Bu soruyu yazının başlığına niye koydum?
Çünkü 20 Şubat'tan itibaren deprem bölgesi dışındaki ilk, orta ve liseler yeniden öğretime başlıyor. Üniversiteler ise , Cumhurbaşkanının açıklamasına göre YÖK tarafından ertesi gün alınıp açıklanan karara göre “uzaktan eğitim”e başlayacak.
12 Eylül darbesinden sonra YÖK'un kuruluşu sırasında, Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan Konservatuvarlar, üniversitelere bağlandı, çalgı eğitimcilerinin bir bölümü bir gecede doçent, profesör yapıldı.
Kırk yılda, siyasal iktidarların değişik gerekçelere dayandırdıkları tercihlerle neredeyse ilçelerde bile adı “üniversite” olan öğretim kurumları açıldı ama çoğunun içi boş, yeterli öğretici yok. Bunlara bağlı toplam 53 konservatuvar var, bunlardan 48'i aktif durumda. Kimi güçlü kadrolara sahip, kimi ite- kaka öğretim vermeye çalışıyor.
Bu konservatuvarların bazılarının ortaokul ve lise bölümleri de var. Şimdi bunlar 20'sinden itibaren açılacak, peki lisans bölümleri ne yapacak? Genelinde bakınca bu sorunun yanıtı, alınan kararlara göre “uzaktan eğitim”...
YÖK'ün yürürlükte bulunan bir yönetmeliği var: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/06/20210617-2.htm
Bu yönetmelik incelendiğinde, konservatuvarlar yokmuş gibi davranılarak hazırlandığı anlaşılıyor.
Konservatuvarlarda işin doğası gereği çalgı bölümlerinde dersler birebir, yüzyüze yapılıyor. Bazı üniversitelerin ve konservatuvarların orkestraları bulunuyor. Lisans ve lise öğrencileri bu orkestralarda çalıyor ve “orkestra dersi”ni alıyorlar. Ama bakın YÖK'ün yönetmeliğine göre uygulamalı ders nasıl tanımlanıyor:
“Uygulamalı ders: Bir eğitim ve öğretim döneminde diploma programına ait dersler kapsamında öğrencilerin yükseköğretim kurumunun uygulama alanlarında, işletmelerde veya hizmet alanlarında uygulamaların içinde yer alarak bilgi, beceri ve yetkinliklerinin gelişimini sağlayan, ilgili dersin öğretim elemanının veya elemanlarının sorumluluğunda yapılan, işletmede mesleki eğitim veya staj kapsamında olmayan ders”
YÖK'ün son soru-cevaplı açıklamasına göre uygulamalı eğitimler bakın kimleri kapsıyor:
“Uygulamalı eğitimler, tıp fakültesinin 4, 5 ve 6. sınıf öğrencilerini, diş hekimliği fakültesinin 4 ve 5. sınıf öğrencilerini, veterinerlik fakültesinin 5. sınıf öğrencilerini, (7+1) programı uygulayan teknoloji ve mühendislik fakültelerinin (+1) dönemdeki öğrencileri, hemşirelik, ebelik, denizcilik ve diğer tüm yükseköğretim programlarında İşletmede Mesleki Eğitim Uygulaması yapan öğrencileri, (6+2) veya (7+1) programı uygulayan spor bilimlerinin (+1) veya (+2) dönemdeki öğrencileri, (3+1) veya (2+1) programı uygulayan meslek yüksekokullarının (+1) dönemdeki öğrencileri, meslek yüksekokullarının İşletmede Mesleki Eğitim Uygulaması yapan öğrencileri ve öğretmenlik uygulaması dersinin öğrencilerini kapsayacak. Bu öğrenciler uygulamalı eğitimlerini yüz yüze mahallinde yapabilecek.”
YÖK'ün konservatuvarları yok sayan yönetmeliği nedeniyle, “yüksekokul” statüsünde bulunan bu okullar, kendi “yorum”larını yapmaya başladılar. Duyduğuma göre Bursa Uludağ ve Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarları “yüzyüze eğitim” kararı almış. Hacettepe, Mimar Sinan, İstanbul, Anadolu Üniversiteleri Devlet Konservatuvarları beklemede. Başkent Üniversitesi de planlamasını “yüzyüze eğitim”e göre yapmış.
YÖK son olarak “Derslerin teorik ve uygulamalı kısımları yüz yüze yapılabilir mi?” sorusunu bakın nasıl yanıtladı:
“Yükseköğretim sisteminde, laboratuvar, atölye, saha ve benzeri bazı dersler teori ve uygulama diye kendi içinde iki kısımdan oluşuyor. Teori ve uygulamanın toplamı dersin toplam kredisini oluşturuyor. Bu şekildeki derslerin teorik kısmı uzaktan öğretim yöntemi ile yapılacak. Derslere ait uygulama kısmı ise bu yılın nisan ayından sonraya bırakılacak. Uzaktan öğretimin nisan ayından sonra da devam etmesi halinde bu şekildeki uygulamalar, yükseköğretim kurumunun yetkili kurullarının alacağı karar ile yaz döneminde yapılabileceği gibi bir sonraki eğitim ve öğretim dönemine de ertelenebilecek veya uygulamalı proje çalışmalarıyla tamamlanabilecek.”
Pratikte doğru olan Konservatuvarda derslerin yüzyüze yapılması ama “yönetmelik hazretleri”nde uygulamalı ders denilince öncelikle tıp, sonra da atölye çalışması bulunan meslek yüksek okulları dikkate alınmış.
Hani ünlü bir fıkra vardır: Başında çok az saç bulunan adam berbere gitmiş, sayılı saç tellerinin uçlarını kestirmiş. Berber “Ne yana yatırayım, nasıl tarayayım” diye sorunca da “Bırak dağınık kalsın!” demiş. Durum tam da bu hesap.
YÖK madem yeterince kapsayıcı olmayan yönetmeliklerine göre tepeden inme karar alıyor, Nisan'ı beklemeden bu soruna da acele çare bulmalı, yönetmelikte değişikliğe giderken, bir açıklamayla da konservatuvarların durumunu açıklığa kavuşturmalıdır. Benzer sorun Güzel Sanatlar Fakülteleri'nin resim-heykegrafik gibi bölümleri için de geçerlidir.
Bünyesinde Koservatuvarı bulunan üniversiteler de kendi yurtlarından varsa bu öğrencileri çıkarmamalıdır.
Haydi YÖK hazretleri, görev başına..
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
19 Şubat 2023, Ankara