Meleklerin çalgısını dinlemek her kula nasip olur mu? Niye olmasın? Uluslararası arp sanatçımız Şirin Pancaroğlu'nun(d.1968) ya da öteki yetkin arpistlerimizden birinin resitaline gider, CD'lerinden birini alırsanız, bu kendine özgü tınısal güzelliğe sahip çalgının dinleyeni, hâtta tiryakisi olabilirsiniz.
Şirin Pancaroğlu Amerika'da akademik öğrenimini tamamlayıp Türkiye'ye döneli 18 yıl oldu. Arp için mevcut eserler ve düzenlemelerin iyi bir çalıcısı olmanın ötesinde, kendi çalgısı için değişik sanatsal fikirler oluşturdu, projeler hazırladı, Türk müzik arşivine solo ve arpli topluluklar için yeni eserler kazandırılmasını sağladı. Arpi, sadece klasik bağlamda değil, dünyada benimsenmiş değişik müzik türlerinden yola çıkarak yeni çerçeveler çizilmesi, o göksel tınının farklı zevklere hitap etmesi için kullanıyor. Bu çalgının yaygınlaşıp sevilmesi, çalıcılarının dayanışması için önemli bir ortam sağlayan Arp Sanatı Derneği'ni kurdu. Kucak arpi de diyebileceğimiz eski Türk-Osmanlı çalgısı Çeng'i yeniden imal ettirip müzik yaşamına kazandıran da odur. Turneler, albümler, resitaller birbirini kovaladı.
Bu değerli arp sanatçımız, doğduğu kent olan Ankara'da hiç solo resital verememişti. 1993'de Ankara Festivali'nin bir Cumartesi gündüz resitaline çıkmak üzereyken “Özal öldü” haberiyle kulise geri çekilmişti. Sonraki yıllarda iki kez BSO eşliğinde konçerto seslendirdi. Pancaroğlu'nun Erimtan Müzede Müzik / Salı Konserleri yıllık programında yer aldığını gören sanatseverler, geçtiğimiz yazdan bu yana biletleri süratle tüketip 11 Aralık 2018 akşamı salonu son sandalyesine kadar doldurdular.
Pancaroğlu İtalyan barok besteci Frescobaldi'den arya ile başladığı resitalinde, ağırbaşlı sahne duruşuyla besteciler ve eserler hakkında kendi bakış açısından kısa bilgiler sunarak dinleyicinin aydınlanmasını da sağladı. Scarlatti ve Bach geç barok, Faure 20. yüzyıl Fransız, Albeniz 20. yüzyıl İspanyol, Hasan Uçarsu (d.1965) 21. yüzyıl çağdaş Türk müzik örnekleri olarak kulaklarımıza Pancaroğlu'nun titiz icracılığının temiz tınılarıyla ulaştı. Uçarsu'nun “Mavi Ay Gri-Sarı Gece Duvar” başlıklı parçası hariç, tüm eserleri bellekten seslendirdi.
Ama esas araştırma ve işbirliği ürünü olarak nitelendirilebilecek iki eser, “Buselik Konser Parçası” ile “Lavantalı Panna Cotta Oyun Havası” idi. Pancaroğlu bir süredir geleneksel Türk müziği besteci ve okuyucusu Bora Uymaz (d.1976) ile işbirliği yapıyor. Bu iki parça Bora Uymaz'ın Pancaroğlu için yaptığı bestelerdi. Şirin Hanım, Lavantalı Panna Cotta'nın öyküsünü de anlattı dinleyiciye:
“İstanbul'da bir kayıt çalışmamızın arasında çok acıkmıştık, Karaköy'de bir lokantada yemek yedikten sonra listedeki bir tatlı dikkatimizi çekti: Lavantalı Panna Cotta... Acaba bu hafif tatlının Lavantalısı nasıl oluyordu? Sorduk, mutfak sırrı dediler. Çok beğenmiştik. Daha sonra bir gün evde bu tatlıyı denemeye karar verdim. Telefonda Bora'ya yapmakta olduğumu söyledim. 'Ben de!' cevabını verdi. Demek aynı şeyleri düşünmüşüz. Tatlıları hazırlayıp buzdolabına verdim. Yemeğe hazır hale gelince de çıkarırken telefon çaldı, baktım Bora vatsap'tan parçanın notalarını göndermişti!”
Adını bir süredir Pancaroğlu albümleri sayesinde duyduğum Bora Uymaz'ın tarifiyle bu lavantalı tatlı, tüm dinleyicinin kulak zevkine hitap etti, büyük alkış aldı. Eseri canlı olarak dinledikten sonra Uymaz'ın arp için öteki bestelerini de dinleme arzusu doğdu içimde.
Yeni yıla doğru, insanın içine canlılık, umut ve huzuru birlikte veren resitali Şirin Pancaroğlu, bis olarak “Eski Bir Kartpostal” başlıklı kendi bestesiyle tamamladı. Sanatçının arp için kendi bestelerinin sayısı giderek artıyor. Bu da memnuniyet verici bir gelişme.
Günümüzün, kimilerinin birbirine “aykırı” gibi düşündüğü nitelendirmelerini de kullanarak, sanatçıyı şöyle tanımlayabiliriz:
“Şirin Pancaroğlu, tarihi ve günümüzü aynı potada eritebilen, yerli, millî, evrensel anlamda yaratıcı, verimli, arpin tınılarını her ırk ve dinden insanın yüreğine dokunduran bir arp sanatçısıdır.”
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
12 Aralık 2018