Özellikle sinemaseverlerin ve film müziğine ilgi duyanların iyi tanıdığı, uluslararası alanda sadece film değil, yaptığı sahne müzikleriyle de tanınan bir Yunan bestecidir Eleni Karaindru... Film müziklerine merakı, sıkça seslendirmesiyle tanınan orkestra şefi Ender Sakpınar da, Eleni'nin müziklerini yeri geldikçe seslendiren bir müzik insanıdır. Peki, bu iki ismin yolları Eskişehir'de nasıl kesişti?
Kısa cevap Avrupa Birliği sayesinde...Biraz da ayrıntı verelim. Eskişehir Ticaret Odası bünyesinde bir Avrupa Birliği Bilgi Merkezi bulunuyor. Böyle bir projeye AB'nin finans desteği vereceği anlaşılınca Büyükşehir Belediyesi'yle temasa geçin destek alınca, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası'nın şefi Ender Sakpınar'la görüşüyorlar. Böylece ortaya “Türk Yunan Senfonik Yolculuğu” başlıklı bir Eleni Karaindrou konseri çıkıyor.
14 Kasım akşamı, Yılmaz Büyükerşen'in Eskişehir'e kazandırdığı Atatürk Kültür, sanat ve Kongre Merkezi'nin 1200 kişilik salonu Eskişehir Ticaret Odası'nın konuklarıyla tıklım tıklım doluydu. Davetiyesi olmayanlar bekleyip, gelmeyenlerin yerlerini hemen doldurdular.
Eleni Karaindru, tüm kayıtlarında görev yapmış obuacı Evangelos Kristopulos,mandolinci Aristotles Dimitriadis, akordeoncu Larisa Zikareva ve piyanist Natalya Mikalidu'yu da beraberinde getirmişti. Bazı parçalarda piyanoyu kendisi, bazılarında ise Mikalidu çaldı.
Çalgılarında birer usta olan bu soloculara, başta kemanda Mine Kurt Şentürk, çelloda Şansu Altınok olmak üzere EBBSO'nun solocuları da katılınca Karaindrou'nun müziği, özgün biçimiyle salona yansıdı. Sahnenin yüksek sofitosunun, yapısı gereği tınısı güçlü olmayan ve geride konuçlanmış arpin sesinin yeterince duyulmasını engellemesi gibi akustik sorunlara karşın, iyi bir seslendirme oldu. Usta obuacı Kristopulos'un daha ilk parçada bir erken giriş yapması bu tür “kaza”ların herkesin başına gelebileceğinin örneğiydi. Sonrasında gözünü şeften ayırmayarak doğru girişleri aldı.
Karaindrou'nun özellikle Teo Angelopulos'un filmleri için yazdığı müziklerin çoğu, melankolik, minimalist yaylı dokuların üzerine döşediği küçük sololarla bezeli, andante/yörük ve adagio/ağır tempolarda müziklerdir. Deyim yerindeyse üstüste dinlendiklerinde insanı gevşetir, adeta “pasiflora” etkisi yapar. Müzikler seslendirilirken perdeye yazıldığı filmin ilgili sahnesi yansıtılmış olsaydı, bu etki büyük ölçüde kırılabilir, konser canlılık kazanabilirdi. Gene de dinleyici, konserin sonunda fevkalade diri biçimde, şef Sakpınar'ın “Bis istemiyorsunuz değil mi?” sorusuna rağmen istek gösterince, orkestra iki kez bis yaptı.
Ne yazık ki, bir yurtdışı görevi nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen konsere tanıklık edemedi. Bulunsaydı, Eskişehir Ticaret Odası Başkanını konser sonu sahnede yalnız bırakmaz, mutlaka tebriklerini dinleyiciyle ve sanatçılarla paylaşırdı.