İnternet ile video kanalları sayesinde her tür müziğin el altında olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama o videolar, bazı müzikleri ve müzisyenleri sahnede görüp dinlemenin yerini asla tutmaz, tutamaz. Özellikle de şan ve opera alanında... Bu görüşüm, 18 Şubat 2020 akşamı Erimtan Müzesi Salı Konserleri'nde, Ankara'nın uzunca süredir hasret kaldığı iki opera sanatçısını dinlerken bir kez daha pekişti.
Soprano Mine Kurtoğlu ile eşi bas Tuncay Kurtoğlu, piyanoda Melahat İsmailova'nın eşliğinde, dinleyicilere ağırbaşlı, klasik operanın büyük aryalarını, ses kalitelerini ve mizansen güçlerini gösterdikleri bir dinleti sundular. Genellikle düetler bakımından soprano-tenor ikilisi tercih edilir bu tür şan dinletileri için. Bu alışkanlığın dışına da çıkılabileceğinin gösterildiği dinletide, önce tek tek sahneye gelerek aryalarını söylediler, aralarda piyanist Melahat İsmailova'nın üç piyano parçası seslendirmesi oldu. Dinletinin sonunu ise Kurtoğlu ikilisi düetle getirdiler.
Seçilen aryalar, Verdi'nin Don Carlos, Puccini'nin Manon Lescaut, Çaykovski'nin Yevgeni Onegin ve Maça Kızı, Bizet'nin Perth'li Güzel Kız, Mascagni'nin Cavaleria Rusticana operalarındandı. Türk bestecilerinden de Yalçın Tura'dan Umutsuz, Adnan Saygun Yunus Emre Oratoryosu ile Selman Ada'nın Aşk-ı Memnu ve Ali Baba ile Kırk Haramiler operalarından parçalar seçilmişti. Bis olarak Kiss Me Kate müzikalinden “Wunderbar” başlıklı parçayla, ciddi ve “Aşkın Dramatik Halleri” başlığına yakışır aryalar ile Türk eserlerinden sonra, neşeli ve geçmiş Sevgililer Günü'nü yolculayan bir final yaptılar.
Mine Kurtoğlu (d. 1983) Ankara'da uzunca süre koroda tutulduktan sonra, solist olarak Samsun Operası'nda kendini göstermiş, Antalya, Mersin ve Bakü Operaları'na Aida, Manun Lescaut, Tosca gibi büyük operaların başrolleri için davet edilmiş, ünlü “Bülbül” uluslararası şan yarışmasında “Grand Prix”yi kazanmış, İtalya ve Kanarya Adaları'ndaki uluslararası yarışmalarda ikinciliği elde etmiş bir sanatçı. Kayıtlarından izlemiştim ama canlı olarak ilk kez izleme olanağı buldum. Çok volümlü, tizlerde sonuna kadar yukarı çıkabilen büyük bir ses. Söylediği aryalarda uluslararası dereceleri nasıl kazandığını dinleyiciye gösterdi. Umarım Türk operası kendisinden daha çok yararlanır, Ankara, İstanbul, İzmir sahnelerinde de dinleyiciyle buluşma olanağı verilir.
Tuncay Kurtoğlu (d. 1970) ise Ankara dinleyicisinin yakından tanıdığı, haşin Timur, sevecen Osmin baştaolmak üzere tüm bas rollerinde başarısını alkışladığı tanınmış bir ses. Çok sayıda ödülü, yarışma başarısı bulunuyor. Bir süredir Ankara'da sahnede görülmeyişinin nedeni, eşinin kariyeri için Samsun Operası'nda görevli bulunması. Onu “bağırmadan şarkı söyleme” becerisi, güçlü tekniği, peslerdeki temizliği ve duyulurluğu, fonetik olarak değişik dillerdeki iyi telaffuzuyla Erimtan sahnesinde dinlemekten zevk aldık.
Melahat İsmailova, Azerbaycan Türkü bir piyanist ve korepetitör olarak yıllardır Ankara Operası'nda pek çok operanın hazırlanmasına çalıştırıcı, eşlikçi olarak önemli katkılarda bulundu.Aynı zamanda beste de yapıyor. Ustalığını Yevgeni Onegin Uvertür, Cavalleira Rusticana İntermezzo ve kendi bestesi “Hatice'ye” ile gösterdi. Fırtınalı duygular içeren, üstün teknik gerektiren kendi bestesinin Ankara prömiyeri de bu dinletide Erimtan'da yapılmış oldu.
İsmailova'nın, eski arkadaşlarını hayli özlemiş olduğu belliydi. Dinletinin sonunda Mine Kurtoğlu'nu sevgiyle kucakladı. Sanatçılar, fuayede dinleyicilerin kutlamalarını kabul ederlerken mutlu görünüyorlardı.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
19 Şubat 2020, Ankara