Barok, klasik ve romantik dönemlerden bir besteci adı söylendiğinde, çoğumuzun gözünün önüne bir resim gelir. Fotoğrafın olmadığı o dönemlerde, ressamlar bestecilerin portrelerini değişik yöntemlerle çizmiş ve boyamışlar, bunların bir kısmı dönemin gravür gibi baskıresim yöntemleriyle çoğaltılmıştır.
Ludwig van Beethoven (1770-1827) denilince de, onun kırmızı fuları beyaz gömlek yakasının altında bağlı, dağınık saçlı resmi öncelikle anımsanır. En çok kullanılan, yıllar içinde değişik grafik yöntemlerle değiştirilerek geliştirilmiş resmi de budur Beethoven'in... Karikatüristler de, bestecinin sağırlığından esinle, onu kulağında dönemin işitmeyi kolaylaştırıcı borusuyla gösteren, çok sayıda resmini yapmışlardır.
Beethoven'i gerçek yüzüyle günümüze taşıyan, olgunluk çağında ve ölümünden hemen sonra yüzünden alınan kalıpla yapılmış iki masktır. Dünyanın çeşitli üniversite, müzik okulu ve müzelerinde bu maskların sonradan çoğaltılmış halleri bulunur.
Bu masklar ile ressamların günümüze taşıdıkları çizimlerden hareketle heykeltraşlar da boş durmamışlardır. İşte burada karşımıza “soyutlama” kavramı çıkar. Heykeltraşlar, çoğu bronz döküm, bazıları yontu biçimindeki çalışmalarında Beethoven'i yansıtan karakteristik yüz hatlarından bazılarını ortadan kaldırıp, bazılarını ön plana çıkararak besteciyle ilgili yorumlarını ortaya koymuşlardır.
Başta Viyana ve Bonn olmak üzere çeşitli kentlerde bestecinin boy heykellerine rastlanırsa da, en çok büstleri çalışılmıştır. Halen bu büstlerin bazıları küçük boyda fabrikasyon olarak imal edilip, anı eşyası olarak satılmaktadır.
Beethoven'in en ilginç büstleri, doğduğu kent Bonn'da müze olarak ziyarete açık tutulan Beethovenhaus'da bulunmaktadır. 2014'deki son ziyaretim sırasında plastik sanatlara da ilgim nedeniyle bu büstleri özellikle fotoğraflamıştım.
Bunların içinde “abstract” kavramına en uygun olanı Levon Konstantinoviç Lasarev'in (d. 1928) imzasını taşıyan 1981 tarihli büsttür. St. Petersburg'un önde gelen heykeltraşlarından olan sanatçı, Beethoven'i, ölüm maskından esinli olarak ilginç biçimde soyutlamıştır.
Alman heykeltraş Eduard Merz'in(1903-1984) Beethovenhaus'daki işi ise, 1965'de başlayıp bir yıl süreyle üzerinde çalışıp tamamladığı taş yontu bir büsttür.
Fernando Clan'ın da masklardan birinden yola çıkarak yaptığı çalışmada, Beethoven'in saçlarını abartarak çalıştığını görürüz.
Fransız heykeltraş Pierre Félix Masseau (1869-1937) ise, gene bilinen bir masktan yola çıkarak hayli gerçekçi sayılabilecek bir Beethoven büstüne imza atmıştır. Bu büst 1902 tarihini taşır.
Alman heykelci Wilhelm Hüsgen'in (1877-1962) mask esaslı gerçekçi çalışması da Beethovenhaus'un iki binayı birbirine bağlayan geçiş avlusunda sergilenen büstlerden sonuncusudur. Ayrıca arka bahçede iki Beethovenbüstü daha yer alır.
Bu büstlerin her biri, bestecinin senfonilerinden birer bölümü çağrıştırabilir. Fotoğrafları inceleyin ve senfonileri bir düşünün, bakalım hangi büstler, hangi senfoni veya bölümünü çağrıştırıyor?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
Bu yazı Andante dergisinin Nisan 2020 sayısındaki Başkentten Yansımalar sayfamda yayımlanmıştır.