Opera alanında uluslararası platformlarda yer almanın önemli getirilerinden biri, hele biraz da girişken iseniz, tanışıklıkları arttırmanız, yeni ilişkiler geliştirmeniz, ağınızı büyütmenizdir.
Uluslararası tenorumuz Murat Karahan, artık sürekli çağrıldığı Arena di Verona başta olmak üzere, kurduğu ilişkileri, Türkiye'nin önemli yabancı opera sanatçıları ve şefleriyle tanışması, onları izleyip dinlemesi için de kullanıyor. Gelen genç ve yükselmeye gereksinimi olan yetenekler, genellikle Karahan'ın yönetimindeki Devlet Opera ve Balesi müdürlüklerinde şans buluyor. Artık yıldız olmuş, Avrupa sahnelerinin aranan isimleriyse, Karahan'ın özel projelerinde dinleyici karşısına çıkıyor.
Son örneği, 21 Aralık 2021 gecesi, 2016'dan bu yana belli projeler ya da konserler için çeşitli orkestra ve konservatuvarlardan toplanan müzisyenlerle oluşturulan Limak Filarmoni Orkestrası'nın Yeni Yıl Konseri'nde yaşandı. Karahan'ın kadın partneri olarak sahneye, Avrupa'daki başarılarını artık Amerikan operaevlerinden de davetler alarak sürdüren, son yılların iyi dramatik kolaratür sopranosu Anna Pirozzi çıktı. Orkestrayı, kıta ve ada Avrupasında pek çok tiyatroda, opera yönetmek üzere aldığı davet sayısını giderek arttıran Francesco Ivan Campa yönetiyordu.
Fikir babası da Murat Karahan olan Limak Filarmoni Orkestrası CSO'nun yeni büyük salonunda sahneye çıktığında, orkestranın bu kez maske altından tanıyabildiğimiz kadarıyla Bilkent Senfoni Orkestrası, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile Eskişehir ve Mersin'den de gelen üyeler ile oluşturulduğunu gördük. Bilkent'ten yaklaşık 14-15 müzisyen vardı. Başkemancı sandalyesinde AMGSÜ İcra Sanatları Fakültesi Dekanı Toğrul Ganiyev oturuyordu.
Karahan, büyük çoğunluğu seçkin İtalyan operalarından, Pirozzi ve kendi repertuarında yer alan arya ve düetlerden dengeli bir yeni yıl programı hazırlamıştı. Orkestra seslendirmesi olarak J. Strauss'un Yarasa opereti uvertürü ile Çaykovski'nin Fındıkkıran balesinden Çiçeklerin Dansı giriş ve konser ortasına yerleştirilmişti. İki napoliten ile bir film şarkısı da konserin sonuna doğru finali hazırlayan parçalar olarak seçilmişti. Karahan'ın Yıldırım Gürses'in Elveda Gençlik'i ile Zeki Müren'in Yaralı Gönül'ü seçtiği Türkçe şarkılardı. Yaralı Gönül'ü Pirozzi ile birlikte söyleyerek parlak bir final yaptılar. Konser boyunca uyumlu bir mizansen uyguladılar.
CSO'nun Büyük Salonu tümüyle dolmuştu. Dinleyiciler arasında Ankara Operası Müdiresi soprano Feryal Türkoğlu ile başrejisörü tenor Ünüşan Kuloğlu da vardı. Pandemi koşulları izin verirse Feryal Türkoğlu ilkbaharda Karahan'la Puccini'nin Tosca operasında başrol söylemeye hazırlanıyor. Türkoğlu'nu Florio Tosca rolünü en son Cavaradossi'de İhsan Ekber'le söylerken dinlediğimi hatırlıyorum. Limak konserinde Pirozzi'den “Vissi d'arte” aryasıyla, “Mario, Mario” düetini mutlaka büyük bir dikkatle dinlemiştir.
Bir yıl önce bu salonun açılışında Cemi'i Can Deliorman yönetimindeki CSO eşliğinde tanınmış soprano Angela Ghorghiu'yu dinlemiştim, hem protokol, hem de dinleyici konserinde iki gece üstüste ve farklı yerlerde oturarak... Orkestra ve solist, normal akustik ortamda, ses yükseltmesi olmadan yapmışlardı konseri ve orta blokta da, tepede yan balkonun en üstünde de sesleri pırıl pırıl duymuştuk. Limak Filarmoni konserinde ise hem solistler, hem orkestra için bir ses yükseltme sistemi kurulup uygulanmıştı. Bazı çalgı sesleri, başta arp, vurmalılardaki zilli def olmak üzere, hayli mekanik ve yüksek işitildi. İçimden, böyle volümlü, gürlük derecesi zaten yüksek iki iyi ses ve orkestra için hiç ses yükseltme yapılmasaydı diye geçirdim.
Böyle bir-iki konser için değişik kaynaklardan toparlanan, içlerinde öğrencilerin de yer aldığı orkestralarla, az sayıda provayla opera konseri yapmak zordur. Nitekim, birkaç kez gruplar arasında kopukluklar, uyumsuzluklar yaşandı ama şef durumu toparladı. Sonuç olarak dinleyici memnundu, iki soliste layık oldukları alkışı cömertçe verdi. Donizetti'nin Aşk İksiri operasından “Una furtiva lagrima” aryasının girişindeki fagot soloda Ezgi Tandoğan, Çaykovski'nin Fındıkkıran balesinden Çiçeklerin Dansı'ndaki arp partileriyle Aslıhan Güngör alkış aldı. Orkestrada obua sololarında, Mersin'den gelen, virtüoz kemancı Veriko'nun babası David Çumburidze, nefis tonuyla şef kaldırmasa da benden özel alkış aldı.
Konser saat 20.30'daydı ancak 25 dakika kadar geç başladı, sebebin yoğun trafik olduğu belirtildi. Zaten başlama saatinde dinleyiciler hala salona giriş yapıyor ve yerleşmeye çalışıyorlardı. Açılışta sunuculuğu Vakfın “Türkiye'nin Mühendis Kızları” projesinden Urfalı bir genç mühendis kız yaparak, Limak Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'nın mütevelli heyet başkanı Ebru Özdemir'i kürsüye davet etti. Ülkemizde, Cumhurbaşkanınca yönetilen, davet usulüyle verilen, dövize endeksli, dövizle kullanım-geçiş garantili büyük yatırımların 5 büyük müteahhidinden biri olan Limak Holding'i sanırım diğerlerinden ayıran fark, 2016 yılında kurdukları vakıf aracılığıyla sosyal sorumluluk projeleri de uygulamaları.
İyi dileklerle dolu konuşmasında Ebru Özdemir, “Biz, Limak Vakfı olarak kültür ve sanata katkı sunma felsefesi ile yola çıktık. Çünkü 'Sanatsız kalmış bir toplumun, yaşam damarlarından biri kesilmiş demektir' dedikten sonra, Cumhuriyet ve Atatürk'ten söz ettiğinde 2000 dinleyici aynı anda yoğun, coşkulu bir alkışla konuşmayı kesiverdi. Bakalım, 24 Aralık'ta İstanbul Lütfü Kırdar Kongre Merkezi Salonundaki ikinci konserde Özdemir aynı konuşmayı yinelediğinde dinleyici tepkisi nasıl olacak? Kuşku yok ki aynısı olacaktır.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
22 Aralık 2021, Ankara