Aynı enstrümandan kurulu oda müziği toplulukları, alışılmışlara göre sayıca daha azdır, devamlılıklarını sürdürmek de daha zordur. Çünkü önce seslendirilecek malzemeyi, seçmek, sonra onun aynı enstrüman topluluğu için düzenlenmesi gerekir. Bu gereksinim, çalgıyı iyi tanıyan, aynı zamanda kompozisyon kurallarını bilen bir düzenlemeci tarafından karşılanabilir ancak...
CSO Çello Quartet, 2009'dan beri bu gerekleri başarıyla yerine getirip, aranan bir topluluk haline gelme başarısını gösterdi.
İbrahim Aydoğdu, Onur Şenler, Yaz Irmak ve Köklü Yiğit Tan’dan oluşan Dörtlü, 27 Aralık 2016 gecesi, Erimtan Müzesi Salı Konserleri'ndeki yeni yıl programında, tümüyle dolu salondaki nitelikli dinleyiciyle, müzikal ve duygusal anlamda iyi bir ilişki kurdular.
CSO'nun viyolonsel grubunun en genç üyeleri olan bu dörtülüyü, taa Ankara Devlet Konservatuvarı Lise Orkestrası'nda çaldıkları yıllardan bu yana tanırım. Dördü de, konservatuvarı bitirdikten sonra çalgılarına daha da dört elle sarıldılar, büyük ustaların atölye çalışmalarına katıldılar, uzmanlıklarını geliştirdiler ve CSO'nun açtığı sınavlarda başarılı olarak okuldaki birlikteliklerini burada da sürdürdüler. 2009'da da CSO Çello Quartet'i kurdular.
Erimtan konserinden hem kendileri, hem de dinleyici memnun kaldı. Bir dinleyicinin “ Arada ses yükseltme, hoparlör olmadan viyolonsellerin sesini doğal olarak duymaktan büyük zevk aldık” derken,hemen herkesin hissiyatını dile getirmiş oluyordu.
Dörtlü, bir bülümü Onur Şenler'in yaptığı düzenlemeleriden oluşan, klasikten tangoya, cazdan film müziklerine uzanan programla dinleyiciyi kucakladı. Bazı parçalarda çello kasasını vurma çalgı gibi kullandılar. Onur Şenler bazı sololarında Grapelli'nin caz kemanının tınısı yakaladı. İbrahim Aydoğdu ile Yiğit Tan, çellonun hangi hızla çalınabileceğinin gösterisini yaparken, Yaz Irmak parçaların ana ve yan temalarında arkadaşlarıyla uyum içinde müziği tamamladı. Dörtlü, viyolonselle hangi tınıların nasıl elde edilebileceğini gösterirken, dinleyiciden büyük alkış aldı ve iki bis parçası yaparak programını tamamladı. Konserin sonunda grup sözcüsü Yiğit Tan'ın “Bizim çalarken akordlarımız bozuldu. 2017'de diliyoruz ki Dünyanın ve ülkemizin akordu bozulmasın” dileği de alkışlarla karşılandı.
Bu dileğe katılmamak mümkün mü? Zor gözükse de, 2017'de, daha önce bozulmuş tüm akordların yerli yerine gelmesi hepimizin dileği değil mi?
Şefik Kahramankaptan
27 Aralık 2016