26 Aralık 2019 Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy:
“Hiçbir statüsü olmadan, yevmiye ile görev yapan sanatçılarımız ve teknik çalışanlarımız, artık Bakanlık olarak bizim sözleşmeli personelimizdir. Hepsinin iş güvenliği endişesi giderilmiş, çalışma hayatları devletimizin güvencesi altına alınmıştır. Bu kapsamda maaşlarında da ciddi bir iyileştirmeye gidilmiştir. Aynı zamanda sağlanan bu yeni statüleri ile birlikte ücretli izin hakkı da sağlanarak, genel çerçevede mevcut büyük sıkıntılar artık geride bırakılmıştır. Yeni yönetmeliklerimizin hayırlı olmasını diliyorum."
10 Ocak 2020 Durum:
Devlet Senfoni Orkestralarındaki yevmiyelilerin yaklaşık üçte ikisi, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından Sayın Bakan'ın belirttiği statünün dışında bırakılıyor.
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne verildiği açıklanan 478 süreli sözleşmeli 4/B kontenjanının nasıl, hangi kriterlere göre dağıtıldığı veya dağıtılacağı belli değil.
Hala sözleşmeler ve gayriresmî biçimde orkestralara “Böyle uygun görüldü” denilerek verilen isimler, resmî ve yazılı biçimde Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nce Orkestra Müdürlüklerine gönderilmedi.
ÇUKUROVA'DA EMİRLE KONSER
13 yevmiyelisini çalıştıramayacağı için Konseri yapamayacak duruma düşürülen Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, 10 Ocak 2020 konserini iptal etmek zorunda kalmıştı. Şimdi “emirle” konser yaptırılıyor ama komik bir programla!
Şef Orhan Şallıel yönetimindeki orkestranın yeni uygulama çıkmadan yapılmış, web sitesinde ilan edilmiş programı şöyleydi:
Beethoven'ın 250. Doğum Yıl Dönümü Konseri
Şef: Orhan Şallıel Solist: Yiğit Karataş "Keman"
L. van Beethoven / Keman Konçertosu
L. van Beethoven / Senfoni No.5
Web sitesinde konserin “teknik nedenlerle” ertelendiği açıklandıktan sonra gelen “sözlü emir” üzerine bu kez yeni bir duyuru yapılarak, Mersin Devlet Opera ve Balesi'nden alınan destek ve mevcut (ama sözleşmeleri gelmemiş ve daha önce sözlü olarak imzaya kadar çalıştırmayın denilmiş olan) misafir sözleşmeli sanatçıların “özverileri” ile konserin yapılacağı belirtildi. Ama program karikatür gibi. Eldeki saz durumuna göre yapıldığını düşündürüyor. Belli ki, “Bu kadroyla Beethoven konserini nasıl yaparız?” sorusuna şef tarafından bu çare bulunmuş! Solist yok! Zaten yol parası ödenemediği için ABD'den gelememişti. Orkestra eldeki sazlarla Beethoven'in Coriolan Uvertürü ile 1,3 ve 5. Senfonilerinden birer bölüm çalacak! Birin birinci, ikinin üçüncü ve beşin de birinci bölümü. Hani lise orkestrası çalışma programı gibi bir durum! Ne yapsınlar, "emir bu kez demiri değil programı kesmiş"...
İşin bir de yasaları çiğneme boyutu var: Sigortasız, sözleşmesiz işçi çalıştırmak, iş kanununa göre açıkça suç. "Kaçak işçi çalıştırma" suçu işlenmiş oluyor. Bazı orkestralarda geçmişte ceza alan yöneticiler olmuş ve prim borçları bu yöneticilere ödetilmiştir. Yasaya göre, sigortasız çalıştırılan süreye ait sigorta primleri işverenden gecikme zammı ve cezasıyla birlikte tahsil edilir.
Konser sırasında bu gönüllü olarak çalıştırılanlardan biri kaza geçirse, tavandan bir parça kopup düşüp kafasını yarsa, 'emir” sözlü olarak geldiğine göre, sorumlusu kim olacaktır?
EN MAĞDUR SENFONİLER
Şu anki uygulama (ya da uygulamasızlık) nedeniyle en mağdur ve ne yapacaklarını bilemeyen durumdaki kurumlar senfoni orkestraları. Hem gerekli sayıda 4/B tahsisi yapılmıyor, hem de “seçimi havuzdan kendiniz yapın” deniliyor. Yoksa ilerde açılacak davalarda sorumluluk da onların üzerine atılmak mı isteniyor? Üstelik havuza daha önce hiç çalışmamış olan bile yedirilmiş, nasıl yapıldıysa! Yanılıp bir kez çaldırsan, onu da hak sahibi haline getireceksin!
Adeta senfoniler “karikatür gibi” konser programı yapmaya zorlanıyor! Eserde 4 korno mu var? Elde ise 2 korno! Endüstri mühendisinin konser fıkrasında olduğu gibi, “ Eee, siz de iki kornoyla çalıverin canım” mantığını GSGM yürütebilir ama gelen konuk, hele yabancı şef ise bu ciddiyetsizlik karşısında çeker gider!Dinleyicinin bilinçlisi de konserlerden elini eteğini çeker. Bu ciddiyetsiz durum, uluslararası alanda da hemen duyulur ve Türkiye nisbeten itibarlı gibi göründüğü bu alanda yara alır. Yabancılar devlet orkestralarına gelmek istemezler.
BU İŞ MAHKEMEDE Mİ BİTECEK?
Yevmiyelilerin durumuna, gerçek mevcut norm kadrolara vize istemek yerine 4/B ile çözüm getirmek istenmesine yol açan olaylardan biri Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu tür çalıştırmanın yasalara aykırı olduğunu defaatle Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bildirmesidir. Ayrıca bazı yevmiyelilerin açtığı davalar da bulunuyordu.
Şimdi GSGM'nün bir türlü uygulayamadığı sistemde ( ya da sistemsizlikte) israr edilirse, kendilerinden dilekçe vermesi istenen ve veren, böylece “havuza düşen” sanatçıların bir bölümü bu kez haklarının teslim edilmesi için dilekçe verecek, olumlu yanıt alamazlarsa idare mahkemelerine gidecek, yürütmenin durdurulmasını isteyecek. Belki de Bakanlık onlarca-yüzlerce davayla karşı karşıya kalacak.
İyi niyetli olduğuna inandığım Sayın Bakan Mehmet Nuri Ersoy'un süratle müdahale edip, en azından devlet orkestralarının içine düşürüldüğü belirsizlikten kurtulması için gereğini yaptırtması gerek.
GSGM'ne verilen 4/B kadroların dağıtım durumu da, sanat kamuoyunu tatmin edecek biçimde açıklanmalıdır.
Her türlü uygulamanın “sözlü emir”lerden, kapalı kapılar ardından çıkartılıp belgeye bağlanması, istek ve bildirimlerin “yazılı” olarak yapılmasının sağlanması da, bu tür sorunların çözümüne, ya da sorumluların tesbit edilebilmesine önemli katkı sağlayacaktır.
Lafla, sözle, peynir gemisi yürümüyor.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
10 Ocak 2020, Ankara