Başlığa bakıp da “Ne sınavı?” diye meraklanmayın. Bu benzetmeyi yapmamın nedeni şu: Rimski Korsakov’un Şehrazad başlıklı senfonik süitindeki keman soloları, Avrupa’da pek çok orkestranın başkemancı sınavında çaldırılır. Zor, büyük dikkat ve duyarlılık isteyen sololardır bunlar. Eserin renkli olduğu kadar öteki bazı çalgılar için de küçük sololarla bezeli iyi orkestralaması, Şehrazad’ın sadece Sultan Şehriyar’ın değil, dinleyicilerin de gönlünde önemli yer edinmesini sağlamıştır.
CSO, 22 Ekim akşamı, şef Ender Sakpınar yönetiminde bu önemli eseri seslendirirken, başkemancı sandalyesinde Jülide Yalçın Dittgen oturuyordu. Eserde Rimski-Korsakov, Şehrazad temasını solo kemana, her birlikte olduğu cariyeyi sonra kendisine ihanet etmesin diye öldürten Sultan Şehriyar’ı da orkestraya yüklemiştir. Jülide Yalçın Dittgen, baştan sona yaylıların liderliğinde ve sololarda son derece başarılı bir etkinlik gösterdi. Şehrazad’ın kişiliğindeki güçlü yapıyı volümüyle duyumsatırken, duyarlılık isteyen bölümlerde duygusallığı gayet iyi yansıtan, müzikal, yerli yerinde bir yorumdu bu. Böylece Jülide Yalçın, bu konserde oturduğu başkemancı sandalyesini doldurduğunu göstermiş oldu.
Sakpınar yönetimindeki orkestra, senfonik şiirin hakkını verirken, özellikle arp sololarda Çağatay Akyol, obuada Kaan Civelek, koranglede Güzin Bilgen, flütte Songül Özdemir, klarnette Bülent Civelek, çelloda Oğuzhan Kavruk, sololarıyla seslendirmenin başarısına önemli katkıda bulundular. Üflemeliler de trompet ve trombon grupları olarak geçer not aldılar. Bu sınavda geçer not alamayan tek enstrüman 1. kornoydu.
Konserin birinci bölümünde Ferit Tüzün’ün (1929-1977) Çayda Çıra başlıklı bale müziğiydi. Bestecilerimiz arasında, halk müziği ögelerini en iyi kullanan bir orkestrasyon ustası olan Tüzün’ün eserinde de başta trompet grup şef yardımcılığı sınavını başarıyla veren Cem Sevgi olmak üzere bakır üflemelilerle, vurmalı çalgılar ve tahta üflemeliler, Sakpınar yönetiminde iyi bir etkinlik gösterdiler. Bu parlak oyun havasını çağdaş ezgilere dönüştüren Tüzün’ün ruhunu şad ettiler.
Akşamın solisti ise Slovenyalı klarnetçi Darko Brlek’di. Mozart’ın La Majör Klarnet Konçertosu’nda yumuşak tonu, virtüoz yaklaşımıyla dikkati çekti. Çok alkışlandı ve şefe rica edip eserin adagio (ağır) bölümünden bis yaptı.
İnsan, bu kadar iyi çalan bir solist, konçertoyu neden bellekten değil de notadan çalar diye düşünmeden edemiyor. Üzerine de, keşke bir solo bis hazırlamış olsaydı diye içinden geçiriyor! Ama Darko Brlek’in özgeçmişine bakınca sorunun cevabını da tahmin ettik. Brlek’in Slovenya’da ve uluslararası alanda o kadar çok görevi var ki, koşuşturmaktan eser ezberlemeye zaman bulamaması normaldir. Brlek, ülkesinde ulusal tiyatronun, opera-balenin müdürü, ulusal kültür konseyinin üyesi, Lubliyana Festivali’nin yönetmeni, Avrupa Festivaller Birliği’nin de başkanı. Orkestradan hayli memnun kaldığını da mimikleriyle gösterdi ve teşekkürünü sunulan çiçeği orkestrayı temsil eden başkemancıya sunarak gösterdi.
Önümüzdeki hafta Cumhuriyet Konseri’ne gitmeye hazırlananlara bir gelişmeyi duyuralım, Konser tek güne indi, sadece 30 Ekim akşamı. 29 Ekim günü için CSO’ya Hipodrom’da yapılacak tören için görev verilince, Perşembe akşamki konser kaldırıldı.