Pek çok yetenekli genç müzisyenimizi daha çocukluk yıllarından itibaren tanıyıp izledim. Bazıları erkence, kimi lise bitirip yurtdışına gittiler. Lisans eğitimi sonrası gidenler de var. Türkiye'deyken de, dışardayken de, eğitimlerinin değişik dönemlerinde yetkin kurum ve iyi öğretmenlerle bağlantı sağlamaları, festivallere, ustalık sınıflarına katılmaları onların ufuklarını genişletiyor.
Hocası Erden Bilgen'le İzmirDSO'da solist olarak çalarken
Yurtdışına giden müzisyenlerimize hep “gelişmelerden beni haberder edin” ricasında bulunurum. Bunlardan biri de trompet sanatçısı Arda Cabaoğlu (d.1982) idi. Hocası Erden Bilgen'in hep sitayişle söz ettiği Arda'yı ilk dinleyişlerim 16-20 yaş aralığına denk geliyor. Bilkent Gençlik'te birinci trompet çalmış, Başkent Üniversitesi'nde düzenlenen trompet festivali'nde de “geleceğin altın trompetleri”nden biri olabilecek potansiye sahip olduğunu göstermişti.
O zaman “gelecek” dediğimiz zaman artık “gelmiş” durumda. Arda Cabaoğlu, şu anda master, solistlik ve doktora derecelerine akademik olarak sahip, New York'da sürekli aranan, talep gören ve başını kaşıyacak vakit bulamadan çalışan “altın trompet”lerin önde gelenlerinden. Nitekim geçtiğimiz bahar, üç önemli etkinliğe imza attı ve katkıda bulundu. 1 Mart ve 8 Mayıs arasında Carnegie Hall ve The Kennedy Center gibi salonlarda, önemli topluluklarla 10 dünya prömiyerinde yer aldı.
New York'ta meslekdaşı Jonathan Heim ile David Sampson'un “İki trompet ve elektronikler için Breakaway” (Bırak gitsin) başlıklı eserinin dünya prömiyerini yaptı.
Tanınmış besteci ve trompetçi İbrahim Maalouf'un isteğiyle “Levantine Trompets” adını taşıyan bir trompet grubu oluşturan Arda Cabaoğlu, bu grupla Ulusal Senfoni Orkestrası eşliğinde Washington'daki Kennedy Kültür Merkezi'nde bestecinin “Levantine Symphonie No:1” başlıklı eserinin dünya prömiyerinde gruba şeflik yaparak, altın tınılarını üfledi. Oluşturduğu grubun en önemli özelliği, çeyrek seslerin de üflenebildiği özel trompetler kullanması. Bizim “levanten” dediğimiz sözcük, Avrupa kökenli yakındoğuluları kastediyor. Bizim İstanbul, İzmir, Mersin levantenleri gibi...
Washington'da, F. Poulenc'in Gloria ve Org Konçertosu'nun K. Scott Warren şefliğindeki New York'ün ünlü topluluklarından St. İgnatus Loyola Orkestra ve N.Y Oratorio Korosu'yla seslendirilmesinde ikinci trompet olarak görev yaptı.
Levantine Trumpets
Listeyi uzatmanın gereği yok. Son Noel ve Paskalya dönemlerinde başta New York'un en büyük kadedrali St. Peter olmak üzere, bu yortular için düzenlenen konserlerde birinci trompet olarak çalan Arda Cabaoğlu, artık New York'ta bir eğitim stüdyosunun sahibi, eskiden kazandığı yarışmalar için jüri üyesi olarak çağrılan, değişik özel kurumlarda ders veren, uluslararası projelerin katılmıcısı, trompet birliklerinin üyesi. Sadece klasikler değil, pek çok yeni müzik bestecisinin işlerinin ilkseslendirilmelerine de katılıyor.
Peki, Arda bu düzeye nasıl ulaştı? Yeteneği tartışılmaz ama yol göstericilerinin doğru seçilmiş olması, hocalarının yanı sıra kalbinin sesini de dinlemesi ve gayretlerinin çeşitli burslarla desteklenmesi sayesinde…
Önce Mimar Sinan Üniversitesi DK'nda lisans, İTÜ-Miam'da yüksek lisans bitirdi. Amerika'da öğrenimini sürdürürken, Dünyanın sayısı trompetçilerinden Hakan Hardenberger'in davetiyle solistlik diploması için İsveç'e gitti. Kendisine çalışma izni verilmesi ve Hardenberger'in yönlendirmesiyle Malmö'de çeşitli orkestralarda çalarak, kendi tınısını oturttu. Amerika'ya Rochester Üniversitesi Eastmen Müzik Okulu'na döndü, burada bir başka büyük trompetçi James Thompson'un sınıfında doktora çalışmalarını tamamlayarak bu ünvanı da elde etti.
Öğreniminin başından itibaren çeşitli yarışmalarda elde ettiği dereceler, kazandığı ödüller var. Sanat yaşamındaki en önemli isimleri Türkiye'de Erden Bilgen, İsveç'te Hakan Hardenberger, Bo Nilsson ve Olle Sjöberg, Amerika'da James Thompson olan Arda Cabaoğlu ilk öğrenim yıllarından itibaren Türkiye'de, Avrupa'da, İsveç'te ve Amerika'da pek çok orkestrayla, üflemeli çalgı gruplarıyla çaldı. Türkiye'den desteklendiği en önemli bursl Asım Kocabıyık (Borusan), yurtdışında da Malmö Müzik Akademisi bursu oldu.
Bu aslında hem bir başarı öyküsü, hem de bir hatırlatma yazısıdır. Öğrencilik döneminde kendisine konser olanağı tanıyan Bilkent, BİFO gibi özel orkestralarla, devlet orkestraları artık ustalık dönemine geçmiş, 36 yaşındaki bu altın trompeti sezon konserleri için davet edilecekler listelerinin başlarına yazmalılar.
ŞEFIK KAHRAMANKAPTAN
17 Temmuz 2018