının seslendirilmesinde önemli pay sahiplerinden olan Rengim Gökmen, iki şef-besteci Hasan Niyazi Tura ile Bujor Hoinic, önceki madalya sahiplerinden besteci Turgay Erdener ve eşi soprano Selva Erdener vardı. İnönü Vakfı, Başkanı Özden Toker, kızları Gülsün Bilgehan ve Nurperi Özlen, eşleri Mustafa Bilgehan ve Sinan Özlen ile geniş bir katılım gösteriyordu. Ama en önemli konuk, Vakfın etkinliklerine, eğer önemli bir sorunu yoksa her zaman katılım gösteren 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’di. HÜ. ADK Piyano Anasanat Dalı Başkanı piyanist Hande Dalkılıç, Viyola Sanat Dalı Başkanı Bige Bediz Kınıklı, Başkent Üniversitesi Konservatuvarı Müdürü piyanist Kamerhan Turan, Kadınlar Korosu Şefi Cihan Can, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nden Hülya Akıncı katılımcılar arasındaydı. Eski akademisyenler, AÜ Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ ile Prof. Dr. Necdet Adabağ ile tören sayesinde hasret giderdik. Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri tam kadro törendeydi: Başkan yardımcısı Murat Başman, İzzet Nazlıaka, Mustafa Bilgehan, B.E. İskender Okyay, Cevza Başman.
Konuşmalar ve sunum tamamlandıktan sonra geçilen ikram faslında bazı dostlar ödülleri öneren Danışma Kurulu’nda kimler var diye sordular. Merak edenler için, Vakfın web sitesinde paylaşılan son listeyi vereyim: Gürer Aykal (Başkan) , Rengim Gökmen (Başkan Vekili), İdil Biret (Vakıf Onursal Üye), Gülsin Onay, İlhan Usmanbaş, Koral Çalgan, Özer Sezgin, Erdoğan Davran, Cem Mansur, Fazlı Orhun Orhon.
Bu kuruldan Rengim Gökmen dışında törene katılım yoktu. Usmanbaş 103 yaşında, Çalgan ve Sezgin de ileri yaşları nedeniyle pek seyahat etmekten hoşlanmıyorlar artık. Erdoğan Davran’ın belki temsili vardı. Cem Mansur bilmem niye gelemedi İstanbul’dan? Orhun Orhon da 8 Aralık’ta orkestrasının Mozart Requiem konserine hazırlık yapıyordu belki de…
Ama en ilginci, kendisi de bu madalyayı 6 Aralık 2007 akşamı almış olan Gülsin Onay’ın törende bulunmama nedeniydi. Onay, 2011’de Vakfın geleneksel madalya günü olan 6 Aralık’ı Dünya Piyanistler Günü ilan etmişti, bu nedenle İstanbul’da düzenlenen etkinlikteydi!
Kokteyl sırasında “Madalya sahiden de altınmış” diye konuşulduğuna tanık oldum. Demek ki son olimpiyat madalyaları gibi altın suyuna batırılmış herhangi bir metal olduğunu düşünenler de vardı! Evet, rahmetli Mehmet Başman ile o dönemdeki yönetim kurulu üyelerinden Ömer Bozkurt’un tasarımından dökümüne kadar epey uğraştıkları bu madalya, 89 gram ağırlığında 18 ayar altındır. Günümüzdeki piyasa değeri yaklaşık 197 bin TL’dir. (Ayrıntıları merak edenler için: Müziğin Yüce Gönüllü Şövalyesi, Şefik Kahramankaptan, SCAMV Yayınları, Ankara 2019, Sayfa: 145-146)
Tören sayesinde son iki madalya sahibi ile ilgili, hemen ertesi yıl yayımlanması gereken birikmiş iki kitabın da 2025 yılbaşı armağanı olarak çıkacağını Vakıf Başkanı’nın konuşmasından öğrenmiş olduk. Rengim Gökmen kitabını Hürriyet gazetesi ropörtörlerinden Gülsün - Mustafa Bilgehan’ın kızı Zeynep Bilgehan, Filiz Ali kitabını da gazeteci dostumuz Serhan Yedig hazırlamış. Heyecanla bekliyoruz.
Şefik Kahramankaptan
7 Aralık 2024, Ankara