Beklenmedik iptaller olduğu gibi, beklenmedik kabuller de olabiliyor. Terör olaylarından sonra çok sayıda solist, şef, grup Türkiye’deki etkinliklerini iptal ettiler. Orkestralar onların yerine yenileriyle anlaşmak, programlarını değiştirmek zorunda kaldılar. Orkestra Akademik Başkent’in 31 Mart konseri için de benzeri bir durum sözkonusuydu. Ama “cesur” bir İtalyan şef, “Ben gelirim, solistimi de getiririm” deyince ortaya Barok bir program çıktı. Şef Fabrizio Da Ros, soprano Laura Andreini’yle birlikte 31 Mart akşamı OAB’in Bağlıca Yerleşkesi’ndeki konferans salonunda “Denizbank Konserleri”nde sahnedeydi.
Henry Purcell, George Frederik Haendel, Giovanni Battista Sammartini, Antonio Vivaldi ve Giovanni Battista Pergolesi’nin eserlerinden bir program hazırlanmıştı. Artık oturmuş ve tını bütünlüğü sağlamış sayabileceğimiz orkestrayı şef Fabrizio Da Ros iyi hazırlamıştı. Ancak, seslendirilen süit ve senfonide, yaylılardan beklenenden fazla volüm istemeseydi, Barok döneme daha yakışan bir yorum ortaya çıkacaktı. Örneğin Purcell’in yaylılar için süitinde, güçlü yaylıların altında kalan çembalo yeterince duyulamadı.
30 yaşındaki soprano Laura Andreini, Alcina, Jül Sezar, Rinaldo, Olimpiade ve La Serva Padrona operalarından aryalar söyledi. Barok repertuar üzerinde hayli çalıştığı belli olan eğitimli bir ses. Ancak, Barok dönemin önemli simgelerinden biri olarak en sık seslendirilen arya, Haendel’in Rinaldo operasından “Lascia Ch’io Pianga”da beklediğim duruluğu, billur yorumu bulamadım. İster istemez, bu aryayı dinlerken Philippe Jaroussky ve Franco Fagioli gibi kontrtenorların, Rene Fleming ve Cecilia Bartoldi gibi sopranoların mükemmel yorumlarıyla karşılaştırıyor insan...
Ama bütünü itibariyle dinleyiciyi tatmin eden bir konser oldu. Bu tür vokalli Barok konserlere yılda bir kez bile rastlamak bir şans. OAB’in artık ortalama 300-400 civarında konsolide olan dinleyicisi de bu şansa sahip oldu.