Herşeyin bir ilki vardır! Bu ilklerden birine 14 Aralık 2017 gecesi Hacettepe M Salonu'nda tanıklık ettik. Ankara Devlet Operası'nın deneyimli solistlerinden soprano Feryal Türkoğlu, kadın besteci Pınar Köksal tarafından makamsal bestelenmiş şarkıları, tek sesli olarak, alaturka saz takımı eşliğinde söyledi. Türkoğlu, şimdiye kadar bu bestelerin bazılarını çokseslendirilmiş olarak senfoni orkestraları eşliğinde söylemişti. Önyargısız, barışcıl bir davranış.
Pınar Köksal, bir iş kadını besteci olarak, olanaklarını eserlerinin çokseslendirilip senfonik orkestralarca seslendirilmesi için harcadığı çabalar dolayisiyle takdir ettiğim bir müzik insanı. Bujor Hoinic'in yaptığı çokseslendirmeleri Hoinic ve Ender Sakpınar şefliklerinde birkaç kez dinledim. İlki, yanlış anımsamıyorsam 2003'de Ankara'da Resim Heykel Müzesi Salonu'ndaydı.
Feryal Türkoğlu, bir soprano olarak son derece profesyoneldir, verilen hiçbir rolü “Bu benim sesim değil” diye geri çevirmemiş, çalışmış ve en iyi biçimde seslendirmiştir. Pınar Köksal bestelerinin seslendirilişinde de bu becerisini gözlemledim. Orkestra eşlikli seslendirmelerde biraz operatik özellikleri de işin içine katan Türkoğlu, bu kez saz takımı eşlikli seslendirmede, hiç vibrato yapmadan, büyük ve geniş aralıklı sesini yalın biçimde kullandı.
Türkoğlu, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı şan bölümünü birincilikle bitirirken, İhsan Doğramacı Ödülü'nü de, şimdi şarkı söylediği sahnede Doğramacı'nın elinden almıştı. Pınar Köksal'ın da esas mesleği dolayisiyle Hacettepe Tıp Fakültesi eczanesinde bir yıl çalıştığını öğrendik.
Bu seslendirmede tenor Hakan Aysev de yer alacaktı ama ağır bir grip geçirdiği için gelememiş. Gençliğinde de sık sık faranjit olurdu! Ona düşen şarkıları da Türkoğlu söyledi.
Pınar Köksal'ın 94'ü TRT repertuarında bulunan, 25'i çokseslendirilerek bir bölümü senfonik orkestralar repertuarına girmiş toplam 122 bestesi bulunuyor. Son dört yüzyıldaki kadın besteciler arasında TRT'nin repertuarındaki eser sayısı bakımından ilk üçte yer aldığı belirtiliyor. Köksal Eğitim Vakfı Başkanı, kızı Zeynep Köksal Yaykıran, annesinin besteciliğinde yeni bir vizyon getirdiği görüşünde. Genel repertuar içinde Köksal'ın özen gösterdiği konu, kendine söz olarak Osmanlıca değil, güncel ve anlaşılır Türkçe metin ya da şarkı sözlerini seçiyor olması. Buna, geleneksel saray müziğinde yer alan üç temel makam grubundan ( Basit, göçürülmüş ve birleşik makamlar) iç uyum ve meşk bakımından en rahatları olan basit makamları seçmesini ve bulduğu ezgiyi makamsal dizi içinde iyi biçimde öne çıkarmasını da eklemek gerek. Hicaz, Hüseyni, Nihavend, Kürdî gibi makamlar Köksal'ın öncelikli tercihi. Birleşik makamlardan Segâhı da zaman zaman kullandığını gözlüyoruz. Tüm bunların yanına, Köksal'ın eserlerinin çoksesli orkestralar repertuarına girmesi yönündeki çabalarını da ekleyince, kendi sınırları içinde Zeynep K. Yaykıran'ın nitelendirmesinin içini doldurmuş oluyoruz.
Bu vesileyle bir geleneksel müzik korosu olarak Tıp fakültesi öğrencileri tarafından kurulmuş, 54 yıllık geçmişe sahip Hacettepe Türk Sanat Müziği Korosu üyelerini de hem topluluk, hem de bazılarını solist olarak dinleme olanağı bulduk. 54 yıl önce öğrenci olarak bu işi başlatan, şimdinin göz hastalıkları uzmanı Dr. Nazım Şuvağ, yanar-döner pırıltılı elbisesiyle gecenin sunucusuydu, bir de şarkı söyledi. Koronun 40 yıllık geçmişe sahip şefi, ODTÜ ve İTÜ Türk Müziği Konservatuvarı mezunu inşaat mühendisi Özgen Gürbüz. Koro üyelerinin görüntüdeki yaş yapıları, eskilerin yanında yeni üyeler kazandıklarını gösteriyor. Bu konser için saz takımı da TRT, Kültür Bakanlığı ve Koronun kendi üyelerinden derlenmişti. Konser önerisinin de Hacettepe Üniversitesi'nin 50. Yıl etkinlikleri içinde yer almak üzere Üniversiteden geldiğini öğrendik. Bu da, Pınar Köksal bestelerine TRT ve senfonik orkestralardan başka taleplerin de geliyor olduğunu gösteriyor.
Şefik KAHRAMANKAPTAN
15 Aralık 2017