Ölümünün 49. yılında özlemle andığımız 2. Cumhurbaşkanı, Atatürk'ün yakın silah arkadaşı, eski başbakanlardan İsmet İnönü ( 1884-1973) iyi bir klasik müzikseverdi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın cuma akşamları konserlerine eşi Mevhibe Hanım'la birlikte gelir, kendilerine ayrılan ön sıradaki iki koltuğa otururlar ve konseri dikkatle dinlerlerdi. Orkestranın gelişimi, bir salona kavuşması için katkılarda bulunmuş, gereksinimlerinin karşılanması için elinden geleni yapmıştı. Türkiye'deki devlet senfoni orkestralarının her yıl Aralık ayının son haftasında İsmet İnönü'yü Anma Konserleri düzenlemeleri bundandır. Yeter ki, yıllık sezon programlarını hazırlayıp Bakanlığa onay için gönderirlerken unutmasınlar ve o haftaya öz-biçim ilişkisini dikkate alarak yapıt ve solist seçsinler.
Bu yıl, 23 Aralık 2022 Cuma akşamı Ankara'da CSO, Antalya, İstanbul ve Çukurova Senfoni Orkestraları anma konserlerini yaptılar. CSO'daki konserin solisti viyolonselci Dorukhan Doruk (d.1991), şefi Rengim Gökmen'di.
Ana Salon'da İnönü Ailesine ayrılan bölümde, İsmet İnönü'nün oturduğu varsayılan koltuk boş bırakılmış, oraya bir buket bordo renkli gül yerleştirilmişti. İnönü'nün kızı Özden Toker, torunu Gülsüm Bilgehan buketin iki yanında oturmuşlardı. Anayasa Mahkemesi eski başkanlarından, İnönü'nün avukatlığını yapmış Yekta Güngör Özden hemen yanlarındaydı. Diğer torun Nurperi Özlen ile torun damatlar Mustafa Bilgehan ve Sinan Özlen'le aile tamamlanıyordu.
İsmet İnönü'nün sesini en sevdiği enstrüman viyolonseldi. Bir ara ders almaya bile girişen İnönü'nün estrümanı hâla Pempe Köşk'te özenle saklanır ve çalınabilir durumdadır. Şef Rengim Gökmen, yöneteceği konserin programına alacağı yapıtları kendi seçmiş ve solist olarak da bir viyolonselciyi belirlemiş. Taa Doğuş Çocuk orkestrasından itibaren gelişimini bildiği Dorukhan Doruk'un bu konserin solisti olmasına doğrusu ben de sevindim, çünkü 10'lu yaşlarından itibaren tanıdığım, izlediğim çellisti gelişmiş haliyle bir kez daha dinleme fırsatı bulacaktım.
Dorukhan, Robert Schumann'ın (1810-1856) La minör Viyolonsel Konçertosu'nu seslendirdi. Bestecinin birbirine bağlı üç bölümden oluşan, dolayısıyla ataka dediğimiz türde aralıksız çalınan bu romantik yapıtını Dorukhan Doruk, kendisine Alman Müzikseverler Vakfı tarafından tahsis edilen Milanolu luthiye Paolo Antonio Testore (1700-1767) yapımı bir İtalyan çello ile çaldı.
Gelişkin yay tekniği ve müzikal duyarlılığı ile konçertonun özündeki lirizmi fevkalade yansıtan, hiç pis ses yapmayan Dorukhan büyük alkış aldı. İlk kez dinlediğim yüksek teknik gerektiren bir bis parçasıyla da dinleyiciyi ödüllendirdi. O henüz 31 yaşında olmasına karşın artık olgun ve usta bir çellist.
Mimar Sinan İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda alanın önde gelen pedagoglarından Dilbağ Tokay'ın yetiştirip Avrupa'ya uçurduğu Dorukhan, pek çok prestijli yarışma ve festivalde kendini gösterdi. Son haberi ise konser arasında kuliste kendisiyle görüşürken aldım. Düsseldorf Senfoni Orkestrası'nın sınavını kazanarak “çello solisti” pozisyonunu elde etmiş, bu nedenle konser dönüşü Münih'ten Düsseldorf'a taşınacakmış.
Sırf bu konseri dinlemek ve Dorukhan'ı görmek için, Lions Kulüpleri'nin müzik ilgilisi Osman Görmez İstanbul'dan kalkıp gelmişti. Belçika'daki Lions Avrupa Müzik Yarışması, Dorukhan'ın ödül koleksiyonunda bulunuyordu.
Konserin giriş ve bitiş parçalarını, Rengim Gökmen çok sevdiği geniş kadrolu ve opera bağlantılı eserlerden seçmişti. Girişte Richard Wagner'in (1813-1883) Nürnbergli Usta Şarkıcılar, bitişte ise Richard Strauss'un (1864-1949) Güllü Şövalye Süiti'ni dinledik. Yedişer kontrbas, beşer korno, iki arpin yer aldığı orkestrada, her iki eserde toplam 85 müzisyen sahnedeydi.
Her ikisinin de öyküleri gülmece ögeleri taşıyan bu oylumlu yapıtları Gökmen'in bagedi altında orkestranın istekli biçimde seslendirdiğine tanık olduk. Güllü Şövalye'nin sonunda dinleyici o denli güçlü alkışladı ki, şef Gökmen, finaldeki hızlı vals bölümünü bis olarak yeniden çaldırdı.
Konserin sonunda Özden Toker, boş koltukta İnönü'yü temsil etmiş olan bordo gül buketini Rengim Gökmen'e verdi, o da orkestrayı teşekkürlerini sunmak üzere başkemancı sandalyesindeki İnci Kavruk'a aktardı.
Gökmen, çiçeği verirken Özden Toker'in kendisine, buketi İsmet İnönü adına verdiğini belirttiği söyleyerek, bunun kendileri için büyük gurur olduğunu belirtti. Dinleyici bu kısa açıklamayı da alkışlarla karşıladı.
CSO'da geçtiğimiz dönemde meydana gelen bazı olaylar üzerine Bakanlık tasarrufları ve bunlarla ilgili hukuk süreçleri sonucunda sadece bir başkemancı kaldı. Jülide Yalçın artık İDSO'nun başkemancısı, Menevşe Aydoğdu da İzmirDSO'nun web sitesindeki listede 3. başkemancı olarak görünüyor. Dolayisiyle CSO'da birinci rahlede başkemancı yardımcısı Bilgehan Erten tek kaldı, onun münavebe haftalarında 1. derece keman üyelerinden Esra Gökoğlu ile İnci Kavruk'un bu görevi yapması kararlaştırıldı. Ancak Esra Gökoğlu CSO'da düşüp kolu dirsekten kırılınca birinci rahle için bu kez İnci Kavruk tek kaldı. Nitekim İnönü'yü Anma Konseri'nde başkemancı sandalyesinde Kavruk oturuyordu, yanına da 1. derece keman üyelerinden Demet Emekli'yi almıştı.
Şef Gökmen, konser sonunda tahta ve bakır üflemelilerden başlayarak tüm grupları ve Güllü Şövalye'deki keman solosu nedeniyle İnci Kavruk'u da ayrı ayrı selama kaldırdı.
Doğrusu İsmet İnönü'nün anısına yakışır bir konser oldu.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
24 Aralık 2020, Ankara