Oryantal mi, göbek havası mı, köçek mi, zenne mi?
Bu soruların tümü “şark”ı, “Orta Doğu”yu ve eskiyi çağrıştırıyor, değil mi?
Peki, tüm bu Doğu'ya ait, eski ögelerden ortaya “çağdaş” ve “yepyeni” bir iş çıkar mı?
Bugüne kadar yaptığı 60'dan fazla iş çeşitli dünya sahnelerinde oynamaya devam eden Mehmet Balkan yaparsa, sorunun yanıtı “Evet”tir. ( Propagandaya girmez, nasılsa sandıklar kapandı!)
Balenin adı Bach Alaturka... 15 Nisan 2017 gecesi bir ADOB yapımı olarak Operaevi'nde izledik. Bach Alaturka'nın yanında gene tek perdelik Danzon da yer alıyordu.
ORİENTAL Mİ, ALATURKA MI?
Program kitapçığını alıncaya kadar kafamda soru işaretleri vardı. Balkan daha önce Bach Oriantal diye bir bale yapmamış mıydı? Evet, belleğimi zorlayınca 2006 yılında bu çalışmayı Ankara'da yaptıklarını anımsadım. Ama o gayet tempolu bir modern danstı, bu ise fragmanlardan oluşan modern-neo klasik karışımı bir bale. İlk gösterimi de 2012'de yapılmıştı. İkisi arasında ortak olan müziklerin bir bölümüydü, piyanist-besteci Anjelika Akbar tarafından düzenlenmişti. Balede kullanılan müzik, ADOB orkestrası üyelerince bu yıl TRT Ankara Radyosu Stüdyosu'nda yapılmıştı. Takviyeler klasik gitarda Eren Süalp, neyde Haluk Derinöz'dü. Soprano partisini ise mezzosoprano Zeliha Kökçek söylemişti. Parçalar, klasik müziğin atalarından Johann Sebastian Bach'ın parçalarının Türk kulağına göre popülerleştirilmiş haliydi. Bach dışı mistik bölümlerle, oyun havası düzenlemeleri de müziğe yedirilmişti.
Eşi Lale Balkan'ın sahneye koyduğu Bach Alaturka'da Mehmet Balkan ikili dansları (pas de deux) arttırmıştı. Seyrettiğimiz ilkgösterimde, enstrümantal Bach müziğinin ardından Özge Başaran- Burak Kayıhan çiftinin ikili dansı, izleyiciyi hemen avucunun içine alıverdi. Diğer ikililerde Özge Onat-İlhan Durgut ve Mine İzgi-Eren Keleş çiftleri de Balkan'ın tasarladığı dansları başarıyla uyguladılar. İkililerden birinde, Mevlana'nın Çağrısı balesinden esintiler hissediliyordu. Balkan bazı bölümlere “hareketli tuluat” diye nitelendirebileceğimiz mizah ögeleri de katmıştı.
EN BÜYÜK ALKIŞI KİM KAPTI?
Balkan, fragmanlarının içine bir “rakkase” dansını ve erkeğin bu dansı yaptığı “zenne” uygulamasını yerleştirerek, aralarında türbanlı kızların da bulunduğu izleyicinin büyük beğenisini kazandı. “Zenne”yi oynayan Uluç Aytan'a da bravo! En büyük alkışı o kaptı.
Daha konservatuvar öğrencisiyken yurtdışında kazandığı yarışmalarla dikkati çeken Kadir Okurer, bu balenin erkek solistiydi. Balkan'ın sevdiği ve bazı balelerinde özenle uyguladığı “tablo final”de simetrik tablonun tam ortasında yer aldı.
Eserde istenen giysi, ışık ile video tasarımı, gayet uyumlu ve başarılıydı. Samsun'un giysi tasarımcısı Aydan Çınar'ın turkuvaz rengin egemen olduğu , bazı sahnelerde etekle desteklenen giysileri, Tahsin Gök'ün ışığı altında değişik renklere büründü. Örneğin “zenne”yi kıpkırmızı raksederken izledik. Ahmet Şeren'in videosu, kâh durgun bir deniz, kâh bulutlu bir gökyüzü gibi içsel hareketleriyle balenin arka fonunu oluşturdu.
Ülkenin içinde bulunduğu “kültürel iklim”i iyi algılayan, “alaturka”yı bile “çağdaş” biçimde uygulayan Balkan'ı ve sahnedeki dansçıları kutluyorum.
KIRMIZI-SİYAH DANZON
Yıllarca Ankara'nın başbaletleri olarak aynı sahneyi paylaştıktan sonra, birlikte koreografi yapmaya başlayan Armağan Davran-Volkan Ersoy, besteci-şef Bujor Hoinic'in büyük müziksel desteğiyle önce 5. Murad, sonra da Notrdam'ın Kamburu balelerini hazırlamışlardı. İki yıl önce hazırladıkları Danzon, başka birer perdelik balelerle önce İzmir'de sahnelendi. Geçen yıl İstanbul Dans Festivali'nde yer aldı.
Ülkesi Meksika'nın halk danslarından esinlerek bestelediği ve 2 numaralısı dünya genelinde şöhrete kavuşmasını sağlayan besteci Arturo Marquez'in bu parçasının çok farklı uyarlamaları değişik amaçlarla kullanılmıştır. Davran-Ersoy Koreografi İkilisi, bu müziğe latin danslarının bazılarını “Kırmızı-Siyah”ı temel alarak uygulamışlar. Bu renkler kadınlarda aşkı temsilen kırmızı, erkeklerde asaleti temsilen siyah olarak kullanılmış.
Giysi tasarımı İzmir'den Gülay Korkut, sahne tasarımı Tayfun Çebi'ye ait. Arkada ışıkla ton değiştiren bir koyu mavi perde üzerinde, dansçıların yalın-keskin görünümlü giysilerini flu biçimde yansıtan ayna grubundan oluşuyor bu dekor. Çebi'nin Saygun'un “Bir Kumru Masalı” balesinde de benzeri ayna uygulamasını kullandığını anımsar gibiyim. Ali Karaköse'nin videosuyla başlayan bale, müziğin süresi de nedeniyle olsa gerek hayli kısa. Latin danslarını sevenleri memnun edecek nitelikte bir yapım.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
16 Nisan 2017