Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın zaman zaman vazgeçemediği yabancı şefler vardır. Daha çok Rusya, Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa'dan gelen bu şeflerin hemen her yıl bir ya da iki konser için davet edildiğini görürüz. Burada kriter, şef kaşelerinin ölçülü olması, orkestranın bu şeflerle rahat etmesi ve iyi sonuçlar alınmasıdır. 2019 ilkbaharından itibaren bu listenin en başına zarif ve başarılı Ukraynalı şef Natalia Ponomarchuk (d.1969) yerleşti. Nipropetrovsk Akademik Senfoni Orkestrasının Sanat Yönetmeni ve Baş Şefi, Ukrayna Ulusal Senfoni Orkestrasının ikinci şefi Natalia Ponomarchuk kariyeri ve başarılarından dolayı Ukrayna Devleti tarafından verilen Onursal Ukrayna Sanatçısı unvanı sahibi.
Ponomarchuk, 2019 Martında CSO'yu Dünya Kadınlar Günü Konserinde yönetti. Ardından Nisan'da Kiev Oda Orkestrası'yla Uluslarası Ankara Festivali'nde yer aldı. Bu sezon ise 5 Aralık 2019 gecesi, sezonda ikinci kez CSO kürsüsündeydi.
Ponomarchuk iyi eğitim görmenin yanında kendini de yetiştirmiş bir şef. Kendi tarzını yaratmış. Yönettiği eser hangi döneme ait olursa olsun, baged kullanmıyor. Uzun kolları ve ellerini çok iyi kullanarak orkestralardan istediği sonucu alma becerisine sahip. Beyaz bluzunun manşetleri, siyah ceketinin kollarından hayli dışarda bulunuyor. Sahneye makyaj yapmadan çıkıyor.
5 Aralık 2019 gecesi, konserin ilk eseri, çağdaş bestecilerimizden Turgut Pöğün'ün (d.1977) “Yol” başlıklı orkestra parçasıydı. Bestecinin Ankara Bilkent'teki öğrencilik yıllarında yazdığı "Bilinçlenme Hikâyesi" başlıklı orkestral süitin 2. bölümü olan Yol, 2000 yılında tamamlandı ve bir kez Bilkent'te seslendirildi. CSO eseri ilk kez kendi repertuvarına aldı. Konser giriş parçası olarak, renkli, rahat dinlenir bir eser. Çelesta ile çan ve arpin parlak sesleriyle dinleyiciyi hemen yakalayan eserde obua ön plandaydı ve obua soloyu Batuhan Civelek başarıyla seslendirdi.
ARP CHOPİN'E NASIL YAKIŞTI?
Konserin solisti İsviçre pasaportu taşıyan Rus arpist Alexander Boldachev (d.1990) Ankara'da ilk kez sahneye çıktı. Arp beste dağarı içinde çok sayıda konçerto bulunmamakla birlikte, bazıları öne çıkmıştır. Bunlardan biri de, yaşamının bir bölümünü Rusya'da geçirmiş Alman arpist ve besteci Albert Zaber'in(1834-1910) Do minör Arp Konçertosu'dur. “La Source / Kaynak” adıyla bilinen konçerto için, genç Boldachev renkli desenli bir gömlek ve siyah duble paçalı pantolonuyla sahneye çıktı, arpin konumunu yeniden ayarladı ve tebessümle Ponomarchuk'a “Hazırım” mesajını yolladı. Üç bölümlü konçertoyu bölüm aralarında dinleyici alkışları karşıladı. Hemen arkamızda oturan iki orta yaşlı hanım zaten bıdı bıdı konuşuyorlardı. Biri, “Parça bittiğinde şef niye seyirciye dönüp selamlamıyor” diye soruyordu. İçimden bir “Lahavle” çekerek “Böyle dinleyiciyi ben de selamlamam” diye geçirdim.
Konçertonun sonunda Boldachev yükselen esas alkış karşısında hiç nazlanmadan arpin akordunu yenileyip başına geçti, “ Orkestranın arpisti Çagatay'a söz verdim, Chopin çalacağım” dedi. Chopin'in güzel piyano parçalarından biri olan" Fantasie Impromptu”yu mükemmel biçimde seslendirdi. Boldachev'i izleyenler arasında Ankara DOB Orkestrası'nın arpisti Özlem Başabak ile ADK'nın arp öğretmeni Müjgan Aydın da vardı.
KADER AĞLARINI NASIL ÖRDÜ?
Kader, P. I. Çaykovski'nin ömrü boyunca uğraşmaktan, üzerinde düşünmekten vazgeçmediği bir kavramdır. Bu kavramı en koyu ve karanlık biçimde Mi minör tonalitedeki 5. Senfonisi'nde, ilk iki bölümde işlemiş, tatlı bir vals'den sonra bu kez daha aydınlık, neşeli bir majör final bölümüyle âdeta “kader”e karşı zaferini ilan etmiştir. Eser, uzun, güçlüklerle dolu ve özellikle yaylı gruplarının enerjisini ådeta sömüren pasajlarla doludur. Başkemancı sandalyesinde son haftalarda hep olduğu gibi Bilgehan Erten oturuyordu.Kader temasını klarnet girişten itibaren yer yer ortaya çıkarak hatırlatır.Bu soloları, daha çok bas klarnet ve saksofonda yer alan Fethi Günçer'den dinledik. Korno soloda, bu hafta konuk gelen Antalya DOB Orkestrası'nın Moldovalı 1. kornocusu Nicolae Bivol (d. 1973) çok temiz seslendirme çıkardı. Korno grubunun tamamı iyiydi. Üflemeli sololarda Cem Sevgi trompet, Kaan Civelek obua, Aycan Sancar flüt, Tahsin Aslan fagotta, eserin başarılı seslendirilişine gruplarıyla birlikte önemli katkıda bulundular.
Ponomarchuk, kendisinin de büyük enerji sarfettiği senfoni seslendirmesinden sonra gruplara tek tek teşekkür etti.
Eserin ilk bölümü tamamlandığında dinleyiciden gene alkış geldi. Arkamdaki hanımlardan biri, diğerine “Ee, Çaykovski bitti, şimdi hangi parçayı çalacaklar” diye alkışlayarak sordu. Aralarındaki sohbette konserleri çok sevdiklerini, haftaya hangi gün gideceklerini de öğrendik. Ama sevmek yetmiyor, sevenlerin biraz da öğrenmeye gayret etmesi lazım.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
6 Aralık 2019, Ankara