Döneminin efsanevî valisi Tevfik Sırrı Gür'ün (1892 -1959), esnafın da katkılarıyla erken Cumhuriyet döneminde yaptırdığı Mersin Kültür Merkezi'nde (eski Halkevi) Beethoven'in 9. Senfonisi'nin korolu finalini dinlerken bir an düşünüyorum:
Almanların başta Weimer olmak üzere heykelleri dikili şairi Frederik Schiller (1759-1805) ile heykeli bizim gönüllerimizde yükselen Yunus Emre (1240-1320) arasında ne benzerlik vardır? İkisi de insancıl, ikisi de dostluktan yana. Bir esin söz konusu olduğu düşünülse, olsa olsa Schiller etkilenmiştir Yunus'tan! 500 yıl var aralarında.
Schiller'in koronun terennümünde ifadesini bulan düşüncesi nedir? Neşeye Övgü'yü nasıl düzüyor: "Kardeş olun ey insanlar, bunu ister tanrımız. Bu dünyada her şey geçer, kalır sana sadece dostluklar..."
Yetmiyor ekliyor: "İnsanlığa, doğruluğa, aç göğsünü korkmadan... Hür doğmuştur insanoğlu, hakkıdır hür yaşamak..."
Günümüzün gerçekleriyle pek uyuşmasa da ortak payda, "barış, dostluk dayanışma".
Bu dayanışmayı, açılışı 11 Mayıs 2016 akşamı 9. Senfoni'yle yapan Mersin Uluslararası Müzik Festivali'nin 15'ncisinde de, birkaç eksiğiyle görüyoruz. Öteden beri Türkiye'deki çeşitli klasik müzik festivallerini izleyen biri olarak Merfest'i "imece festival" olarak nitelendiririm. Niye? Çünkü devlet kurumlarının bir bölümü, yerel yönetimler, odalar, meslek kuruluşları, üniversite, hâttâ bir bölüm esnaf-tüccar-sanayici, belirli bir işbölümü içinde finansmana ortak olur, müzikseverler gönüllü çalışır ve Akdeniz'in bu kâdim kenti her yıl tanıtıma da önemli katkı yaparak, kendi ölçüleri içinde bir şöleni halkına yaşatır. Başkanlığını Selma Yağcı'nın yaptığı Sanat Etkinlikleri Derneği, bu imecenin eşgüdüm kahramınıdır.
Bu yıl, yerel belediyelerden ikisinin, farklı gerekçelerle destekçilikten çekilmesinin daralttığı bütçeyi, akllıca kullanan Merfest, Erdoğan Şanal'ın sanat yönetmenliğinde gene yöreye yayılan, değişik türleri içinde barındıran zengin bir program yapmayı başardı. Açılış, bu tür etkinliklerin vazgeçilmezler listesinde yer alan Beethoven'in 9. Senfoni'siyle yapılırken, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile Devlet Çoksesli Korosu bir araya geldi. Başta Mersin Valisi Özdemir Çakacak olmak üzere, Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen ve kent protokolü oradaydı. Bu birlikteliği görünce "Ahh, Ankara" diye düşünmeden edemedim!
Son yıllarda Merfest'in en önemli özelliklerinden biri, her yıl Mersin ve yöresinden bir konuyu tema olarak seçerek düzenlediği beste yarışmasıdır. Bu yılki "Yumuktepe" temalı yarışmanın birincisi, daha önce SCAMV Beste Yarışması'nda da üçüncülüğü elde etmiş olan ÇDSO'nun fagot sanatçısı Eray İnal'a ödülü, oylarıyla seçildiği dinleyici huzurunda sahnede sunuldu. Mersin'in çıkardığı büyük bestecimiz Nevit Kodallı'yı (1925-2009) da bu vesileyle anmadan geçmeyeyim.
Merfest her yıl bir "kent" ödülü sunar. Kente kültürel anlamda önemli hizmeti, emeği geçmiş kişilere sunulur bu ödül. Bu yıl, Mersin Yumuktepe kazıları başta olmak üzere Anadolu'da pek çok kazıda emeği geçmiş İtalyan arkeolog İsabella Caneva'ya sahne kenarındaki dar alanda sunuldu. "Sanat Ödülü"nün sahibi, az sonra orkestra ve koroyu yönetecek olan şef Rengim Gökmen'di. Onun ödülü, sanatsal anlamda da değerliydi çünkü Mersin'in iftihar ettiği uluslararası ressamı Ahmet Yeşil'in imzasını taşıyan bir küçük tabloydu. "Festival genç yetenek ödülü" ise, en son Ankara'da keman buluşmasında dinlediğim ve hızla ilerlediğini gördüğüm 10 yaşındaki Laçin Akyol'a sunuldu.
Mersin dinleyicisi çok sıcak kanlıdır. 9. Senfoni'nin tüm bölüm aralarında alkışladılar. Korolu final bölümünde de fırsat buldukları iki es sırasında bastılar alkışı... Şef Gökmen, soğukkanlılıkla bagedi vuruş pozisyonunda bekledi. Solistler, Mersin Operası solistlerinden Bengi İspir Özdülger, Ankara Operası'nda mezzo soprano Ezgi Karakaya, tenor Aykut Çınar, İzmir Operası'ndan Teyfik Rodos'tu. Devlet Çoksesli Korosu’nu şef Cemi'i Can Deliorman hazırlamıştı.
Çukurova Devlet Senfoni, kendi kadrosunun sayısal azlığı nedeniyle bu seslendirmeyi yapabilmek için hayli takviye almıştı. Başkemancı sandalyesinde Çukurova Devlet Konservatuvarı'nın müdürü, BSO'nun eski başkemancısı Toğrul Ganiyev oturuyordu. Ankara'dan, Eskişehir'den, Samsun'dan bile gelen orkestra üyesi vardı.
Ödülünü alırken konuşmayan Rengim Gökmen, seslendirme sonunda çoşkulu alkışlar devam ederken dinleyiciye dönüp, bu binaya idarî bir görevle 25 yıl önce geldiğini, sonrasında Temmuz sıcağında kliması bulunmayan salonda Mersin Operası'nın kuruluşu için sanatçı giriş sınavlarını yaptıklarını anlattı. Ardından korolu bölümün son kısmıyla dinleyicileri ödüllendirdi. Merfest Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı, " 9. Senfoni, dostluk ve kardeşlik içinde yaşama isteğimizi halkımızı buluşturacak” demişti. Öyle de oldu. Darısı tüm ülkemizin, bölgenin ve dünyanın başına!
Fotoğraflar:Şefik Kahramankaptan ve Merfest