Öğrenimini yurtdışında devam ettirerek ulusullararası yarışmaları kovalayan, kendini sürekli geliştiren kemancı Elvin Hoca(Hoxa) Ganiyev'i (d. 1997) geçtiğimiz günlerde Ankara'da Mozart'ın 4. Keman Konçertosu'nu seslendirirken dinledim. Ardından bir Bach parçasıyla da bis yaptı.
Önce, pek çok kişinin aklını kurcalayan “Elvin nerelidir? Hangi ülkenin kemancısıdır?” sorusunun yanıtını açıklığa kavuşturmak istiyorum. Elvin'e sorarsanız yanıtı gayet doğal biçimde “Türk'üm, Ankara doğumluyum” diye veriyor. Cebinde T.C. Pasaportu var. Kafalardaki karışıklık Elvin'in annesinin Azerbaycan Türkü bir piyanist, babasının ise Arnavut bir çellist olmasından kaynaklanıyor. Belki bir yarışma-konser için topluca gidiş için, Bakü'deki organizasyon tarafından Azerbaycan pasaportu çıkarılmış olmasının da etkisi vardır. Ama çeyrek yüzyıldır Bilkent'teler.
Kimileri, Stalin'in ayrımcı yakıştırmasıyla “Azeri” tanımlamasıyla sanki ayrı bir millet varmış gibi düşünüyor. Günümüzde iki devletin ortaya koyduğu “Tek millet, iki devlet” tanımlaması boşuna değil. Nasıl Anadolu'da farklı lehçeler, yerel ağızlar varsa, Azerbaycan Türkçesi de öyledir. Elvin'in annesi Azerbaycan Türkçesiyle Anadolu Türkçesinin karışımını konuşur, Elvin'in ise Türkçesi gayet düzgündür.
Şimdi İsviçre ve İspanya'da sürdürdüğü lisans eğitimini tamamlama çabası içinde, bir yandan da “Acaba Kraliçe Elizabeth 'e mi yoksa Çaykovski Yarışması'na mı girsem?” sorusunu kafasında evirip çeviriyor. Lisansı bitirince lisansüstü çalışmasını nerede ve nasıl sürdüreceği de önümüzdeki dönemde karar vereceği konular arasında.
Elvin'i biraz zayıflamış gördüm, bunu Prof. Zahar Bron'la kemandaki lisans eğitimini tamamlayıp diplomalarını almak için boyuna İsviçre, İspanya ve tabii Ankara arasında uçuyor olmasına bağladım. Ankara'da MEB Şura Salonu'nda Mehmet San Production'un organize ettiği konserde, Agora Gençlik Senfoni Orkestrası ile çaldı. Orkestra çeşitli müzik okullarının öğrencilerinden kurulu ve iki ayrı öğrenci şef tarafından yönetiliyor. Konserin “Mozart§Film Müzikleri” diye bir başlığı vardı. Yoksa Mozart'la ilgili çekilen filmlerde kullanılan müzikler mi seslendirilecekti? Öyle değilmiş. Önce Cumhuriyet Bayramı'na denk geldiğinden olsa gerek, Cemal Reşit Rey'in 10 bölümlük Türkiyem Senfonik Şiiri'nden son bölüm, ardından Mozart Keman Konçertosu, ikinci yarıda ise iki film müziği (Karayip Korsanları ile Yüzüklerin Efendisi) varmış. Konserin ikinci yarısına kalamadım.
Elvin eskiden dedesi rahmetli kemancı-şef Server Ganiyev'den kalan bir kemanı kullanırdı. Şimdi İsviçre'de bir kuruluşun tahsis ettiği Guarneri ailesinden bir yapımcının imzasını taşıyan daha iyi ve eski bir kemanla çalıyor. Genç bir dinleyici vardı ve ilk bölüm arasında alkışladılar. Hatta ikinci bölüm üçüncüye bağlanırken Elvin, eliyle alkışlamayın anlamında bir işaret yapmak zorunda hissetti kendini. Elvin kendi düzeyinin ortalamasını tutturdu, bolca alkışlandı. Ama yüzünden yorgunluk akıyordu.
Arada büyükleri, dostları ve çocukluk arkadaşları tarafından kutlandı. Kutlayıcılar arasında Özden İnönü Toker, Yüksel Erimtan da vardı.
Agora Gençlik Senfoni Orkestrası adı altında bir araya geleler, çoğu iyiniyetli, “birarada müzik yapmaktan zevk aldıklarını” belirten gençler. Maksat eğlence ise diyeceğim yok. Ama bu birliktelikle, “senfoni orkestrası” iddiasıyla kendilerini geliştirmeleri için, okullarında derslerine mutlaka devam etmeleri, daha kendisi de öğrenen değil, ustalaşmış şeflerle çalışmaları gerek.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
2.11.2018