CHP'de Kültür ve Sanat Platformu oluşturulup eski kültür bakanlarından Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş konunun sorumluluğunu üstlendikten sonra, bu alanda önemli bir hareketlenme yaşanmaya başlandı. İstanbul'da benim gidemediğim ama müzik camiasından Serhan Bali ve Sanattan Yansımalar'ın yazarlarından Hüseyin Akbulut'un katılıp bir tebliğ sunduğu TÜSAK Sempozyumu yapıldı. İstanbul'daki sanatçılarla bir araya gelindi. 23 Aralık 2014 günü sıra Ankara'daydı.
Genel merkez binasına yakın Marriot Otel'de önce 2 saatlik bir danışma toplantısı, ardından sanatçılara bir yeni yıl kokteyli planmıştı. “Sanatla ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri” bu toplantıya davet için ölçüt olarak saptanmış, Ankara Valiliği'nden elde edilen sanat ve kültür alanıyla ilgili dernek ve vakıfların başkanlarına davetiye gönderilmişti. Salonun girişinde, CHP'nin 21 Aralık 2008 tarihinde kabul edilen programının kültür-sanat politikasıyla ilgili bölümünün ve İstanbul'daki TÜSAK Sempozyumu'na sunulan tebliğlerin bulunduğu birer kitapçık yerleştirilmişti.. Ayrıca konuya ilişkin bir “politika notu” da bastırılmıştı.
Toplantı, parti meclisi toplantısının uzaması gerekçesiyle geç başladı. Kılıçdaroğlu gelinceye kadar, eski kültür bakanları Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, yerlerini almış temsilcilere birer Hoş geldin turuna çıkarak bekleme süresini değerlendirdiler.
DİVAN MASASINDA KİMLER VARDI?
Toplantının divan masasında Sağlar, Taşdelen, Kılıçdaroğlu, Karakaş ve Atilla Sav bulunuyordu. Görsel ve yazılı basın temsilcilerinin Kılıçdaroğlu'nun kısa konuşması ardından toplantıya geçildi. Çankaya Belediye Başkanı Taşdelen'in “Cumhuriyetin Başkenti Çankaya” ve “Sanattan korkmak, insandan korkmaktır” vurguları dikkat çekiciydi. Kılıçdaroğlu “Toplumu kaliteli kılan sanatın kendisidir” saptamasını yaptı. Karakaş, toplantının amacının CHP'nin 2015 genel seçimi için hazırlacağı bildirge için görüş almak olduğunu özellikle vurguladı, sonra sırayla arzu edenlere söz verdi. Dernek temsilcilerinin bir bölümü, kendi iştigal alanlarıyla ilgili sorunları ortaya koyup, Çankaya Belediyesi'nden isteklerini dillendirmeyi yeğlediler. Kendi meslekleriyle ilgili kadro düzenlemesi konusunda vaadlerin seçim bildirgesinde yer alması halinde kaç oy gelebileceğini ortaya koyanlar da oldu. Devlet Sanat Kurumları'nda çalışanların üye olduğu derneklerin temsilcileri ise öncelikle TÜSAK taslağını CHP'nin reddettiğinin bildirgeye konulmasını isteyerek, aslında TÜSAK sisteminin yasa çıkmadan uygulanmaya çalışıldığını dile getirdiler. Kültür-Sanat Sen Başkanı Yavuz Demirkaya da hazırladığı kapsamlı dosyayı okudu. Mimarlık ve şehircilik bağlamında önemli görüşler ortaya kondu.
Bunların hepsini bu yazıya taşımak mümkün değil, sizlere Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği-BRHD Başkanı ressam Mehmet Ali Doğan'la ÇAĞSAV Başkanı olarak kendi ifade ettiklerimi özet olarak nakledeceğim.
BRHD Başkanı Doğan, Ankara'nın bir “Modern Sanatlar Müzesi gereksinimi olduğunu vurguladı. Yaratılarının satışı dışında bir geliri olmayan ressam ve heykeltraşlarla ilgili ekonomik anlamda destekleyici çalışmalar yapılmasını istedi.
ÇAĞSAV'IN SAPTAMA VE ÖNERİLERİ
ÇAĞSAV Başkanı olarak doğaçlama yaptığım konuşmanın özeti, aklımda kaldığınca şöyle:
“Öncelikle çağdaş sanatın dinleyicisi, izleyicisi kim olacak sorusunun yanıtı, en önemli sorun. Bu da ulusal eğitim sistemiyle ilgili. İlköğretimde, mevcut yönetimin yokedilmesi için çeşitli yöntemler uyguladığı resim ve müzik derslerinin dışında, “Sanat dersi” konularak, çocukların sanat, sanat dalları, sanat tarihi konusunda bilgilendirilmesi lazım ki, dinleyici-izleyici kitlesi hazırlanabilsin. Şimdiki durum herkesin malumu.
Her partinin, iktidara gelmeyi beklemeden, yönetiminde bulundukları belediyeler aracılığıyla sanat alanında toplumda sanata duyarlılığın arttırılması katkıda bulunması lazım. Ancak belediye başkanları, âdeta belediyeleri birer küçük padişahlık gibi görerek hareket ediyor. Aynı partiden gelmesine karşılık sanat alanında birinin yaptığını diğeri bozuyor. Yanlışın düzeltilmesi tabii gereklidir ama partinin, belediyelerin yaklaşım ve uygulamaları için kurumsal bazı ilkeler getirmesinde yarar bulunmakta, sanat alanı başkanların kendi zevk ve ilişkilerine terk edilmemelidir.
Ankara'da opera ve konser salonu binaları sergievinden bozma, gereksinimi karşılamayan binalardır. CSO'nun kullanacağı konser salonunun yeni binasının temeli Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı döneminde atılmıştır. Sonra kaç cumhurbaşkanı geldi, gitti, kaç yıl geçti varın siz hesap edin.
Atatürk Kültür Merkezi olarak bilinen hipodrom alanında yapılması planlanmış, projeleri ulusal yarışma yoluyla elde edilmiş yeni operaevinin projeleri, yıllardır Bayındırlık Bakanlığı'nda bekletilmektedir. Demek ki, AB adayı Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkenti, bize yakışır operaevi, konser salonu ve çağdaş sanatlar müzesinden yoksundur. ÇAĞSAV, Çağdaş sanatlar Müzesi kuruluşunun kültür bakanlığı nezdinde sürekli takipçisi olmuş, binanın tamamlanması sağlanmış, ancak bakanlık burayı müze yapmak yerine bir büyük sergi alanı olarak, CerModern adı altında işletmeciye vermiştir. 200 kişilik kötü akustikli salonunda daha bir piyano bile bulunmamaktadır.
Hükümetin yapmadığı, ilgilenmediği alanlarda özellikle sanat yapılacak mekânların kazanımı konusunda belediyelerin önemli katkısı olabilmektedir. İzmir'de çağdaş bir konser salonunun tamamlanıp hizmete sunulmuş olması, opera binası inşaatının da başlatılması buna güzel bir örnektir. ( Söz uzamasın diye Kadıköy, Karşıyaka, Bakırköy, Çankaya ÇSM örneklerine girmedim)
Seçim bildirgesinde kavramsal yakşımlar kadar somut örnekler önemlidir. Mutlaka yapılacak işlerle ilgili açık, tanımlı bilgiler yer almalıdır.
Örnek: İstanbul'da yıllardır atıl duruma sokularak bekletilen AKM binası süratle güçlendirme ve restorasyonu tamamlanarak sahne sanatları gösterimlerine açılacaktır..
Yıllardır projeleri hazır bekletilen Ankara Operaevi binasının anahtar teslimi yöntemiyle ihalesi yapılıp derhal temeli atılacak ve 2017'de hizmete açılması sağlanacaktır..
(Örnekleri gene zaman kısıtlılığı nedeniyle uzatmadım)
GENEL MERKEZ SANATA AÇILIYOR
Ankara kentinin gereksinimleri arasında bir kent müzesi oluşturulması da konuşmacılar tarafından vurgulananlar arasındaydı.
Bir konuşmacı, “Bazı fotoğraflar dışında CHP'nin bir müzesi yok” eleştirisi getirdi.
Ercan Karakaş, CHP Müzesi'nin hazırlanmakta olduğunu, genel merkez binasındaki 600 kişilik salonun sanata açılacağını ve fuayede bir sergi yeri oluşturulacağını açıkladı.
TAŞDELEN'İN 2015 PLANLARI
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ise umut verici açıklamalarda bulundu. Satırbaşları şöyle:
Eskişehir yolunda, metroyla ulaşılabilir yerde 1000 kişi kapasiteli bir kültür-sanat merkezi kuruyoruz. Konu üç aydır Büyükşehir Belediyesi'nde bekliyor.
Yüksel Caddesi'nde köşede bulunan Mülkiyeliler Birliği'nin otelini bir kültür merkezine haline dönüştürüyoruz.
Yılmaz Güney Sahnesi yenilenecek, dört dörtlük bir gösteri merkezi olacak.
Sanatı sokağa çıkarmaya, üniversitelerdeki bahar şenliklerini kente çekmeye çalışıyoruz.
Kenti, büyükşehir belediyesinin kamyona yükleyip götürmeyeceği noktalarda heykellerle süsleyeceğiz.
Cumhuriyet tarihi Müzesi kurmayı amaçlıyoruz. Bu konuda Ankara Üniversitesi ile görüşmelerimiz sürüyor.
Çocuk Kitapları Dizisi yayımlamak üzere çalışıyoruz. Bu dizide bizim yazarlarımız ve dünya klasikleri yer alacak.
Seçimden bugüne kadarki sürede evvelce hazırlanıp kabul edilmiş olan 2014 bütçesi kullanılmıştır. Kendi planladığımız bütçeyle çalışmalar 2015 yılında ortaya çıkmaya başlayacaktır.
Kültürün, sanatın kurutulmasına müsaade etmeyeceğiz. Sanat ölürse bu kent ölür.