21 Haziran Dünya Müzik Günü'nde, nefis bir albümden güzel bir hediye olabilir mi?
Kargocu kapıyı çalıp teslimatı yaptığında elbette sevindim ama içinden çıkan albümü görünce sevincim daha da arttı.
Ülkemizde müzikal duyarlılığı, güzel tonu, yapıt seçimleriyle beğendiğim çellistlerden biri olan Rahşan Apay'ın (d. 1975) Roxana başlıklı albümü nihayet raflara ve dijital platformlara çıkmıştı. Lila Müzik'in kendi üst düzey standardında özel kutu içinde ayrı kitapçığıyla yayınlanan albümün önemli özelliği, değişik kuşaklardan iki bestecimizin viyolansel konçertolarını içeriğinde bulundurmasıydı: Ahmet Adnan Saygun (1907- 1991) ve Armağan Durdağ (d. 1981).
Rahşan Apay, Saygun'un 80 yaşında yazdığı son yapıtı olan Op.74 Viyolonsel Konçertosunu Selman Ada yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası eşliğinde 2007'de kaydetmişti. Aradan 7 yıl geçtikten sonra 2014'te Rengim Gökmen yönetimindeki Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası eşliğinde Durdağ'ın Op.10, “Roxana” başlıklı konçertosunun Dünya'da ilk seslendirilişini ve kaydını yapmıştı. Bu emeklerin ulaşılabilir kayıtlara dönüşüp ortaya çıkması, son kayıttan dokuz yıl sonra gerçekleşebildi.
Saygun'un Viyolonsel Konçertosu'nun bestecilik konusunda kendi özel yaklaşımı ve gelişiminin süzülmüş bir özeti olduğu söylenebilir. Evrensel ve ulusal özellikleri içiçe taşıyan yapıtı Rahşan Apay'ın ne denli iyi içselleştirip yorumladığını kaydı dinlerken bir kez daha gördük.
Durdağ'ın konçertosu ve yazılış öyküsüne gelince; bunun etimolojik bir perde arkası bulunuyor. Rahşan Apay'ın kitapçıktaki anlatısına göre, yıllar önce annesiyle muayenehanesindeyken Prof. Dr. Hüsrev Hatemi “İsminin anlamını ve nereden geldiğini biliyor musun?” diye sormuş, ardından Rahşan adının kökeninin Farsçadan geldiği ve diğer bazı dillerdeki karşılığının Roxana olduğunu anlatmış. Rahşan, yolları kesiştiğinde bu anekdotu Armağan Durdağ'a anlattığında, Roksana'nın Büyük İskender'in tek nikahlı eşi, Doğu İran'daki bir halkın (Baktria) prensesi olduğu ortaya çımış ve konçertonun tohumları böyle atılmış. 2012'de tamamlanan yapıt için Rahşan Apay şöyle diyor: “Roxana aynı zamanda benim de doğumumdur. Hayatımda geçtiğim evreleri anlatan, Roxana'nın dilinden bir konuşmadır; gerçek ile yalanı ayırt eden, hayatı küçük ya da büyük yaşamayı kıyaslayan bir iç hesaplaşmadır.”
Armağan Durdağ da program notunda konçertonun programını İskender-Roxana ilişkisinin doğuşu ve gelişimini anlatıyor. Bu aslında tam bir programlı müzik, özellikle ikinci ağır bölüm huzur veren bir aşkın anlatımı gibi... Sakın bu müzikle simgelenen İskender bestecinin, Roxana da solistin simgesi olmasın?
Adların etomolojik kökenlerine ben de biraz baktım. Rahşan aslında Farsça “parıltılı-ışıltılı” anlamına geliyor. Ad olarak erkeklerde Rahşan, erkeklerde Ruşen olarak kullanılıyor. Roxana ise telaffuz olarak aynı kökten geliyor, Romanya ve Ukrayna'da çok yaygın bir kadın ismi. Nitekim Hürrem Sultan'ın devşirilip hareme girmeden önceki adı da Roxana. Bizde ise Osmanlı döneminde Rüksan olarak kadınlara konulmuş bir isim.
Albüm kitapçığında Saygun’un eseri ile ilgili notlar, öğrencisi de olan besteci Hasan Uçarsu’ya, “Roxana” ile ilgili bilgiler ise eserin bestecisi Armağan Durdağ’a ait. Tasarımını Gözde Oral’ın hazırladığı albümün kayıtlarını Pieter Snapper (Roxana) ve Mehmet Sungur (Saygun konçerto) , masteringini ise Ozan Sarıer yapmış. Albüm fiziksel olarak satın alınabildiği gibi Spotify, Apple Music ve Lila Müzik YouTube kanalından dinlenebiliyor.
Kariyerinde çok sayıda başarılı konser ve kayıt bulunan Rahşan Apay, kendi bestecilerimizin yapıtlarını Türk Müzik Arşivine kazandırma yönündeki duyarlılığını Necip Celal Andel'in konçertosu ve Kamran İnce'nin müziklerinden sonra Saygun ve Durdağ ile ortaya koymuş oluyor. Albümü de Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan ettiğini özellikle vurguluyor.
Kendisi ve tüm emeği geçenler için kutlanası bir çalışma.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
21 Haziran 2023, Kaş