Uluslararası alanda talep görmek, dinleyicinin beğeni ve sevgisini kazanmak bir opera sanatçısı için en önemli beslenme kaynağıdır. Formdan düşmemek, daha iyi olmak, daha çok davet almak için itici güçtür.
Ankara Operası'nın solistlerinden tenor Murat Karahan bu ivmeyi yakalamış durumda. Riga Operası'nda “daimi konuk sanatçı”, klasik operalarda peşpeşe başrol oynuyor. Daha bu ay Berlin Deutsche Oper'de La Traviata-Alfredo söyledi. Daha önce Moskova'da Bolşoy sahnesine Riga Operası'yla çıkmıştı, Mart ayında ise doğrudan Bolşoy'un La Traviata temsilinde rol alacak.
Andante Donizetti Ödülleri'nde 2014 yılının en iyi erkek opera şarkıcısı seçilen Murat Karahan, 29 Ocak 2015 gecesi, Letonyalı soprano Elina Shimkus'la birlikte CSO sahnesindeydi. Belli ki, Letonya ile iyi ilişkilerini iki ülke arasındaki diplomatik alana da yansıtmış ve bu konserin Letonyalı konuklarını ayarlamıştı. Bu 2.5 milyon nüfuslu küçük Baltık ülkesi ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 90. yılı ve Letonya'nın Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralışı da, bu görkemli konserle kutlanmış oldu.
Orkestrayı Riga Operası'nın müzik yönetmeni Valdis Butans yönetiyordu.
Program iki uvertür, bir senfonik parça, soprano ve tenor aryalarıyla düetlerden oluşturulmuştu. Konserin girişinde Rossini'nin Sevil Berberi operasının uvertüründe, belki şefin tempoları biraz hızlı almasının da etkisiyle bir sallantı yaşandı. Ama konserin sonrasında, hayli titiz olduğu anlaşılan genç şefin düzgün vuruşları ve büyük dikkatiyle iyi eşlikler çıkarıldı.
Soprano Elina Shimkus, ilk yarıya mavi, ikinci yarıya kırmızı giysisiyle çıktı, Murat Karahan'la daha önce aynı sahneyi paylaşmışlığın getirdiği rahatlığı yaşadı. Parlak, lirik bir soprano, sesi kadar sahnesi de iyi. Verdi aryalarında ve düetlerde başarılıydı, Dvorak'ın Rusalka'sından Ay Aryası'nı da iyi söyledi. Ülkesinin bestecisi Emils Darzins'in (1875-1910) kısa ömründe tamamlayamadığı tek operasından “Aizver actinas / Kapa gözlerini” başlıklı şarkısında da etkileyiciydi. Ankara debüsünde dinleyicinin beğenisini kazanmanın mutluluğu zaten ışıltılı olan gözlerini daha da parlattı. Darzins'in tek orkestra parçası olan “Melankolik Vals” de Letonya müziğini bu konserde temsil ederek Ankara'da ilk kez seslendirildi.
Murat Karahan'a gelince, özellikle Tosca / “E luceven le stelle” ve Turandot/ “Nessun Dorma” aryalarında salonu ayağa kaldırdı. Volümünü ve geniş nefesini sergiledi. Sahneye ilk çıkışından itibaren, son başarılarıyla ne denli özgüven kazanmış olduğu gözleniyordu. Rahat ve keyifliydi. Yakaladığı başarı ivmesinin keyfini çıkartır, dinleyiciyle paylaşır gibiydi.
Repertuarını genişletmiş, sahneye çıktığı operaevi sayısını arttırmış 38 yaşında, tam kıvamında bir tenor olarak, Murat Karahan'ın Avrupa'daki büyük operaevleriyle, İngiltere ve Amerika'da da kendini göstermesi dileğimizdir.
Fotoğraflar:Şefik Kahramankaptan