“Opera bestecilerinin şahı diye nitelendirebileceğimiz Guiseppe Verdi, pek çok yapıtında yer alan aryaları belirli opera şarkıcıları için yazmıştır. O şarkıcının ses rengi, tarzı, yeteneği dikkate alınarak yazılan bu aryalar, prömiyer sonrası başka şarkıcılar tarafından da söylenmiştir doğal olarak... Ama bestecinin o aryayı adadığı şan sanatçısı bellidir. Onlar, bestecilerinin aşklarının veya ilgilerinin, beğenilerinin birer ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Şarkıcıya duyulan sevgi ve bağlılık güzelim bir aryaya dönüşmüştür.”
Bu satırları 2001 yılında, yani tam 23 yıl önce yazmışım, sanırım TOBAV Dergisi’ydi, sevgili Tamer Levent’in kulakları çınlasın.
Bu örneklemeyi yapmamın nedeni de çağdaş bestecimiz Turgay Erdener’in (d. 1957), eşi soprano Selva (Dolun) Erdener (d.1966) için yazdığı, klasik müzik jargonuyla “Türk lied’i” diye benzetmede bulunabileceğimiz şarkılar.
3 Mayıs 2024 Cuma akşamı şef Burak Tüzün yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde, dördünün orkestrasyonu yeni yapılmış bu şarkıları ve Afife Bale Süiti’ni dinledik.
Bizim bestecilerimizin şarkı ve türkü formundaki çalışmaları Erken Cumhuriyet Dönemi’nden itibaren başlamıştır. Makamsal müzikte en güzel örnek Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirlerine Münir Nureddin Selçuk’un besteleridir. Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey’in türkülere çoksesli düzenlemeleri bu anlamda beste dağarında halen güncelliğini korurken, Necil Kâzım Akses’in döneminin şairlerinin sözleri üzerine yazdıkları ise daha çağdaş müzik örnekleri olarak ortaya çıkmıştır. En avangardı ise İlhan Usmanbaş’ın Ece Ayhan’ın şiiri üzerine yazdığı “Bakışsız Bir Kedi Kara” dır.
Son 30 yıla baktığımızda ise bu alanda örnekleyebileceğimiz bestecimiz, tartışmasız Turgay Erdener’dir. Kendisi şarkı formuyla ilişkisini bakın nasıl açıklıyor:
“Ülkemde şarkı söylemek halkımız için çok önemli bir yer tutar. Bu nedenle öğrenciliğimden başlamak üzere şarkı yazmak benim için hep vazgeçilmez bir şeydi. Selva ile hayatımızı birleştirmeye karar verdiğimizden itibaren ise iyice vazgeçilmez oldu. Ayrıca çok eskiden beri tiyatro oyunları için müzikler yazdım. Yazdığım kimi müzikleri Selva seslendirmek istediğini söyleyince onları elden geçirip tekrar yazdım.”
Konserin ilk yarısında Erdener’in çeşitli ozanların dizeleri üzerine yazdığı şarkıları dinledik:
Geçer ( Friedrich Dürrenmatt), Nereye Aşkım ( Federico Garcia Lorca), Yerçekimli Karanfil ( Edip Cansever), Göle Yas (Gonca Özmen), İlle de (Murat Göksu), Geçmiyor Günler (Sabahattin Ali), Canım (Turan Oflazoğlu), ve Çini (Behçet Aysan). Bunlardan üç, dört, beş, altıncı sıralardakilerin orkestrasyonunu Erdener bu konsere yetiştirdi, diğerlerininkiler zaten önceden hazırdı.
Selva Erdener siyah fantazi giysisini kocaman bir beyaz yapma gül ile daha da alımlı hale getirmişti. Şarkıları mikrofon aracılığıyla söyledi. Orkestrayla birlikte solist konumunda yer alan kanunî Ahmet Baran da, siyah pantolon ve beyaz fantezi ceketiyle şıklıkta sopranomuzu yalnız bırakmamıştı. Selva ise ikinci yarıya farklı bir kıyafetle ve saçlarını açmış olarak çıktı.
Konserin ikinci yarısında Erdener’in çağdaş bale müziği Afife’den derlediği süit seslendirildi. Balenin finalindeki müzik korolu olduğu için, bu seslendirmede yer almadı. Başkemancı sandalyesinde Esra Gökoğlu'nun oturduğu orkestranın çello solisti Onur Şenler, flütte Songül Özdemir Ilgaz, Viyolada Artemis Sis Balkız Kulak, klarnette Fevzi Onur Ustabaş sololarıyla seslendirmeye önemli kalite sağladılar.
Ankara’da ilk sahnelendiğinde, sanırım 1999 yılıydı, ilk kuşak balecilerimizden Meriç Sümen Afife’yi canlandırmıştı. Prömiyerdeki kanun solisti de Tahir Aydoğdu’ydu.
Selva Erdener de operaseverlerin yanı sıra geniş kitlelere kendini balenin içinde yer alan, sözleri Turan Oflazoğlu’na ait “Sen, Sen, Sen” başlıklı nihavend makamındaki Erdener şarkısıyla tanıtmıştı. Sonra bu başlığı taşıyan ilk albümüyle büyük sükse yapan Selva Erdener sıklıkla çeşitli konser salonlarının yıllık programlarında Erdener şarkılarıyla, genellikle İbrahim Yazıcı’nın piyano eşliğiyle girmeye başlamıştı.
Bu konserde de, süitin Ahmet Baran’ın kanun taksimiyle başlayan Ayrılış başlıklı bölümünde “Sen, Sen, Sen” ile büyük alkış aldı ve konser sonunda yoğun alkışa gene aynı şarkıyla karşılık verdi. Belki de sopranomuzun en duyarak okuduğu şarkıdır bu.
Ne de olsa, konservatuvar aşkıyla başlayan birlikteliğin taçlandığı şarkıdır. Selam sırasında Turgay Erdener, eşinin eline kondurduğu öpücükle hem aşkını, hem de pek çok teşekkürünü ifade ediyor olmalıydı.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Mayıs 2024, Ankara