Başlıktaki iki ismin birbiriyle hiç ilgisi yok gibi görünüyor. Necil Nedimoğlu (1946-19.4.2017), ülkemizin yetiştirdiği değerli bir diplomattı, bir sanat dostuydu... Julien Libeer ise gelecek vaad eden Belçikalı bir piyanist. Eğer Necil'i 19 Nisan günü geçirdiği kalp atağı sonucu yitirmeseydik, günün akşamında birlikte Julien Libeer'i dinleyecektik.
Dışişleri'nde Tanıtım Daire Başkanlığı dönemde, Türk sanat ve sanatçılarından yararlanılması konusunda büyük çabalar harcamış, bir dönem uluslararası kuruluşlarda çalıştığı için Dışişleri'nde gerekli kıdeme ulaşamadığı gerekçesiyle Büyükelçi yapılmadan emekliye ayrılmış bir arkadaşımızdı Necil. Ama başta EXPO'lar olmak üzere bilgi ve uzmanlığıyla hep gereksinim duyulan bir kişi oldu.
Mülkiye'de başlayıp, askerlikte süren arkadaşlığımız, kültür ve sanatla içiçe bugüne kadar devam etti. CSO, BSO, oda müziği dinletileri ve Ankara Festivali, onun nefes aldığı, kafasını dinlendirdiği yerlerdi. Daha birkaç gün önce Zeynep Üçbaşaran-Sergio Gallo dörtel piyano resitaline gelip gelmeyeceğini sorduğumda, “Canım Kardeşim, vefalı arkadaşım, bu sefer de memlekete ( memleket nire diye sormayacağını biliyorum ama kaydı ihtiyat zikredeyim : İstanbul tabii ) gidiyorum. Doğuştan şanssız kardeşin” diye yanıtlamıştı mesajımı. Nitekim uçağa binmiş, Ankara'ya dönmüştü ama kalbi akşamki konsere yetişmesine izin vermedi. Fuayede pek çok kişi birbirine “Haberi duydunuz mu?” diye soruyordu.
Bu üzüntü içinde dinlediğimiz Julien Libeer'in (d.1987) tuşesi âdeta içimize işledi. Canlı olarak ilk kez dinlediğim Libeer'in, Bach'ın Fransız Süiti ile başlayıp Beethoven'in 30 No'lu Op.109 Piyano Sonatıyla ilk yarısını tamamladığı resitalde, klasik müzikteki ağırbaşlı, geleneksel solistlerin çizgisinin günümüzdeki sürdürümcülerinden biri olduğunu gördük. İkinci yarıda da Liszt'in İtalya yılları ürünlerinden Şiirsel ve Dinsel Armoniler dizisinden No 3 ile, bestecinin Bach'ın Prelüd ve Füg'lerine yaptığı düzenlemelerden ilkini seslendirdi.
Libeer'in akademik bir tarzı var, eserleri tınısal ve biçimsel abartılara kapılmadan, görsel anlamda hem kendinin, hem dinleyicinin yoğunlaşmasını dağıtacak el-kol hareketlerine başvurmadan, seslendirme sırasında yüzünü dinleyiciye çevirmeden müziğini iletiyor. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'ne yakışır, düzeyli bir seçim olmuş Libeer. Keşke Necil de dinleyebilseydi...
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
19 Nisan 2017
Not: Necil Nedimoğlu'nun cenazesi 21 Nisan Cuma günü Ankara'da Karşıyaka Mezarlık Camii'nde öğle namazını takiben kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.