Fazıl Say, doğup büyüdüğü Ankara'yı sever. İhmal etmez. Fırsat buldukça, ekibiyle bir konser planlar. Çalmadıklarını çalar, yapılmamışları yapar. Bu arada babası sevgili Ahmet Say'ı da ziyaret eder. 25 Mart 2018 Pazar gecesi Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ndeydi. Salon tıklım tıklımdı, biletler çoktan tükenmişti. Fazıl sahneye çıktığı andan, konseri tamamlayıp seyirciyi selamlayıp ayrılana kadar hiç konuşmadı. Ne eserler hakkında bilgi verdi, ne espri yaptı, ne görüş açıkladı. Çıktı, çaldı ve kimseye görünmeden gitti. Çalarken birkaç kez göz göze geldik, sessizce selamlaşmış olduk.
Geçtiğimiz Kasım'da Atatürk anısına Congresium'da verdiği konser programının bir bölümü değiştirmişti. Erik Satie'nin o yumuşacık Gnossienne'lerinin altısını da, yumuşacık, kendisi de eğlenerek çaldı. Ardından Beethoven'in Fırtına sonatı geldi. Adına layık biçimde seslendirdi. İkinci yarıda ise Chopin'den dört noktürnü (gece müziği) duyarlıca, yüreklere dokunarak seslendirdi. Aklıma Mithat Fenmen'den sonraki hocası Kamuran Gündemir'in “Fazıl'a tuşların kökü ile nasıl ilişki kuracağını öğrettim, artık sırtı yere gelmez” sözlerini anımsadım.
Artık bir dünya klasiği haline gelen “Kara Toprak”tan sonra Yürüyen Köşk'le konseri sonlandırdı. Alkış, kıyamet... Nazlanmadan “bis”i de yaptı, âdeta simgesi haline gelmiş olan “Kumru Ballade”ı çalıp gitti.
Eli klavyede boş kaldıkça, kendi tınılarını bir şef gibi yönetti. Pedaldan ayağını çekerken eliyle de sesi topladı. Bazen sağla çalarken solla kendi kendine atak verdi.
Ankara'ya bir daha ne zaman gelecek diye merak edenlere söyleyelim: 29 Mayıs 2018 Bilkent Odeon'da, prömiyerini iki yıl önce Bodrum Turgut Reis'te yaptığı "Hermias - Yunus Sırtındaki Çocuk"la şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki BSO ile huzurlarınızda olacak. Vokalde Serenad Bağcan, anlatıcı Selçuk Yöntem.
Fazıl'ın önümüzdeki ay Çello Konçertosu'nun Avrupa'da prömiyeri yapılacak. Bu arada 4. Senfoni'sini de bitirdi. Bakalım onun prömiyerini hangi orkestra ne zaman nerede yapacak?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
25 Mart 2018