Çocukluğundan itibaren eğitimini, gelişimini, başarılarını izlediğim, ulusca kıvanç duymamız gerektiğini düşündüğüm piyanist Can Çakmur'u (d. 1997) 7 Nisan 2023 akşamı şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde Robert Schumann'ın (1810-1856) La minör Piyano Konçertosu'nu yorumlarken dinledim. Can'ı ilk kez, piyanosu ve şef dışında orkestrayla da bu kadar ilgili olarak gördüm icra sırasında. Yoksa kendine yeni bir tarz mı geliştiriyordu? Can'ın yapısını bildiğim, kişiliğini tanıdığım için bu sorunun yanıtını hemen “hayır” olarak verdim. Can'ın hiçbir zaman piyano başında seslendirdiği yapıtın normal akışı dışında bir takım teatral hareketlerle izleyicinin ilgisini çekmeye çalışan “numaracı piyanistler” arasına katılacağına ihtimal vermem. Şu halde, Can niye sıklıkla yönünü orkestraya dönerek oturuyor, klarnet ve obua gibi soloları dikkatle dinliyordu? Bu sorunun yanıtını da Schumann'ın bestecilik özelliklerinde ve piyano konçertosunun yapısında aramak gerekti.
Döneminde, parlak kadansları olan, çok virtüoz konçertoların moda olmasına karşın, Schumann'ın solistin orkestra ile birlikte ele alındığı tür konçertolardan yana olduğu biliniyordu. Nitekim La minör piyano konçertosu da bunun güzel örneklerinden biriydi. Solistle orkestranın tam bir işbirliği içinde olması gerekiyordu. Can da, doğal olarak bu işbirliğini en iyi biçimde hissetmek, orkestra müziğini şefin bagedinin yanında en dikkatli biçimde izleyerek tam anında katılmak için kendi çalmadığı zaman orkestrayı yüzünü de dönerek dikkatlice izlemiş olmalıydı.
Yumuşacık tuşesi, ajilitesi, dikkatli pedal kullanımıyla, dönemindeki diğer piyano konçertolarından farklı bir yapıya sahip yapıtı Can Çakmur, neredeyse amaçlanandan daha virtüoz bir biçimde kulaklarımıza ulaştırmayı başardı. Yoğun alkışlar karşısında iki de virtüoz nitelikli bis çalarak dinleyiciyi ödüllendirdi. Keşke bir önceki gece I Musici konserinde olduğu gibi tüm salon dolu olsaydı. Ama gene de tahminen 1300 civarı dinleyici vardı.
Önceki konserlerde başkemancı sandalyesinde 2. Keman Grup Şefi Tangör Ertaş'ı görmüştük. Bu hafta ise münavebede olsa gerekti, başkemancı sandalyesinde 1. Keman Grubu 1. derece üyesi Derya Bozok vardı.
Konserin ikinci yarısında Fin besteci Jean Sibelius'un (1865-1957) Re majör 2. Senfoni'si yer alıyordu. İskandinav doğası ile seyrek nüfusun özenle üzerine titrediği vatanının özelliklerini dinleyenlerde mistik bir çoşku yaratarak hissettiren bu güzel senfoniyi Rengim Gökmen'in bagedi altında CSO özüne uygun, duyarlı biçimde icra etti. Özellikle bakır ve tahta üflemeliler ile tel çekmeli bölümlerdeki dikkatleriyle kontrbas ve viyolonsel grupları seslendirmenin başarısında önemli pay sahibi oldular. Şef Gökmen tüm grupları ayrı ayrı ayağa kaldırtarak dinleyiciye alkışlattı.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
8 Nisan 2023, Ankara