Sözcük enflasyonu içinde kullanımı artanlardan biri de “festival” sözcüğü. Pek çok ticarî etkinlik “festival” nitelendirmesiyle tanıtılıyor. Festival, Latince “festa”dan geliyor, dilimize ise Fransızca'dan geçip yerleşmiş bir kelime. Türkçesi ise “Şenlik”. Ancak nedense, Türkçesi yerine hep yabancı kökenli Festival sözcüğü yeğleniyor. Bakıyorsunuz, AVM'ler, marketler, herkes kendince bir “festival” düzenliyor! Uysa da, uymasa da!
Türk Dil Kurumu, festival sözcüğünü şöyle tanımlıyor: “Dönemi, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirtilen ve özel önemi olan sanat gösterisi.”
Bu girizgâhı, iki gecesine tanıklık ettiğim çiçeği burnunda yeni bir etkinlik olan Akra Caz Festivali hakkında yazmadan önce yapmayı yararlı buldum.
Bu tür müzik festivallerinin en önemli işlevi, sanatseverlerin kendi olanaklarıyla gidip izleme olanağı bulamayacağı yabancı-yerli iyi solist ve toplulukları, uygun bilet bedelleriyle bulundukları kente, deyim yerindeyse ayaklarına getirmesidir. Antalya'da, yönetimi el değiştirdikten sonra programı giderek zayıflamakla birlikte, bu çerçevede algılanabilecek Piyano Festivali var. Şimdi buna artık klasik müzik ve dünya müziklerinin kardeşi olarak nitelendirilebilecek Caz Festivali eklendi. Piyano Festivali'nin mûcidi Fazıl Say-Kadir Dursun ikilisiydi. Şimdi Akra Caz Festivali'nin arkasındaki isim de, bu tür etkinlikleri zevkle, görev anlayışıyla kotaran Kadir Dursun.
Barut ailesini, Side kökenli Antalya'nın ekonomisinde yeri olan, sanata her zaman ilgi gösteren bir aile olarak bilirim. Bir zamanlar Antalya'da kentin Lara yönünde son ucunda yer alan eski Dedeman Oteli'ni alıp yenileyerek örnek bir işletme haline getirdiler. Otelin temel kavramı “urban social” biçiminde. Eskiden kentin dış kenarında bulunurken, günümüzde artık merkezde sayılıyor çünkü Antalya enine çok genişledi.
Halen Piyano Festivali'nin de destekçileri arasında olan Akra Barut Otel'in Caz Festivalini üstelik tümüyle kendine ait bir etkinlik olarak başlatmasının arkasında da, sahiplerinin kente karşı duyduğu sanatsal sorumluluk yatıyor olmalı.
Kadir Dursun programı, “caz” kavramını gayet geniş tutan bir anlayışla, Antalya'daki müzikseverlerin zevkini de dikkati alarak hazırlamıştı. Cazın kendi içindeki türlerin yanında funk, rock, latin, soul ve elektronik tarzın cazla harmanlandığı renkli bir müzikal yelpaze söz konusuydu. 2-12 Mayıs 2018 arasındaki etkinlikler için Akra'nın bahçesine dev bir sahne kurulmuş, çimenlik alan izleyicilerin dolaşıp aralarında sohbet edebileceği, kadeh tokuşturabileceği, hâttâ dans edebileceği biçimde tasarımlanmıştı. Nasıl daha önce klasik müzik festivali için "Şehirde müzik var" sloganını kullandıysa, bu kez de "Şehirde Caz Var" başlığıyla tanıtımı yapıyordu Kadir...
Fazıl Say, “ilk Şarkılar” ve “Güz Şarkıları” başlıklı albümlerinde yer alan arkadaşlarıyla etkinliğin en çok talep gören konseriydi. Etkinlikteki bazı konserler için “Akra Jazz Band” adı altında bir de topluluk oluşturulmuştu. Örneğin kapanışta duayen gitarist Neşet Ruacan'la birlikte bu topluluk sahnedeydi.
Tunuslu anne, İtalyan babadan olma Fransız şarkıcı Dany Brillant ise kapanışın yıldızıydı. Mükemmel Elvis Presley şarkılarının yanı sıra, latin , salsa, swing ve cazı, değişik dillerde söyleyen Brillant, dinleyiciyi de işin içine hem vokal, hem dans anlamında katmayı başardı.
Bu kendi biçim ve kavramlarını oluşturma yolunda önemli bir başlangıç olan festival acaba devam edecek mi? Sorunun yanıtı “Evet”… İkincisinin tarihi belirlendi bile, 2. Akra Caz Festivali 19 - 29 Haziran 2019'da.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
14 Mayıs 2018