Birilerinin doğum yılları, başka birilerinin ölüm yıllarına denk gelebilir. Bu çakışma iki besteciye aitse, onların birer yapıtının yer aldığı konsere doğal olarak “Yüz Yıllık Hikâyeler” başlığı yakışıyor. 20 Kasım 2021 Cumartesi akşamı, CRR Senfoni Orkestrası'nın konserine şef Cem Mansur bu başlığı koymuştu. Konserin açılışındaki yapıt, bu yıl 100. yaşını idrak eden değerli bestecimiz, İlhan Usmanbaş'ın (d. 1921) Orkestra Konçertosu'ydu. Yapıtın dünyada ve Türkiye'de ikinci seslendirilişiydi bu. İlk seslendirmeyi de 10 yıl önce Akbank Oda Orkestrası'yla İstanbul Müzik Festivali'nde gene şef Cem Mansur yapmıştı.
Usmanbaş yapıta Konçerto İKSV adını vererek “Uluslararası İstanbul Festivaline ve onu yaşatanlara” ithaf etmişti. Flüt, obua,klarnet fagot, korno, arp ve yaylılar için 90 yaşındayken yazdığı son yapıtta, Usmanbaş kendi çağdaş müzik anlayışında vardığı noktayı özetliyordu bir bakıma. Yapıt tam da bestecinin o zaman yaptığı nitelendirmedeki gibiydi: “Az sayıda üfleme çalgı. Bölünüp çoğalan yaylılar. Arp. Çoğun virtüozluk amaçlayan çeşitli grupların hareketli geçitleri yanında, üç notadan oluşan uzun soluklu bir ezginin etrafından dolanan süslemeler. Ve bitirişin yoğunluğu: Bu konçerto geçmiş yüzlıllardan bugüne, müziğin yol aldığı zikzaklı çizginin üzerinde özgürce bir gidip gelmedir.”
Başkemancı sandalyesinde Elif Tarakcı Akyar'ın oturduğu CRR Senfoni, Mansur yönetiminde yapıtı büyük dikkatle seslendirdi. Alkışlar, genellikle çağdaş müzikten fazla hoşlanmadığı düşünülen dinleyicinin de yapıtı beğendiğini ortaya koyar yoğunluktaydı.
Usmanbaş'ın ardından, ölümünün 100. yılında büyük Fransız besteci Camille Saint-Saens'in (1835-1921) 1 No'lu Viyolonsel Konçertosu'nu, Peru-Uruguay asıllı, doğma-büyüme Almanyalı çellist Claudio Bohorquez'den (d.1976) dinledik. İki yıl kadar kazandığı yarışma sayesinde Pablo Casals'ın Gofriller'iyle çalan Bohorquez, halen Baden-Württemberg eyaletindeki Landeskreditbank'ın tahsis ettiği 1600'lü yılların sonlarına ait Giovanni Battista Rogeri bir saz kullanıyor.
Bestecinin 1872'de tamamladığı La minör tonalitedeki kendi içinde üç bölümü ataka olarak çalınan konçertosunu Bohorquez, Mansur yönetimindeki CRR Senfoni'nin eşliğinde, başarıyla icra etti. Ama esas ustalığını Peter İliç Çaykovski'nin(1840 - 1893) Op.11 Yaylı Çalgılar Dörtlüsü'nden orkestra eşlikli olarak uyarlanmış “Andante Cantabile”de gösterdi. Tolstoy'u ilk seslendirilişi sırasında ağlatmış olan bölümdeki tüm duygu yükünü kulaklarımıza, yüreklerimize taşıdı usta çellist.
Pandemi koşullarında arasız olarak verilen konserin son yapıtı, gene önemli Fransız besteci Gabriel Faure'nin (1845 – 1924) Op.112 “Masques et Bergamasques” süitiydi. Aslında Monaco Prensi I. Albert'in siparişiyle sekiz bölümlük bir sahne müziğini, hem kendi eskizlerinden, hem de barok dönem müziklerinden örnekleyerek yazan Faure, daha sonra bu bölümlerden dördünü bir orkestra süiti haline getirmişti. İlk üç bölüm Uvertür, Menuet ve Gavot'u yaşamında yazdığı son orkestra yazısı olan Pastoral izliyordu. Faure, büyük Fransız şair Verlaine’in dizelerinden yola çıkarak yazdığı müziklerden ortaya zevkle dinlenen bir süit çıkarmıştı.
CRR Senfoni, Cem Mansur yönetiminde bütüncül bir seslendirme çıkardı. Yapıtı, orkestranın da özümseyerek ve keyif alarak çaldığını gözledik. Dinleyici özellikle Gavot bölümünü yapıtın tamamını beklemeden coşkuyla alkışladı. Şef Cem Mansur, seslendirme tüm bölümleriyle tamamlandıktan sonra yoğun alkışlar karşısında “bis” olarak Gavot bölümünü yeniden çaldırdı.
Pandemi döneminde uzak kaldığımız canlı orkestra konseri dinlemeye, rastlantısal olarak bulunduğum İstanbul'da CRR Senfoni ile döneceğim doğrusu aklımın köşesinden geçmiyordu. Çoğunluğu İstanbul, bazıları da Ankara ve Eskişehir'den derlenmiş bir orkestranın, sanki yıllardır birlikte çalıyormuşcasına, oturmuş, bütüncül bir tını elde etmesi, şef Cem Mansur'un başarısı olsa gerek.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
20 Kasım 2021, Kadıköy