Sürekli okurlarım, devlet orkestralarının Türk bestecilerinin yapıtlarını seslendirme konusunda, çeşitli gerekçelere sığınmadan daha istekli ve cesur olması gerektiğini yazdığımı bilirler. Bu haftaki programlara göz attığımda altı devlet orkestrasından dördünde, özlenen bir tablonun ortaya çıktığını gördüm. Ya tümüyle, ya da kısmen, programlarında Türk bestecilerinin yapıtlarına yer vermiş olmalarını sevindirici buldum.
“Amiral gemisi” CSO'dan başlayarak sırayla bir göz atalım:
CSO'DA DİRİLİŞ VE BİR JÜBİLE
14 Nisan Cuma akşamı CSO ana salonda, şef podyumunda Türk bestecilerinin yapıtlarının seslendirilmesine verdiği öncelikler nedeniyle BESOM Seslendirme Ödülü sahibi şef Burak Tüzün yer alıyor. CSO solist sanatçısı kadrosunda bulunan kemancı Çağıl Yücelen bu konserde orkestrayla son kez sahneye çıkacak, bir bakıma jübile konserini yapacak, çünkü emekliye ayrılma kararı aldı.
Konserde TRT Çoksesli Korosu'nun da katılacağı önemli bir yapıt seslendirilecek: Fransız besteci Gabriel Faure'nin “Pavane” ı... Bu yapıtın pek çok versiyonu vardır. Ana temayı serimleyen solosu, genellikle flüt ve keman tarafından seslendirilir. Oda müziğinde farklı ikililer için düzenlemeleri bulunur ama korolu versiyonu az seslendirilen etkisi büyük bir çalışmadır. Bu haftaki konserde korolu versiyonun seslendirilecek olması Başkent dinleyicisi için bir şans. Franz Schubert'in 8 No'lu Bitmemiş Senfonisi, dinleyiciyi mutlu edecek bir yapıt. Programın Türk bestecisi ise, Can Atilla. TBMM'nin 90. yılında bestelediği keman solo ve korolu Diriliş Marşı seslendirilecek. Bu yapıtın kaydını sanırım 12 yıl önce CSO yapmış, keman soloda ise artık sahnelere veda etmiş olan Suna Kan yer almıştı. Bu kez Çağıl Yücelen bu soloda yer alacak ve dinleyici ile orkestraya vedasını yapmış olacak.
BURSA'DA TURGAY VE ARACI
Yapıtların bir kentte ilk kes seslendiriliyor olması her zaman değerlidir, konsere özel önem kazandırır. Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası da 13 Nisan 2023 Perşembe günü saat 20.30’da Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde Halit Turgay ve Emre Aracı'nın iki yapıtıyla dinleyici karşısına çıkacak.
Orkestrayı şef Cemi'i Can Deliorman'ın yöneteceği konserde önce flüt solisti ve besteci Halit Turgay'ın hayranı olduğu Akdeniz’i betimlediği, özgür bir anlayışla yazılmış Flüt, Piyano ve Orkestra için Akdeniz Rapsodisi No:4 Op.2 başlıklı yapıtı seslendirilecek. Halit Turgay'la birlikte usta piyanistlerimizden Cem Babacan solist olarak bu seslendirmede sahnede olacak.
İkinci yapıt ise kısa bir süre önce Deliorman yönetiminde CSO'da Türkiye prömiyeri yapılmış olan Emre Aracı'nın Kayıp Seslerin İzinde Senfonisi. Beş bölümlük yaklaşık 50 dakika uzunluğundaki senfoni, Avrupa ve Balkanlar coğrafyasından esintiler taşıyor. Konser Bursa Filarmoni Derneği ve Uludağ Premium'un katkı ve destekleriyle düzenleniyor.
ANTALYA'DA TAVİŞ, TURA, BALCI VE DİLMAÇ
Edebiyat, özellikle de şiir sanatı, müziğe kaynaklık etmede hep önemli rol oynamıştır. Alman liedleri buna güzel bir örnektir. 14 Nisan Cuma akşamı Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın konserinde bunun bize özgü bir örneği görülüyor. Atilla İlhan, gerek şiiri, gerekse romanlarıyla edebiyatımızın özgül ağırlığı yüksek bir temsilcisidir. Atilla İlhan şiirlerini besteleyenler, konserde orkestrayı da yönetecek olan Tolga Taviş ile Hasan Niyazi Tura, Oğuzhan Balcı ve solist olarak şarkıları söyleyecek olan bariton Altuğ Dilmaç.
UÇARSU, SİNAN ŞARKILARIYLA İZMİR'DE
AKM'nin açılışı için Hasan Uçarsu'nun sipariş üzerine yazdığı Sinan Operası, ikisi açılışta olmak üzere toplamda üç kez sahnelenebildi. Operanın bu temsillerinde orkestrayı yöneten şef Gürer Aykal, senfonilerde opera solistleriyle birlikte sunulacak bir program hazırladı.
Sinan operasından seçkide yer alan solistler şunlar: Hale Soner (Soprano),
Nesrin Gönüldağ (MezzoSoprano), Nejat Işık Belen (Bariton), Ali Murat Erengül (Bariton), Tuncay Kurtoğlu (Bas).
Ancak İzDSO'nun web sitesindeki afişe baktığımızda bestecinin adına yer verilmediğini görüyoruz. Besteci olmasa sadece şef ve solistlerle siz bu programı yapabilir miydiniz? Bunlar ayrıntı değil, esastır ve sanırım biraz da besteciye gerekli saygının gösterilmesinin akla gelmediğinin göstergesidir.
Bu dört senfoni orkestramızın, deprem sonrası ağırlaştırılmış program ilkesini de gözönünde tutarak hazırladıkları programlarında aynı hafta, toplamda on Türk bestecisinin irili-ufaklı yapıtlarına yer vermesini alkışlıyorum. Altıncı orkestraya gelince, İstanbul Devlet Senfoni'nin bu haftaki programında Türk bestecisi bulunmadığı ve yazının çerçevesine girmediği için, onlara da selamlarımı göndermekle yetiniyorum. Çukurova Senfoni ise biliyorsunuz, deprem hasarları nedeniyle sezonu kapatmış durumda.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
11 Nisan 2023