Gitar konçertolarının orkestra eşliğinde seslendirilmelerinde, çalıcıların tercihleri ve salonun akustik gerçeklerine göre bir ses yüseltme yapılması gerekliliği ortaya çıkar. Eşlik ister sadece yaylılar, ister daha geniş bir çalgı grubuyla olsun, önemli olan gitarın sesinin doğala en yakın, orkestrayla eş zamanlı ve dengeli olarak dinleyicinin kulağına ulaşmasıdır. 8 Aralık 2018 gecesi, BSO eşliğinde dünyanın iyileri arasında bulunan Amadeus Gitar İkilisi'nden Jochaim Rodrigo'nun Madrigal Konçerto'sunu dinlerken, bu gerekliliklerin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Belli ki gitaristler Dale Kavanagh ile Thomas Kirchoff, çalgılarının sesinin yüksek biçimde duyulmasını istiyorlardı. Hoparlörler, sahnenin iki yanına ya da gitaristlerin önüne değil, balkona ve sahnenin hayli önünde dinleyici sıralarının yan üstüne gelecek biçimde kurulmuşlardı. İki gitarın sesi yüksek biçimde ve orkestranın önünde duyuldu ama doğallıktan uzak ve mekanik tonlarda... Bu yükseltmeyle, iki gitarist arasındaki tınısal farklılık da daha belirgin biçimde algılandı.
Kanadalı Dale Kavanagh ile Alman Thomas Kirchoff'un birarada rahat çalışmalarına olanak sağlayan ortam, Detmoldt'ün yeşillikler içindeki müzik okulunda ders veriyor olmalarından kaynaklanıyor. Yıllardır, kurdukları festival, yaptıkları kayıtlar, çıktıkları turnelerle uluslararası gitar camiasının önemli çekim merkezlerinden birini oluşturan ikili, kuruluşlarının 27. yılında bulunuyor. Amadeus İkilisi, Mathieu Herzog yönetimindeki BSO eşliğinde, gitar müziğinin unutulmaz bestecisi Rodrigo'nun 10 bölümden oluşan Madrgial Konçertosu'nun altı bölümünü seslendirdiler. Bu durum bana, TRT-3'deki kimi programlarda “filanca senfoniyi süremiz yettiğince çalacağız” türü uygulamaları hatırlattı.
Bir eserin güzelliği bütünüyle ortaya çıkar, hele bir salonda ilk kez seslendiriliyorsa, bu bütünlük, dinleyicinin eseri tanıması ve değerlendirebilmesi bakımından daha da önem kazanır. Konçertonun 4-5-6-8'nci bölümlerini çıkarmak Amadeus İkilisi'nin kendi fikri miydi? Yoksa konserin ikinci yarısında süresi 58 dakikayı bulan ve aralarla birlikte 60 dakikayı geçen Çaykovski'nin Manfred Senfonisi'ni dengelemek için mi kısa süre istenmişti? Eğer öyleyse girişte seslendirilen Ravel'in kısa “Alborada del gracioso” parçasından vazgeçilip Madrigal Konçerto tümüyle seslendirilerek ilk yarı kapatılamaz mıydı? Yoksa şef Herzog, hem Ravel, hem Çaykovski'de iki arp bulunduğu için, hazır iki arpist Merve Kocabeyler ve Yonca Atar davet edilmişken bu eserin de programda yer almasını uygun mu görmüştü? Doğal olarak bu soruların yanıtını vermek bana düşmüyor. Ama ilerdeki konser programları düzenlenirken buradan çıkarılacak dersler olduğu muhakkak.
Konserin ikinci yarısında Çaykovski'nin, Rus Beşleri'nden Balakirev'in israrı üzerine yazmayı önce kabul ettiği, sonra da içine sindirerek dört ayda tamamlayıverdiği, altı senfosinden farklı olarak sadece adıyla “Manfred” olarak anılan numarasız senfonisini dinledik. Eseri dört bölümlü bir senfonik şiir olarak da tanımlamak mümkündür. Byron'un şiirinde anlattığı öykü, bu programlı müziğin kaynağıdır. Nedir bu öykü?
Manfred, sevdiği kadını öldürmüş, yaşamdan tüm umutlarını yitirmiştir. Kendini dağdan aşağı atmak üzereyken bir avcı onu engeller. Karanlık ve kötülük tanrısı Ahriman'dan sevgilisini görmek için izin alır, ancak karşısına dokunduğu herkesin öldüğü tanrıça İştar çıkar ve ona yarın öleceğini söyler. Bir rahip ona tanrıça ile barışmasını önerse de, Manfred dinlemeyerek kendini bir kuleye kapatır. Teslim olmayacaktır çünkü cinayetin cezasını çektiği acılarla ödediğini düşünmektedir. Onu almaya gelen kötü ruhlarla savaşır. Manfred ölürken de dua etmeyi kabul etmez.
23 Mart 1886'da Moskova'da Max Erdmannsdörfer yönetiminde ilk kez seslendirilen eserin bölümleri yukardaki hikâyeden kesitleri yansıtır:
1) Lento lugubre - moderato con moto (Manfred'in Alpl dağlarındaki gezisi )
2) Vivace con spirito ( Dağ perisinin Manfred'e gökkuşağında kendini göstermesi)
3) Andante con moto ( Dağ köylülerinin mutlu ve yalın yaşamı)
4) Allegro con fuoco (Kötülük tanrısı Ahriman'ın yeraltındaki sarayı)
Bilkent Senfoni bu eseri ikinci kez seslendiriyordu. Bundan 16 yıl önce, 2002'de Emil Tabakov yönetiminde seslendirirlerken küçük çocuk olanlardan bazıları, şimdi orkestrada çalıyordu! Eser'in CSO'da da Rengim Gökmen yönetiminde 2006'de seslendirildiğini anımsıyorum.
Peki senfoni nasıl icra edildi? Şef Herzog, müziğe on yaşlarında gitarla başlamış, sonra viyolaya yönelmiş, tanınmışlığını 15 yıl üyeliğini yaptığı Ebene Quartet'e ve kazandığı yarışmalara borçlu, çok yönlü bir müzik insanı. 2014'de artık sadece şeflik yapmak istediğini belirterek Ebene Quartet'ten ayrılmış. Yönettiği oda orkestraları ve kendi kurduğu Appassionata Oda Orkestrası, şeflikte ilerleme arzusunu yaşama geçirme pratiğini ona kazandırdı. Bilkent'te 2017'de de Brahms 3. Senfoni'yi yöneterek kendini göstermişti, o zaman “Herzog'u önümüzdeki sezonlarda da BSO ile görmek şaşırtıcı olmayacak” diye yazmıştım. Nitekim bu kez gene büyük bir eserde, şeflik alanında ne denli ilerlediğini kanıtladı. Zor ve ağır yapıt, "bundan âlası can sağlığı" dedirtecek güzellikte seslendirildi. Orkestra gruplarının tümü başarılıydı. Eserdeki pastoral ögeler, hüzün, neşe ve dehşet başarıyla yansıtıldı.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
9 Aralık 2018