İkibuçuk yıl önce geçirdiği rahatsızlıkla birlikte, sahnelerden zorunlu olarak ayrılan anıtsal piyanistimiz İdil Biret, yeniden çalışmalarına başladı. Kimsenin eyvah demesine, telaşlanmasına gerek yok, çünkü bu çalışmalar yeniden sahneye çıkıp resital vermek, orkestra eşliğinde konçerto çalmak için değil. İdil Biret, öteden beri yorumcu ve düzenlemeci olarak çok başarılı olduğu transkripsiyon alanında yeniden çalışmaya başladı. Ayrıca, Mozart konçertolarına yazdığı kadansların yayını için de bir sipariş aldı.
Senfonilerin, iki piyano veya solo çalınabilecek biçimde transkripsiyonlarının yapılmasını 19. yüzyılın koşulları bir gereksinim haline getirmişti. Büyük bestecilerin yeni senfonilerinin büyük başkentlerde seslendirilişleri tüm Avrupa'da duyuluyor ama yeterli büyüklükte orkestra her yerde bulunmadığı için bunların diğer kentlerde çalınabilmesi mümkün olmuyordu.
Bu konuda önemli çalışmaları Franz Liszt (1811-1886) başlatmıştı. Beethoven'in dokuz senfonisinin de solo piyano için transkripsiyonunu hazırlayan, başka büyük bestecilerin senfoni ve operaları için de aynı uygulamayı yapan oydu.
ÇOCUKKEN BAŞLAYAN ALIŞKANLIK
İdil Biret'in uyarlama sanatına yakınlığı ise henüz üç yaşındayken doğaçlamadan başlamıştı. Ankara'da Selanik Caddesi'nde oturuyorlardı ve henüz bir hocadan piyano dersi almazken, en büyük eğlencesi evdeki duvar piyanosuna tırmanıp kendince birşeyler çalmaktı. Bunlar da genellikle uzun dalgadan yayın yapan Ankara Radyosu'ndaki klasik müziklerden duyduğu ezgiler oluyordu. O müthiş duyma yetisiyle yakaladığı ezgileri piyanoda tek parmakla çıkarıveriyordu. Annesi Leman Biret, küçük kızının ilgisini senfonilere de yönelttiğine, senfoninin ana tema ezgilerini piyano ile tekrarlamaya başladığına tanıklık ettiğinde hayrete düşmüştü. İşte bunlar İdil'in bir “genie”, yani “dâhi / hârika çocuk” olduğunun ilk belirtileriydi. Bir yıl sonra ise artık duyduklarından çıkardıklarını iki eliyle ve doğru armonisiyle çalmaya başlamış, durumu yabancı uzmanlarca da saptanarak Mithat Fenmen'in öğrencisi olmuş, yurtdışına gönderilmesi için çalışmalara başlanmıştı.
Bu uyarlama yeteneği İdil Biret'in Paris Konservatuvarı'ndaki öğrencilik yıllarında da çok işine yarayacaktı. Hocası Nadia Boulanger, öğrencileri zora koşmasıyla tanınan bir kişilikti. Sınıfa orkestra eserlerinin notalarını getirip, öğrencilerinden anında deşifre ederek piyanoda çalmalarını istiyordu. Bu zorlu çalışmalarda parmakla gösterilen öğrenci İdil'di ve üstelik kendinden yaşça büyüklerin de önündeydi.
Henüz 10'lu yaşlarında çeşitli bestecilerin orkestra yapıtlarının piyano trankripsiyonlarını kulaktan çıkarmaya başlayan İdil, meslek kariyerinde bu kolaylığının kendisinin uluslararası alanda ünlenmesine katkıda bulunacağı aklından bile geçmiyordu.
İLK TEKLİF GELİYOR
Sovyetler Birliği turnesiyle başlayan profesyonel solist piyanistlik yaşamında adı duyuldukça önemli kayıt şirketlerinin de merceği altına giren İdil Biret'e, transkripsiyonlar konusunda ilk önemli teklif Amerikan plak şirketi Finnadar/Atlantic'ten (günümüzde Warner) gelecek, büyük Fransız besteci Hector Berlioz'un “Symphonie Fantastique / Fantastik Senfoni”sine Franz Liszt'in yaptığı piyano trankripsiyonunu kaydetmesi önerilecekti.
İdil'i n yaptığı kayıt 1979'da Finnadar etiketiyle piyasaya sürüldüğünde Amerika ve Avrupa'da beğeni topluyor, yapıtı resitallerde çalmak üzere teklifler almaya başlıyordu. Nitekim, Biret, New York, Washington DC, Londra, Milano, Montreal, Paris, Münih başta olmak üzere dünyanın birçok kentinde resitallerinde çaldığı bu transkripsiyonla büyük sükse yaptı.
KÖY KİLİSESİNDE 13 GÜN, 13 GECE
İdil artık çeşitli trankripsiyon kayıt teklifleri alıyordu. Önce Schubert şarkılarının piyano transkripsiyonlarını ve Wagner'in operalarının müzikleri Pantheon etiketiyle yayımlandı. Ardından dönemin büyük firması EMI'den Beethoven'in ölümünün 100. yılında yayımlanmak üzere dokuz senfonisinin Liszt tarafından yapılmış piyano transkripsiyonlarının kayıt önerisini aldı.
Kolları sıvayan İdil, dokuz senfoninin tamamını Brüksel yakınlarındaki küçük Chaumont-Gistoux köyündeki St. Bavon Kilisesinde dört aya yayılmış çalışmalarıyla 13 gün 13 gecede kaydedecek, böylece müzik tarihine önemli bir not düşecekti.
Idil Biret kayıt mùhendisi Michel Devos (saģda) ve eşi ile - St. Bavon, Mart 1986
EMI, 1986 Ekim'inde dokuz Beethoven Senfonisini 6 LP'lik kutu setini uluslararası piyasaya çıkardı. Kapakta Ozan sağdıç'ın çektiği bir portresi kullanılmıştı. Kayıtlar eleştirmenlerden aldığı büyük övgülerin bazıları şöyleydi:
Le Soir: “Ruh, müthiş teknik kolaylık, nefes kesen ustalık ve amansız enerji”.
Le Nouvel Observateur : “Şimdiye kadar nadiren duyulan bir senfonik derinlik”.
Hi-Fi News : “Bu gerçekleşmeler beni büyüledi”.
Gramophone : “Bu dikkate değer bir başarı”.
New York Magazine: “Zevki, tekniği ve sağlam müzikal kararlarına hayran kaldık”.
Corrierra Della Sera: “Bütünlüğe hükmederek fethediyor”.
Fransa'nın sekizinci büyük kentinde düzenlenen ve dünyanın sayılı müzik festivalleri arasında yer alan Montpellier, İdil'i dokuz senfoni piyano transkripsiyonları için davet ediyordu. 27/28 Temmuz ve 3/4 Ağustos 1986 günleri Montpellier Festivali'nde dört resitalde seslendirerek dokuz senfoninin tamamını konserde çalan ilk piyanist oldu. Bu konserleri Radio France Musique canlı olarak yayınlamıştı. Biret daha sonra birçok Beethoven senfonisini Londra, Paris, Münih, Frankfurt, Milano, Brüksel ve New York'ta verdiği resitallerde seslendirecekti. 1990'da ilk Japonya turnesi sırasında Tokyo'da 1. Beethoven Senfonisini seslendirdi ve Toshiba/EMI, bu turnenin anısına 3, 4, 5, 6 ve 9. Senfonileri dört CD halinde yayınladı.
GELSİN SIRADAKİ...
Bu gelişmeler, klasik müziğin uygun fiyatlarla daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için kurulmuş ve büyükleri zorlamaya başlayan Naxos'tan İdil Biret'e Brahms, Chopin, Rachmaninov ve diğer bazı bestecilerin piyano eserlerinin tamamının kaydedilmesi için 40 CD'lik bir sözleşme teklif edilmesiyle sonuçlanacaktı. Bu proje çerçevesinde Berlioz'un "Symphonie Fantastique"inin Liszt transkripsiyonunu ikinci kez, bu kez Naxos için kaydetti. Aynı zamanda Rachmaninov ve ayrıca Brahms'ın, Bach'ın Chaconne'unun sol eli için yaptığı ünlü transkripsiyon da dahil olmak üzere birçok transkripsiyonunu kaydetti. İdil Biret ayrıca Brahms'ın “Die schöne Magelone” dizisinden dört şarkısının transkripsiyonunu kendisi yaparak bunları kaydetti.
Bu dönemde, büyük kayıt firmaları İdil Biret'i kara listeye alarak engelleme çabalarına girişmişlerdi. Böylece, Alfred Brendel'in 1960'larda Jean-Bernard Pommier’e söylediği “Bu kadın sahnede olmaya devam ettikçe bizim kariyer yapma ümidimiz olamaz. Her eseri çalabiliyor ve hepsini çok iyi icra ediyor” saptamasının ne denli gerçekçi olduğu anlaşılıyordu.
Artık kara liste nedeniyle bazı ülkelerden resital önerisi alamayan İdil, Naxos'taki kayıtlarıyla fırtına gibi esiyor, satış rekorları kırıyordu.
İDİL MASA BAŞINDA
İdil için sırada Johannes Brahms'ın senfonilerinin piyano transkripsiyonları vardı. Uyarlamaları kendi hazırlayıp yazıyordu. Önce Brahms'ın 3. ve 4. Senfonilerini solo piyanoya uyarlamış, bunları konserlerde çalıp kaydını da yapmıştı. 4. Senfoninin transkripsiyon notasını Alman Schott Yayınevi basmıştı. Geriye kalmıştı 1. ve 2. Senfoniler...
2021 Nisanında tam Haydn sonatlarını icra ve kaydetmek üzere çalışırken geçirdiği rahatsızlık üzerine, İdil yoğunluğunu tedavi çalışmalarına vermek zorunda kalmıştı. Aradan ikibuçuk yıl geçti ve İdil, “Brahms Senfoni Transkripsiyonları” projesine dönüş yaptı.
Şimdi Moda'daki evinde Brahms 2. Senfoniyi solo piyanoya uyarlamaya başladı. Koltuğunda partitürü okuyor, kenarına notlar alıyor, sonra masa başına geçip çalıştığı bölümlerin uyarlamasını yazıyor.
Shott Yayınevi, Brahms senfoni transkripsiyonlarını beklerken, İdil Biret'e yeni bir sipariş daha verdi. Mozart'ın 21. nci ve 22.nci konçertolarının bir ve üçüncü bölümleri ile 25.nci konçertosunun birinci bölümlerinde besteci kadansı kendi yazmayarak icracılara bırakmıştı. Shott, bu bölümlerdeki toplam beş kadansın çeşitli çalınmış-yazılmış örneklerini inceleyerek, İdil Biret'inkileri yayımlama kararı almıştı. Şimdi İdil Biret bu kadanslarını da, icraları sırasındaki eklemele ve doğaçlamalarını da dikkate alarak notaya döküyor.
Bu arada bazı yeni ödüller de kapısına kadar geliyor. Türk Lions Vakfı'nın Fahrettin Kerim Gökay Hizmet Gönüllüleri plaketi de, bir grup Lions üyesi tarafından İdil Biret'e evinde sunuldu. İdil'in, “gençliğe ve topluma dönük çalışmaları, topluma verdiği enerji, bugüne kadar sanata katkıları” dikkate alınarak verilen ödülün Fahrettin Kerim Gökay'ın adına düzenlenmiş olması da anlamlı. Fahrettin Kerim Gökay da Göztepeli idi ve uzun yıllar İstanbul vali ve belediye başkanı olarak görev yapmıştı.
İdil'in vaktini sadece okuyarak, bazı sanat filmlerini seyrederek geçirmek yerine masa başında da olsa çalışmaya geri dönmesi, kompozisyon yetisini kullanıyor olması ve yurtdışından siparişler almasın son derece sevindirici...
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
13 Kasım 2023, Kadıköy
* Bu yazı Konser Arkası dergisi Kasım 2023 sayısında yayımlanmış, sonrasındaki gelişmelerin de eklenmesiyle genişletilmiş olarak SANATTAN YANSIMALAR'a alınmıştır.