Dünyanın en iyi Paganini yorumcularının başında gelen Alexandre Markov'la (d.1963, Moskova) ilgili yazmak zor, çünkü insan tekrara düşebiliyor! Niye mi? Çünkü Markov teknik üstünlüğü, eserlerin özüne inen duygusal yorumu, dolgun tonları, sağlam entonasyonuyla tam bir istikrar örneği. Hangi konçertoyu çalarsa çalsın, 52 yaşına karşın duruşuyla genç, diri ve tüm müzikal özellikleriyle sapasağlam bir kemancı...
Markov'u CSO'da 26 Mart 2015 akşamı, 2013'teki son gelişinde olduğu gibi Polonyalı şef Wojciech Rodek (d. 1977) yönetiminde dinledik. Bu kez Markov seçimini Polonyalı kemancı-besteci Henri Wieniawski'den (1835-1880) yana yapmıştı. Açılışta bestecinin keman ve orkestra için “Legende / Efsane” başlıklı kısa parçasını seslendirdi. Ardından Re minör 2. Keman Konçertosu ile gene klasını konuşturdu. Bir bakıma bu eseri 1958'de Türkiye'de ilk kez seslendiren Fethi Kopuz'un da ruhunu şâd etti.
Markov gösterisini tamamladıktan sonra yoğun alkışa beklendiği gibi bir Paganini kapris değil, Bach parçasıyla yanıt verdi. Konser tam bir “Necati klasiği”ydi. Konçerto sonunda Türkçe olarak “Teşekkür ederim. Çok çok sağolun” diye seslendi. Babası Albert Markov, Rusya'da Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosu'nu ilk seslendiren ve kayda alan bir kemancıdır. Yıllardır Türkiye'deki orkestraların davetlerini memnuniyetle kabul edip gelerek âdeta turne yapan Markov'a altı yıl kadar önce Bursa'da “Bir Türk ismin de olsun” diyerek “Necati” adını vermişler. Ogün bu gündür, Markov, bu Türk adını da benimsemiş durumda.
CANGAL'DAN TEMİZ BİR HAROLD
Konserin ikinci yarısında, orkestranın viyola grubundan Murat Cangal'ın solistliğinde Fransız besteci Hector Berlioz'un (1803-1869) bir nevi senfoni konçertant sayılabilecek, “Harold İtalya'da” başlıklı viyola ve orkestra için programlı müziği dinledik. Ankara Opera Orkestrası'nda çaldıktan sonra 10 yıldır CSO'nun üyesi olan Cangal, biraz gergin görünmekle birlikte, viyolasının koyu sesini temiz biçimde konuşturdu.
Şef Rodek'e gelince, artık orkestrayla birbirlerini tanıdılar. Rodek, CSO'nun tarihinde “süreklilik” gösteren üçüncü Polonyalı şef olmaya aday. Taduesz Strugala ve Marek Pijarovski'den sonra üçüncü kuşak. “Punk”vari saç traşıyla daha çok futbolcuları andıran Rodek, partitürü gayet yüklü bir eser olan Berlioz'da, bu orkestranın yükünü taşıyabilecek kapasiteye sahip olduğunu kanıtladı.