Almanya ve Türkiye yönetimlerinin arasının iyi olduğu söylenemez. Ama sanat siyaset dinlemez. Gerçek sanatçı ajitasyonlara, provakasyonlara gelmez. İşte Alman Bariton Florian Götz Bordeux'daki programını tamamlar tamamlamaz THY uçağına atladı, ömründe ilk kez Türkiye'ye geldi. 9 Ekim 2018 akşamı Erimtan Müzede Müzik / Salı Konserleri'nin 4. Sezonunun açılış konserini biri Rus, üçü Türk meslekdaşlarıyla birlikte yaptı.
Kim bu Florian Götz? Repertuarında başta Mozart ve Rossini operaları olmak üzere 30'u aşkın bariton rolü bulunan, Stuttgart'daki müzik ve trompet eğitiminin ardından Londra'da Guildhall Müzik Okulu'nda Paula Anglin ve Mark Packwood ile vokal ve drama çalışmalarını tamamlayarak onur derecesiyle mezun olmuş bir şan sanatçısı. Henüz 36 yaşında ve yıldızı giderek yükseliyor. Operalarda rol almadığı zaman, çeşitli dörtlülerle oda müziği konserleri yapıyor. Arı gibi, hiç boş durmuyor çünkü işini seviyor.
Konserden önce konuşmamızda Türkiye'ye gelmekten çok memnun olduğunu, Erimtan Müzesi gibi bir mekanda konser vermenin unutamayacağı bir anı olacağını belirtti. Günay Yetiz'le Fransa'da bazı etkinliklerde birlikte çalışmışlar. Ama kemancı İrina Nikotina, viyolacı Murat Cangal ve çellist Onur Şenler'le Ankara'da tanışmıştı. “Hem mükemmel müzisyenler, hem çok iyi insanlar” diye arkadaşları övdü.
Buyrun işte size yeni bir kültür elçimiz. Florian'ın üç günlük Ankara serüveni sonrası,Almanya'da ve gittiği diğer yerlerde ülkemiz ve sanatımız hakkında söyleyecekleri çok değerli. Varsın siyasetçiler çekişmelerini sürdürsün.
Gelelim konsere... Program Mozart eserlerinden oluşuyordu. Florian Götz, Sihirli Flüt'ten Papageno'nun eğlenceli aryalarıyla başladı. Üflediği küçük pan flütün sesi önce fuayeden geldi sonra sahnede devam etti. Şarkıları ikişer ikişer söyledi, şarkı aralarında ise Mozart Ensemble Mozart'ın Do, La ve Re Majör flütlü dörtlülerini seslendirdi. Akıcı, rahat dinlenen bir programdı.
Florian Götz, doğal söyleyişi, dengeli tiz ve pesleriyle tam bariton tonuna sahip bir şan sanatçısı. İyi fiziği, güzel sesi ve tekniğiyle neden bu denli arandığını kanıtlamış oldu. Gelecekte opera dünyasında adını daha çok duyuracağına kuşkum yok.
Mozart Ensemble, flütlü quartetleri mükemmel seslendirdi. Hani meşhur Kırkpınar çığırtkanlığı vardır ya, “İki yiğit çıktı meydane, ikisi de birbirinden merdane” diye. Günay Yetiz, İrina Nikotina, Murat Mangal ve Onur Şenler de birbirinde kaliteli çalgıcılar. Temiz bir entonasyonla tatlı bir tonla çaldılar. Günay Yetiz, Mozart müziğinin gerektirdiği kıvraklığı pırıl bir tonla gösterdi. Kimi flütçülerin cümle aralarında taa salonun en arkasından duyulan nefes alma seslerini hiç işitmedik.İyi bir nefes kontrolü ve yüksek tekniğiyle bir saat boyunca hem eşlikte, hem dörtlülerde solist olarak üflemek kolay iş değil.
Tümüyle dolu salonu konser sonunda bir sürpriz bekliyordu. Kendilerine güvenli müzisyenler beğeni kazanacaklarını tahmin ederek bir de bis parçası hazırlamışlardı. Sürpriz, Florian Götz'ün kısa süre içinde Aşık Veysel'in Uzun İnce Bir Yoldayım deyişini hazırlamış olmasıydı. Doğal olarak notadan söyledi ama düzgün telaffuzu, tüm vurgulu harfleri doğru çıkarmasıyla herkesin takdirini kazandı. Düzenlemeyi de Musa Göçmen yapmış.
Gece yarısı sözü fazla uzatmadan, yazıyı Götz ve Mozart Ensemble'ı kutlayarak tamamlıyorum.
Bu arada bizim opera yöneticilerinin de gerektiğinde davet etmek üzere Götz'ü araştırmalarında yarar bulunduğunu da belirtmek istiyorum.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
9 Ekim 2018
Fotoğraflar: Ş. Kahramankaptan